Uluslararası ilişkilerin mecburiyeti veya diplomatik teamüllerin zarureti dışında gelinen noktadan geri adım atarak daha önce defalarca yapıldığı gibi ABD yönetimi ile tekrar normal müttefik muhabbetine girilirse bunun izahı hayli zor olacaktır. Ki artık papazın bırakılmasının veya ‘karşılığında şu bu' diye söz edilen mevzuların da hiçbir önemi kalmadı.
Haydi sol romantizminden alıntılayarak başlayalım: “Geri sar şu filmi makinist geri sar.”
1971 yılına kadar 5 yıl MİT müsteşarlığı yapan M. Fuat Doğu'nun “ben MİT Müsteşarlığı değil CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım” diye itiraf ettiği gerçeklerin de gerisine saralım diyorum.
Mesela, NATO'ya üyeliğin dümeninde çok uzaklarda kurban verilen canlara veya sırtımıza hançer gibi saplanan askeri üslere, verilen sözlere, tavizlere gidelim, onları da konuşalım.
Sonra bu retorikten üretilen iç ve dış tehditlere, teslim olunan vesayet odaklarına ve norm gibi kanıksanan darbelere uzanalım.
Şimdi şu filmi geri sarmanın vakti gelip geçiyor.
Bu çok stratejik mel'unla ve onun uzantısıyla imzalanan ne kadar askeri, siyasi, ticari vs. anlaşma, sözleşme, ortaklık filan varsa hepsini hızlı ve etkin biçimde gözden geçirmek şart değil midir?
Onların kararlarını beklemeden her alanda verilen siparişler başta olmak üzere tüm iyi niyet organizasyonları iptal edilmeli değil midir?
Türkiye'deki pokemonlarının deşifre ve derdest olmasıyla birlikte son hamleden bir önceki seçeneği tercih eden devasa ‘think tank corporation' beyinlerinde adeta devreleri yanmış bir robot gibi davranıyorlar.
Türkiye üzerine kurgulanmış Hollywood yapımı bir bilim kurgu filminin sonunu izliyor gibiyiz.
Türkiye'de bir iki istisnayı atlarsak her kesimin ittifak ettiği husus, memleketin bağımsızlığı adına, ekonomiye, paraya yani hepimizin aşına, işine, cebine, geleceğine ve hayallerine el uzatan şişme haydutla müttefikliğe son verilmesidir.
Papaz verilecekse ki başta dediğimiz gibi artık onun veya başka bir malzemenin i'rabda mahalli kalmamıştır, o yüzden yanında dev bir paketle iade edilmelidir.
O paketin içinde şu bizi bağladıkları NATO ipi de dahil şimdiye kadar bize verdikleri bütün uğursuz hediyeler de olmalıdır.
Hatta karşılığında da onlardan canlı cansız hiçbir şey bile talep etmeden.
Hepsi onların olsun. Ekonomik saldırılarını şayet daha da aktif hale getirirlerse bölgede ve dünyada yeni ittifaklar ivedilikle ilan edilmeli ve somut adımlar atılmalıdır.
Çin mi olur, İran mı, Rusya mı veya ABD ile azıcık sorunu bile olan bazı Avrupa ülkeleri mi, hepsiyle ortak noktada eylem planları ilan edilmelidir.
Eğer çaba Hak içinse değil Kızıldeniz, Pasifik Okyanusu bile ortasından yol verir. Önce Belam'ı helak eder sonra Firavunun esmerine sarı saçlısına bakmaz. Boğazına su ve kum dolmazsa tüm dünyanın nefreti dolar ve öyle boğulur.
Karunları da ellerindeki döviz anahtarlarıyla yerin dibine mi geçirir yoksa borsa ve iflasın dibine mi bilinmez.
Ama şu an şahit olunan ve bir ülkenin başını dik tutan tavır, göründüğü gibi değil de gelip geçici basit bir hamaset rüzgarı ise işte o zaman memleket dolar, batarız.
Çünkü aynı gemideyiz.