ABD, uzun yıllardır İslam Coğrafyası denilen Ortadoğu’ya yerleşmenin planları içerisindedir. Amacı, Ortadoğu’ya tamamen yerleşmektir. Politikalarını bu plan dâhilinde belirleyen ABD’nin derdi ve hedefi, Ortadoğu’da yaşanan savaş, çatışma ve kargaşaya çözüm bulmak ve böylece barış ve huzuru tesis etmek değildir.
Bilakis çatışmaların kızışması, karışıklıkların artması ve yaşananların girift hale gelmesi için işbirlikçileriyle birlikte yoğun bir çaba içerisindedir. Bu bir hakikattir. Zira ABD’nin bulunduğu yerlerde sürekli bir savaş hali vardır, sürekli sinsi planlar yapılmaktadır ve bu planların neticesinde zarar gören, gözyaşı döken, ölen, ev ve memleketlerinden göç etmek zorunda kalan Müslümanlardır.
ABD, Ortadoğu’ya asker yığarak asıl hedeflerine ulaşmanın gayretindedir. ABD’nin asıl şeytanî hedeflerinden söz etmeden evvel, Ortadoğu ülkelerinde kaç askerinin bulunduğuna bakalım. Afganistan’da 14 bin, Kuveyt’te 13 bin, Katar’da 13 bin, Bahreyn’de 7 bin, Irak’ta 6 bin, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 5 bin, Ürdün’de 3 bin, Suudi Arabistan’da 3 bin, Türkiye’de 2 bin beş yüz, Suriye’de 800, Umman’da 600 asker…
Evet, ABD’nin İslam beldelerinde on binlerce askeri bulunuyor. Peki, ABD neden Ortadoğu’da bulunmaktadır? Yüzlerce üssü ve binlerce askeri Ortadoğu’ya yerleştirerek neyi amaçlamaktadır? ABD’nin Ortadoğu’da bulunmasının nedenleri birden fazladır. Evvela ABD’nin emperyalist bir ülke olduğunu vurgulayalım. Bu yüzden sürekli yayılmacı bir politika izlemektedir.
ABD’nin başındaki isimlerin değişmesinin bir önemi yoktur. Dün Obama’ydı, bugün Trump, yarın bir başkası olacaktır. İsimler değişse bile yayılmacı ve sömürgeci politikası değişmeyecektir. ABD’nin Ortadoğu’da bulunmasının en önemli sebeplerinden biri, ülkelerin zenginliklerine sahip olmak istemesidir. Yani asıl hedefi, savaşları bitirmek değil, petrole sahip olmak istemesidir.
Sömürgeci bir devlet geleneği olan ABD, Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere elinin ulaştığı her ülkenin kaynaklarını elde etmeyi, çıkarı için kullanmayı hedeflemektedir. ABD, türlü türlü oyunlarla ülkeleri ve ülkelerin başındaki liderleri kendine mahkûm etmektedir. Aynı zamanda ülkelerin bağımsız bir politika üretmelerine ve savunma sanayisi açısından istedikleri gibi gelişmelerine müsaade etmemektedir.
Kendi çıkarı için tehlike gördüğü herkes ABD’nin hedefindedir. Ortadoğu’da önemli şahsiyetlere yönelik onlarca suikast yapmış olması bu gerçeğin anlaşılması açısından önemlidir. ABD’nin yapmış olduğu katliamların haddi ve hesabı yoktur. Son 30 yıldır Ortadoğu’da sayısız katliam yapmış, binlerce masum ve sivil insanı katletmiştir.
ABD’nin şeytanî hedeflerinden biri de, Ortadoğu’daki Müslümanlar arasına nifak ve tefrika sokmak istemesidir. Müslümanlar arasındaki ihtilafların büyümesi, ABD’nin hedefleri arasındadır.
Bunca şeytanî amaç ve planları olan ABD’nin İslam Coğrafyası’ndan çıkarılması için Müslümanların gerçek birlik ve beraberliğe ihtiyaçları vardır. Müslüman beldelere tamamen yerleşen ABD’nin sinsi hedeflerinin farkına varılamaması, İslam âlemi açısından utanç vericidir.
Daha ne zamana kadar emperyalizmin desiselerinin farkına varılamayacaktır? Bunca acı, bunca zulüm, bunca ölüm Müslümanları neden harekete geçirmemektedir? Artık yetmez mi, artık ABD’yi Ortadoğu’dan çıkarmanın zamanı gelmedi mi?
Bütün fitnelerin baş müsebbibi olan büyük şeytana karşı neden daima Müslümanların boynu büküktür? Oysa asıl izzet ve zafer Müslümanlarındır, kâfirlerin değildir. Müslümanlar, aziz İslam gibi tüm sorunlara çare olabilecek bir medeniyete sahiptir. İslam medeniyeti, tüm sorunları çözmeye kadirdir.
O halde neden İslam medeniyetine tam manasıyla sarılmıyoruz? İslam bize Müslümanlar olarak birbirimizi tam manasıyla sevmemiz gerektiğini, birbirimize sahip çıkmamız gerektiğini, farklılıklarımızın zenginlik olduğunu ve özellikle de İslam düşmanlarına karşı birlik olmamız gerektiğini söylemiyor mu? Neden İslam’ın o cihanşümul mesajlarına kulak vermiyoruz?
İnanıyoruz ki İslam’ın mesajlarına gerçek manada kulak verdiğimiz gün, sorunları da çözeceğiz, birlik ve beraberliği de elde edeceğiz ve en önemlisi emperyalizmi İslam topraklarından çıkartıp sulh ve selametin, huzur ve adaletin tesis edilmesine vesile olacağız.