BM genel kurulunda yapılan Kudüs oylaması; tehditlere, şantajlara, çirkefliklere rağmen vicdanların sesini duyuracak şekilde sonuçlandı.
Bir bağlayıcılığı olmayan fakat ABD'yi bağlayacak bir karar olduğu ve ülkelerin ABD baskısına rağmen aldıkları karşı bir karar olması ABD'yi özelliklede Trump'ı yolun sonuna getirdiğini göstermektedir.
İkinci dünya savaşıyla başlayan iki kutuplu dünya düzeni soğuk savaşın sona ermesiyle ABD ve kapitalizm lehine sonuçlandı ve artık sosyalizm model olmaktan çıkmış tüm dünya liderliği kapitalist ABD'ye kalmıştır. Yıllar süren baskı, zulüm, işgal ve sömürü politikaları özelde Ortadoğu'yu genelde dünyayı patlama noktasına getirmiştir. İlk büyük tepki 11 Eylül saldırıları, büyük öfke patlaması ise Kudüs ile olmuştur. Ortadoğu'nun her karışının savaşta olduğu bir durumda, yangından mal kaçırır gibi alınan karar ellerinde patlamıştır. Neticesi yıllar sürecek yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. ABD bunun farkında bu durumu kendi lehine çevirmek istemektedir. Bunlar son çırpınışlar olmayacaktır. Son zamanlarda ABD nereye el atarsa elinde kalıyor. Kuzey Kore, Suriye, Irak (Musul Kerkük), Afganistan, Pakistan, Lübnan, Baltık Denizi ve sırada Ukrayna hepsi sorunlu bölgeler ve işler yolunda gitmiyor artık ABD despotluğu son bulmaktadır.
ABD, Ortadoğu'ya asker sevkiyatına; Türkiye, Suriye, Kuveyt, Afganistan ve Irak üzerinden devam etmekte Suudi'yi ileri sürerek başlattığı Lübnan'da yarım kalan işi tamamlamak isteyecektir. Suriye'de Astana kararlarına tahammül etmeyecektir.
Avrupa'nın kendi içinde yaşadığı ekonomik buhran ve mülteci akımı da, ABD'yi sahada yalnız bırakmıştır. İngiltere'nin dış politikada yaptığı değişiklik yine ABD'yi yalnızlaştırmış hatta çoğu zaman karşı karşıya getirmiştir. Sessiz ve sadık olan Avusturalya bile artık eskisi gibi müttefik değil Çin ile olan yakınlığı ve gitgide büyüyen ekonomik işbirliği Avusturalya'yı ABD'den uzaklaştırmaktadır ve koalisyonda olduğu için Irak'a gönderdiği savaş uçaklarını geri çekme kararı zor zamanda alınan ve ABD'yi yalnız bırakan bir karardır.
Müttefik kaybı yaşayan ABD rakip olarak karşısında kim var ve hangi kapasitede?
Akıllara ilk gelen haliyle Çin'dir fakat Çin bunu tek başına yapabilecek güçte değildir. Ekonomik yatırımlarıyla devletleri kıskacına almaya çalışmakta ve uluslararası kamuyu desteği ayrıca müttefiki yapmaya çalışmaktadır. İngiltere ile yakınlaşması yüzyılın projesi olan İpek Yolu projesinin hayata geçirilmesi içindir. Gelecek, seyrinden daha çabuk geliyor.
Küresel güçlerin dizayn etmeye çalıştığı Yeni Dünya Düzeninde asıl önemli olan İslam Ülkelerinin konumu ve durdukları yerdir. Durumun pek izaha gerek kalmadığı malumdur fakat bu ümitsizlik olarak değil yeni bir kıpırdama, yeni bir heyecan olarak yer edinmelidir. Yapacağımız ufak hatalar bizi tarih dışına atabilir.
Türkiye olarak gündemimiz sürekli değişmekte, dış politikada hemen hemen her ay yeni bir ülke ile meşgul olmaktayız. Saldırılar kesintisiz devam etmekte, saldırıları bertaraf etmek çok önemli bir hamle fakat savunma modundan çıkmak ve strateji geliştirmek gerekiyor. Suriye'de PYD koridoru, Katar olayı, Somali de üs faaliyetleri, Kudüs olayı ve sırasını bekleyen Lübnan, önemli adımlar atılmış birçok oyunlar bozulmuştur ama saldırılar devam edecektir devam etmemesi için önüne geçmek gerekiyor. Yeni düzende Türkiye ortak hareket ettiği devletlere daha fazla güç ve ortak katmalıdır. Yeni haritaların oluşmasında söz sahibi olmak için içeride ve dışarıdaki engelleri kaldırmalı, maddi ve manevi büyümeyi tüm tabana yayarak gerçekleştirmelidir.