Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Göç Enstitüsü ile GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından "Göç Tartışmaları I" paneli düzenlendi.
GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde düzenlenen panelin moderatörlüğünü GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür yaptı. Panele, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman ve Kanada Trent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyzi Baban konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, göçün tarihsel bir olgu olduğunu ve insanlık tarihi ile başladığını belirterek, çeşitli sebeplerden dolayı göçler meydana geldiğini söyledi.
"Göç, iyi yönetilirse bulunduğu coğrafyaya önemli katkı sağlar"
Gür, "Göç sonrası travma yaşanıyor. Ama bu travmayı yaşayanlar bir süre sonra Posttravmatik stresi atlattıktan sonra o ülkeye ya da bulundukları coğrafyaya katkı sağlıyorlar. Apple'ın sahibi Steve Jobs Suriyeli bir göçmenin çocuğu. Şu an bir trilyon dolar cirosu olan Amazon'un sahibi Meksikalı bir göçmendir. Dolayısıyla göç her zaman travmatiktir, ama iyi yönetilirse bulunduğu coğrafyaya önemli katkı sağlar. Anadolu coğrafyası, Amerika ve Kanada göçlerle kurulmuştur. Göç edenler sadece sorun olarak değil, aynı zamanda çok iyi yönetilirse onların hak ve hukukları da gözetilerek eğitime, kültüre, sanata ve ekonomiye büyük katkı sağlarlar." dedi.
Panelde, "Misafirperverlikten Haklara Mülteci Krizi: Küresel Yönetişim ve Birlikte Yaşamak Mümkün mü?" konusunda sunum yapan Prof. Dr. Fuat Keyman, "Mülteciler göçmen değil, onlar kendi rızaları dışında yerlerinden edilmiş insanlar. Bu sorunun çözümünde şehirlerin önemi çok büyük. Gaziantep bu anlamda çok önemli kilit kentlerimizden biridir." ifadelerini kullandı.
"ABD ve Avrupa mülteci meselesinde sınıfta kalmıştır"
Türkiye'nin bugüne kadar 4,2 milyon mültecinin yaşadığı bir yer olduğunu, mültecilere ise koşulsuz misafirperverlikle yaklaşıldığını, ancak ABD ve Avrupa'nın mülteci meselesinde sınıfta kaldığını ifade eden Keyman, şunları söyledi:
"Uzun bir süreden bu yana Gaziantep'te Suriyeli misafirler bulunuyor. Artık misafirperverlik yetmiyor. Hem Suriyeli dostlarımız bizden belli statü, haklar istiyor hem de Türkiye'nin de bu şekilde yaklaşması gerekiyor. O yüzden Türkiye başarıyla götürmüş olduğu bu süreci misafirperverlik temelinde başarıyla devam ettirmesi, sürdürebilmesi için artık mülteci sorununa daha çok bir yönetişim, haklar ve statüler temelinde yaklaşması gerekiyor."
Prof. Dr. Feyzi Baban da Avrupa'daki özellikle göç konusunda son hukuki durum hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Baban, 1950 Cenevre konvansiyonuyla mültecilere sağlanan hakların şu anda nasıl erozyona uğradığı ve Avrupa'daki halen devam eden göç kriziyle ilgili açıklamalarda bulunarak, "Avrupa'da son yıllarda mültecilerin kabul edilmemesi, haklarının verilmemesi veya haklarının erozyona uğraması söz konusu. Avrupa sınırları kapatarak, üçüncü ülkelere taşeron olarak sınır kontrollerini vererek ve göçmenleri de kriminalize ederek haklarını vermeme durumuna gelmiştir." şeklinde konuştu.
Gaziantep dahil olmak üzere Türkiye'de yaklaşık 5 milyon mültecinin yaşadığına dikkat çeken GAÜN Göç Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mehmet Nuri Gültekin de Göç Enstitüsünün Türkiye'nin, bölgenin ve Gaziantep'in göçle ilintili meselelerini anlamaya ve açıklamaya çalışacağını belirtti.
İLKHA