ABD üsleri aracılığıyla bölge ülkelerine nüfuz ediyor

Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, emperyalist ABD’nin, 150 ülkede,bine yakın askerî üssü olduğunu belirterek, bu üsler aracılığı ile bölge ülkelerine nüfuz ettiğini söyledi.

Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, yaptığı basın açıklamasında, emperyalist ve sömürgeci küresel güçlerin başında gelen ABD’nin, 150 ülkede, bine yakın askerî üssü,  bu üslerde ise 350 bin civarında askerin görev yaptığını belirterek, ABD’nin bu üsler aracılığı ile bölge ülkelerine nüfuz ettiğini söyledi.

Bozan partisinin il binasında yaptığı basın açıklamasında, İslam coğrafyasındaki her yaşanan bir istikrarsızlığın, işgalci israil, emperyalist ABD ve Batı Haçlı ittifakının istikrarı olduğuna vurgu yaptı.

Olası Afrin Operasyonu hakkında değerlendirmede bulunan Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Bozan, ABD’nin dünya tarihinde benzeri görülmemiş şekilde, dünyanın dört bir tarafında kurduğu askeri üslerle, o bölgeyi kontrol altına aldığına dikkat çekti.  

ABD’nin yayılmacı politikası dâhilinde ikinci dünya savaşından sonra Ortadoğu’ya hâkim olmak için, bölge ülkelerinde askeri üsler kurmaya başladığını ve bu üsler aracılığı ile bölge ülkelerine nüfuz ettiğini söyleyen Bozan,  BOP planı çerçevesinde bölgede bulunan ABD’nin, her geçen gün askeri varlığını arttırdığını vurguladı.

Bozan, ABD’nin üslerine dikkat çekerek, “Emperyalist ve sömürgeci küresel güçlerin başında gelen ABD’nin, 150 ülkede, 1000’e yakın askerî üssü, bu üslerde 350 bin civarında asker görev yapıyor.” dedi.

“ABD oluşturduğu terör örgütlerini bahane edip orayı işgal ediyor”

ABD’nin genelde, ülkeleri iki şekilde işgal ettiğini ifade edene Bozan,  “ABD, çıkarlarına hitap eden ülkeleri sözde koruyarak, nüfus alanı içine alması, oluşturduğu ve beslediği terör örgütleri ile bölgede krizlerin ve istikrarsızlıkların yaşanmasını sağlayarak, bunu bahane gösterip, oraya işgal etmekte veya daha önce işgal etmişse askeri varlığını artırma yoluna gitmektedir. Arap Baharı, Irak ve Suriye savaşının gölgesinde bölgede varlığını giderek artırdığı gibi.” Açıklamasını yaptı.

Bozan daha sonra ABD’nin, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Bahreyn, BAE, Irak ve Suriye, başta olmak üzere 11 ülkede 63 askeri üssü ve 50 bin civarında askeri olduğuna dikkat çekti.

“ABD’nin hedefi Kürtler için bir gelecek değil”

Siyonizm, ABD ve diğer Batılı küresel güçlerin İslam coğrafyasındaki çıkar ve sömürü düzenlerinin devamı için, ırk, mezhep ve etnik çatışmaları çıkardığını açıklamasına ekleyen Bozan, “ABD’nin temel hedefi Suriye’de Kürtler için bir gelecek değil, İran’a karşı yapacağı bir savaşta Kürt’leri kullanmak ve incirlik hava üssüne alternatif olacak bir üssün oluşmasını sağlamaktır.” ifadelerini kullandı.

Bozan Rusya’nın temel hedefinin ise kendisine tahsis edilen üslerle Doğu Akdeniz’e açılan nefes borusunu açık tutmak olduğunu dile getirdi.

Bozan Basın açıklamasını şöyle sürdürdü: “İslam coğrafyasındaki her yaşanan bir istikrarsızlık, israil, ABD ve Batı Haçlı ittifakının istikrarı demektir. İslam coğrafyasında akan her bir damla kan ve gözyaşı, ABD ve Batı Haçlı ittifakının, uluslararası silah ve petrol şirketlerinin kasalarına akan para muslukları demektir.  Bu gerçeklerin ışığında sınırlarımızdaki gelişmeleri değerlendirsek doğru adımları atabiliriz.”

