ABD’de devlet ve halk sürekli silahlanıyor. ABD`nin elinde kullanıma hazır 2 bin 200 stratejik nükleer başlık bulunuyor, bunlara ek olarak gerekli hallerde aktive edilebilecek nükleer başlık sayısı da 2 bin 500. Amerikan ordusunun elinde ayrıca 500 kısa menzilli taktik nükleer başlık bulunuyor.
ABD`nin elinde 5 bin 500 kilometre menzilli 450 adet Minuteman III füzesi bulunuyor, bunlar tekli ya da çoklu nükleer başlıkla donatılmış durumda. Ohio sınıfı 14 adet Amerikan nükleer denizaltısı 288 balistik ya da bin 152 nükleer başlıklı füze taşıyor. Denizaltılarda 450 kilotona ulaşan (Hiroşima`ya atılan atom bombasının 30 kat fazlası) güce sahip TRIDENT II D5`ler bulunuyor.
Amerikalılar, yakıt ikmali yapmadan uzun menzil uçabilen bombardıman uçaklarından (B-2A Spirit ve B-52H) 500 nükleer silah atabilme kapasitesine sahip. Amerikan donanmasına ait 113 gemideki 60 kadar bombardıman uçağının nükleer misyonu bulunuyor.
Soğuk Savaş boyunca Amerikalılar ve Sovyetler balistik füzelerden daha az güce sahip olan ve sahada taktik hedefleri destekleyen kısa menzilli silahlar yaptı. ABD`nin başta Avrupa`da olmak üzere bu türde 500 kadar nükleer silahı var, bunlardan 300 kadarı Tomahawk stratejik seyir füzesinden oluşuyor.
Karadan, bombardıman uçaklarından ya da denizaltılardan atılabilen bütün bu silahlar ABD`yi dünyanın herhangi bir yerini vurabilecek konuma getiriyor.
Devletin silah tutkunluğu halka da yansımış. Halk çılgınca silahlanıyor. Neredeyse herkeste silah var. Kimi ailelerin beş altı silahı bulunuyor.
İşte bu çılgınlığın bazı neticeleri:
ABD’de bir genç annesini, eski öğretmenlerini ve yaşları 5 ile 6 arasında değişen 20 çocuğu öldürdü. Bu akıl almaz cinayeti annesinin evde bulunan dört adet silahı ile gerçekleştirdi. Katilin anne ve babasının üzerinde çok sayıda kayıtlı silah bulundu. Katilin evi sanki bir cephaneliği andırıyor. Zengin bir aile; baba bürokrat; anne ile baba ayrı yaşıyor.
Alabama eyaletinde silahlı bir saldırgan, hastanede rastgele ateş edip 3 kişiyi yaraladı. Güvenlik görevlilerinin üzerine ateş açan saldırgan, polis tarafından vurularak öldürüldü.
Oklahoma eyaletinde ise bir lisede toplu katliam yapmayı planladığı ileri sürülen 18 yaşındaki öğrenci tutuklandı. Silahlı bu öğrenci, Connecticut Lisesi`nde öğrencileri konferans salonuna doldurup öldürmeyi planlıyor. Bu olayı gerçekleştirilemeden öğrenci tutuklanıyor. Bu öğrenci, arkadaşlarından bazılarını, öğrencileri konferans salonunda toplamaya, kapıları zincirlemeye ve ateş açmasına yardım etmeleri için iknaya çalışıp, yardımcı olmayanları öldürmekle tehdit ediyor.
1999 yılında da Eric Harris ve Dylan Klebold isimli öğrenciler, yarı otomatik silahlarla Columbine Lisesi`ne saldırarak 13 kişiyi öldürüp 24 kişiyi yaralamıştı.
Bir toplum düşünün ki silahlanmayı hobi haline getirmiş. Herkes silahlı. Haliyle kimi öğrenciler de silahlı oluyor. Silah fabrikaları mafyalaşmış ve silahlanmaya karşı çıkarılacak kanunlara mani oluyor.
Silah tutkunu, emperyalist bir millet; doğrusu her nerede olursa olsun canice yapılan katliamların hiç birini savunmak mümkün değil. ABD’de öldürülen çocuklar masum, Filistin, Afganistan, Pakistan ve dünyanın her tarafında öldürülen Müslüman çocukların masum olması gibi. Hepsine gözyaşı döküyoruz.
Obama da öldürülen çocuklara gözyaşı döktü. Ama Filistin’de öldürülen çocuklar için “İsrail’in haklı savunmasıdır ve arakasındayız” diye açıklamada bulundu. İşte fark burada, kendi ülkenin çocuklarına ağlayacaksın. Başka ülkelerdeki çocukların ölümüne oh çekeceksin. Bu asla insani değil.
Nerede bir İslami filizlenme olsa saldırıp ezmeye çalışacaksın. Bir bahane bulup senelerce süren katliamlara zemin hazırlayacaksın. İnsanları birbirine girdirecek ve bir fitne ateşiyle birbirine kırdıracaksın. Kendi halkının silah, araba vb. hobileri için dünyanın her tarafını sömüreceksin.
Başkanları, lider ve yöneticileri silah ve kan tutkunu olan bir milletten, yukarıdaki olayların aksini beklemek deliliktir.
Olayların meydana gelmemesi için, güvenlik önlemlerinin çoğaltılması asla çare değildir. Zenginlik ve para hiç çare değildir. Beyinler, zihinler, fikirler ve algılar değişmeden bu tür olayların önüne geçmek imkânsızdır.
ABD tez elden silah ve kan tutkunluğundan vazgeçmelidir. Sömürgecilik aklı terk edilmelidir. Müslüman insanların ahı ve bedduası alınmamalıdır. Tüm ayalet, şehir kasaba ve köylerinde bir ahlaki seferberlik başlatmalıdır. Halkına ve özellikle çocuklarına Allah, melek ve ahiret inancını aşılamalıdır ki katliam gibi olaylardan kurtulabilsin.