Bilim insanlarının yaptıkları tespitlere göre çok sık rüya görmek depresyon belirtisi demekmiş. Bu tespit devletler için de geçerli. Bakın ülkeler içinde ABD'den daha fazla düş görüp gördüğü her romantik rüya ile amel eden başka bir devlet yoktur.
Eskiden düş rekoru İngiliz'lerin idi. Şimdi bu hastalık onun hormonlu çocuğuna miras kaldı. Rusya ve Çin gibi ülkelerin düşleri Sam amca'nın gördüğü rüyaların ancak fragmanı kadardır.
Depresyon kaynağı olan bozguncular şahının, gördüğü düşlerin peşine düşmesi yüzünden her coğrafya kanlı bir Hollywood filminin setine dönüşmeye devam ediyor.
Gördüğü rüyanın ardından her sabah tekrar dünyayı kurtarmak için görevlendirildiğini düşünen taytlı-donlu Süpermen, artık Bolivya, Panama, Kore, Vietnam gibi karışık düşler yerine son yarım asırdır, İslam'ı ve Müslümanları işgallerle, katliamlarla, darbelerle ve birbirine düşürerek yok etme rüyası görüyor.
11 Eylül saldırılarından birkaç gün sonra, gördükleri rüyayı ifşa eden ABD başkanı W.Bush: “Başlattığımız haçlı seferi, zaman alacak Amerikalılar sabırlı olmalılar” demişti. Ve peş peşe emirler yağdırdılar. “Afganistandaki, Irak'taki, Suriye'deki, Gazze'deki, ve tüm erkek çocuklarını öldürün, yakın yok edin ki, olur ya içlerinden İbrahim'ler, Musa'lar çıkar da denizler ötesinde olmak yetmez bize, boğulur gideriz..”
Bu çılgın şah, önce gördüğü düşü, kendi istediği gibi tabir etmeyen vezirlerini öldürüyor, sonra rüyası gerçekleşmeyince çılgına dönüyor. 15 Temmuz rüyası doğru çıkmayınca kahrından kaç kadeh viskiyle avunmuştur, Allah bilir.
Son zamanlarda bir türlü istediği gibi çıkmayan mezhepler çatışmasına dair rüyaları da tekrar be tekrar görüyorlar.
Ve uyandıklarını sandıkları gaflet hallerinde bas bas bağırıyorlar: “Ey şiiler, neden böyle isteksiz davranıyorsunuz. Bakın her ortamı hazırladım, her malzemeyi verdim, yıllardır Daiş'le şunla bunla rahatsız edilmiyor musunuz, haydi şu Sünnilere toptan saldırıya geçin. Öyle parçalı bulutlu bir pasifliğiniz var ki, yağmursuz gelip geçen minik bulutlar gibisiniz. Ve ey Sünniler, daha neyi bekliyorsunuz, bakın Haşdi-Şabiler bile çıkmış, Suriye, Bahreyn, mut'a, Sahabe'ye dil, daha ne yapmalarını bekliyorsunuz, haydi sadece tespit yapmanız yetmez, onlar şundan bundan çok daha tehlikeli, yürüyün hücuuum..”
Evet bir tembellik görüyorlar, bir isteksizlik hali. Bunca kışkırtmaya, bunca tahrike ve bunca bahşişe rağmen bir türlü istedikleri kıvamı bulamıyorlar. Şarap kadehlerinin dibine baktıklarında gördükleri kan, kahve falında gördükleri izler kadar değil, o yüzden daha fazlasını istiyorlar.
Musul, kısa sürede Sıffin'in bin katı kadar büyük bir kan gölü olması gerekirken neden yavaş gidiyor diye deliye dönüyorlar.
Bir buçuk milyarlık sünni İslam alemi nasıl oluyor da birkaç yüz milyonluk şiilere dersini vermiyor deyip depresyondan bunalıma geçiyorlar. Sonra Trump Trump ses çıkarıyorlar, Hillary Hillary horluyorlar.
Olmuyor işte. Gördüğünüz düşleriniz ve hayalleriniz, Fatiha suresini aşamıyor. Göklerden gelen bir karar var, tutuşturduğunuz alevi yükseltmesi için Ebu Leheb'i de seçseniz, karısını da seçseniz olmuyor. Elleriniz kurumaya devam ediyor.
Ve biz ellerimizi tuttukça sizin elleriniz daha hızlı kuruyacak, şimdi ister sabredin, isterse düş görmeye devam edin.