ABD kolay kolay bir ülkeye heyet göndermez. Fakat konu “mahrem!” konular olunca iş değişir. Şu Metin Topuz meselesi… Bu güne kadar yaptıkları ve malumun ilamı olarak görülen ajanlıklarının ortaya çıkmasıyla telaşlanmışlar. Apar topar gelerek bu sorunun çözülmesi için ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyetin birkaç makul! önerisi varmış. Önerilenlerin toplam meali; ‘çalışan, ABD'nin talebiyle temas yürüttüyse tutuklanmasın…' Temastan kasıt ve yakalanmama ne anlama geliyor? Mesela, ABD Başkonsolosluğu'nda çalışan Metin Topuz adlı elemanın FETÖ'cülerin yurtdışına çıkmasına yardım etmesi gibi…
Yani ABD'nin talebi olduktan sonra kim olursa olsun veya senin ülkenin içinde hangi filmi çevirirse çevirsin dokunamazsın. İster PKK olsun, ister FETÖ olsun ya da başka birileri olsun fark etmez. Yeter ki ABD‘nin istediklerini sahaya sürenler olsun. Aslında ABD, aşikâr bir şekilde; “ABD başkonsolosluğunda çalışan Metin Topuz'un, Zekeriya Öz ile belgelenen teması sorgulanmayacak” diyor.
ABD Başkonsolosluğu'nda "çalışanların" FETÖ ile gerek 17-25 Aralık'ta gerek 15 Temmuz'da kurdukları temasın da üzerine gidilmeyecek diyor. Şayet bu talep kabul edilse vize krizine sebep olan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın dakika dakika saptadığı sağlam "temasın" bir "anlamı" ve geçerliliği de kalmayacak. Böyle bir durumda da ABD Büyükelçiliği, "Adil Öksüz'ü 15 Temmuz gecesi vize hakkında bilgi vermek için aradık" şeklindeki "anlamsız" cevaplara da gereksinim duymayacak… Hatırlanacağı üzere dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, "15 Temmuz darbe girişimini internet oyunu sanmıştık" demişti. Türkiye'nin aklıyla alay eder gibi… Bütün bu yaşananlardan sonra vize konusunda gelen heyete karşı Türkiye'nin tavrını ve kapalı kapılar ardında neler konuşuldu merak ediyorum doğrusu…
Çünkü ABD, bir halkın veya siyasilerin gözüne baka baka yalanlar etmekten utanmıyor. Mesela her defasında, Türkiye'nin, Gülen'in iadesiyle ilgili taleplerine karşılık “yargı karar verir, bizde yargı bağımsızdır” demiyorlar mı? Peki, ABD Başkonsolosluğu'nun talebiyle "temas" yürüten o "çalışanı" kim tutukladı? Türk yargısı değil mi? Senin yargı geçerli de bu uzaydan mı geldi?
Evet, adını "vize krizi" koydular ama aslında mesele suçüstü yakalanan ABD'nin telaşından ibarettir. Telaşın nedeni ise bu ajanların tüm bağlantılarının ortaya çıkma korkusudur. Bunun için de "ajanlık" yapan adamların tutuklanmasına karşılık, 80 milyonluk nüfusa sahip Türkiye'ye vize yasağı koyarak hesabı ödetmeye karar verdiler. Fakat onların beklemediği bir kararla Türkiye de bu ABD kararına misliyle karşılık verdi.
Bu saatten sonra Türkiye'nin ABD'yle ilişkilerine bu gözlükle bakılmalı. Onu içerden yıkmak isteyen ve hiçbir kural tanımayan büyük şeytan olan ABD'yle ilişkilerini bu temel üzerine kurmalıdır. Bölge ülkeleriyle ilişkilerini kurarken de ABD'nin bu yüzünü görerek hareket etmelidir. Vize kriziyle ilgili kapalı kapılar ardında bir şeyler konuşuldu. Neyin konuşulduğu net değil. Ancak bu kadar darbeden sonra ilgili kişiler ABD'nin bu açığını ve telaşını kendi lehine çevirmeyi sağlayacak ferasete sahiptirler umarım.