“Rusya Türkiye’nin Afrin’de 12 km kadar içeri girmesine izin verecek”

 

Afrin operasyonuna değine Bozan, “Türkiye, sınırlarını ihlal edecek, her türlü terör saldırısına elbette cevap verecektir. Kaldı ki Afrin ABD’nin değil, Rusya/PYD/YPG kontrolünde, Diğer tarafta ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği 4900 tır silah ve bölge ayrı duruyor zaten. Gelişmelerden anlaşıldığı kadarıyla, Rusya Türkiye’nin Afrin’de 12 km kadar içeri girmesine izin verecek ve Türkiye’nin sınır güvenliği konusundaki endişelerine bir nebze olsa cevap vermiş olacaktır.” dedi.

“Bu aşamadan Türkiye’nin Suriye’ye girişi demek, Suriye’deki batağa Türkiye’yi biraz daha içine çekecek”

Bozan şöyle devam etti: “Ancak bu aşamada Türkiye’nin Suriye’ye girişi demek, Suriye’deki batağa Türkiye’yi biraz daha içine çekecek, savaşın genişleyerek sürmesi, akacak kanın, yeni sivil mağduriyetlerinin ve acıların artması demektir. Zaten ABD’nin de istediği tamda budur. Türkiye’nin Suriye’ye girişi kolay olabilir ama çıkışı çok daha uzun, zor ve maliyetli olacaktır.”

“Bölgede kalıcı istikrar ve barış istiyorsak, elbirliğiyle ABD tüm asker ve üsleriyle bölgeden kovmalı”

israil, ABD ve diğer Batılı güçlerin olduğu hiçbir bölgede, güven, barış ve istikrarın olmadığına dikkat çeken Bozan, “Bölgede kalıcı istikrar ve barış istiyorsak, tüm ülkeler elbirliği ile ABD’yi tüm asker ve üsleriyle bölgeden kovmalı, Ankara, Tahran, Bağdat ve Şam aynı masa etrafında toplanmalıdır.  Türk, Fars, Arap ve Kürtler, ırk, dil ve din ayırımı yapmadan bölgedeki tüm halklar bir araya gelebilmeli birbirini dinlemeli ve birbirini anlamaya çalışmalıdır. Ortak ve adil bir gelecek için planlar yapabilmelidir. Bölge ülkeleri aralarındaki ihtilafları ve sorunları dış mihraklarla değil, kendi aralarında çözmelidir.” İfadelerini kullandı.

“Afrin Operasyonu ortaya çıkmış olan barış umudunu söndürmemeli”

Bölge devletlerinin, Kürt halkının her türlü insani haklarını, adalet ve insan hakları zemininde, temin ederek, Küresel güçlere, Kürt halkı üzerinden, oyun, işgal ve çatışma zemininin oluşmasına fırsat vermemesi gerektiğine vurgu yapan Bozan daha sonra, “ Her şeye rağmen, "Afrin'e yönelik bir operasyon olacaksa Suriye’de 7 yıllık süreçte yaşanan sıkıntılardan sonra, ortaya çıkmış olan barış umudunu söndürmemeli, bilakis güçlendirmeli, sivillerin zarar görmemesi için çok dikkatli olunmalıdır.” açıklamasında bulundu.

Bozan son olarak, ABD öncülüğünde, Müslümanlara yönelik yapılmakta olan haçlı seferi karşısına, bölgedeki tüm devletlerin, yekvücut olarak karşı çıkmak mecburiyetinde olduğunu söyledi.

İLKHA



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri

HÜDA PAR'dan 23 Aralık Dünya Şehit Çocuklar Günü mesajı
Gündemimizdeki asıl kriz ekonomik değil, ahlak krizidir
HÜDA PAR: Devlet, kumarı teşvik etmekten vazgeçmeli!
Yapıcıoğlu’ndan HÜDA PAR’ın 12’nci yıl dönümüne ilişkin mesaj
Emiroğlu: "Koltuk davası değil, kulluk davası için yola çıktık"