Amerika; Türkiye'nin kuyusunu kazmaya devam ediyor. Türkiye, "stratejik müttefik" söylemi ile avunadursun, ABD Türkiye'nin aleyhinde olacak her gelişme ve sürecin içerisinde yer alıyor. Farklı gerekçelerle açıkça bu aktivitelerde bulunmaktan çekinmiyor. Hatta PYD'nin, Münbiç'te karargâh ve arabalarına ABD bayrakları asmasından yana bir girişimi olmuyor. Aksi girişim bir yana, bıyık altından gülüp bu durumundan memnuniyet duyuyor. ABD askerleri, PYD mensupları ile poz verip bunu dünyaya servis etmekten herhangi bir beis görmüyor.
Diplomatik teamülleri zorlayan bir duruş ile dünya kamuoyu nezdinde PYD'yi meşrulaştırmak istemektedir. Türkiye'nin Münbiç'e saldırmasını engellemek için, ABD'nin buraya üs kurduğu ve bayrakları ile donattığını görüyoruz. Yani açıkça Türkiye'nin karşısında yer aldığını davul zurna ile ilan ediyor. ABD, Türkiye'nin ABD askerleri ile çatışmayı göze alamayacağını düşünerek, çok ileri, diplomatik sınırları zorlayan adımlar atmaktadır. ABD, Türkiye'yi PYD ile beraber Rakka'ya sürmek istemektedir. Türkiye ise, PYD'yi Fırat'ın batısından temizlemeye çalışmaktadır.
PYD ise, olası bir Rakka operasyonu senaryosunu kullanarak Türkiye'nin Münbiç'e saldırısına ABD kalkanı ile engel olmaya çalışmaktadır. PYD, Türkye'nin Münbiç'e saldırması durumunda, Rakka operasyonu için hazırladığı kuvvetleri geri çekerek Münbiç'e yoğunlaşmak zorunda kalacağı tezini işlemektedir. Yani Rakka'ya yoğunlaşabilmesi için ABD'nin Münbiç'i koruması gerektiği tezini işlemektedir. Kendi iradesi elinde olmayan bir PYD'nin gerçekten ABD ile böyle bir pazarlık yapabileceği kuşkuludur. Bütün bunları ABD'nin planlayıp PYD'ye söyletmesi büyük bir ihtimaldir. Böylelikle Türkiye'nin askeri aktivitelerini sınırlama noktasında, ABD cephesinden meşruiyet zemini hazırlanmak istenmektedir.
Böylelikle PYD'yi himayesi altına alan bir ABD, taraf görüntüsü vermekten öte stratejik nedenlerle PYD'yi askeri açıdan desteklediği tezini işleyecektir. Bu durum, PYD istenen seviyeye gelene kadar devam edebilir. Tam bu noktada Türkiye'nin, alternatifi olmayan hamlelerle ABD'yi sıkıştırmaya yönelmesi lazımdır. Türkiye, sahada ABD ile çatışmaya girmeyeceğine göre, ABD'nin alternatifini bulamayacağı veya bulmakta zorlanacağı veya alternatifinin çok maliyetli olduğu hamlelerle cevap vermesi gerekir. Türkiye dik bir duruş ortaya koymadığı müddetçe ABD'nin Ali cengiz oyunları eksik olmayacaktır.
Mesela, İncirlik Üssü'nün statüsü bu konuda etkin olarak kullanılabilir. Zaten birçok konuda Türkiye'nin başını ağrıtan ve bağrımızdaki yılan mesabesindeki İncirlik Üssü ciddi anlamda gündeme alınabilir. ABD'nin politikalarına stratejik akıl çerçevesinde kararlı cevaplar verilmez ise, bu mesele sadece Suriye ile sınırlı kalmaz. ABD'yi caydıracak olan, kararlı bir politika ve duruştur. ABD zaaf gördüğü zaman, Suriye'yi Türkiye'ye taşıma konusunda asla tereddüt etmez. Bu arada Suriye'deki çekişme ve başka iç ve dış nedenlerden dolayı ABD'nin Türkiye'de darbe hazırlığı yaptığından kimsenin kuşkusu olmasın.
Uygun zaman ve zenimi yakaladığı an düğmeye basacaktır. Amerika'nın şerrinden korumak için şirin görünmek çare değildir. Elbette imkân ve kabiliyetlerimizi de göz önünde bulundurarak karalı bir duruş sergilemek en isabetli tercihtir. Çok dikkatli olmak ve stratejik aklın gereklerine göre hareket etmek lazımdır. Suriye'de atılacak yanlış bir adım Türkiye'deki iç dengeleri de derinden sarsabilir. Pusuda bekleyenlerin varlığını asla unutmamak lazımdır. ABD'nin taahhütlerine güvenerek iddialı adımlar atmak vahim bir hata olur. Bölgemizdeki siyasi dengeler gözetilerek Müslüman halkların menfaatine olacak adımlar atılmalıdır.