PKK, Kürtlerin sosyal dokusuyla çatışmaktadır. İlk kurulduğunda Marksist-Leninist-Maocu ideolojiyi benimsemiştir.
Taban ile çatışmaya girmemek adına din konusunda strateji değişikliğine 1990 yılından sonra gitmiştir. Bu değişiklik dini araçsallaştırma şeklinde olmuştur. Yani din kullanılmıştır.
Doğu bloğunun yıkılması neticesinde sol fraksiyondan olan PKK, ağırlıklı olarak Kürt milliyetçiliğine yönelmiştir.
Din, PKK’ya göre ‘SÖMÜRGECİLİĞİN AJAN KURUMUDUR’.
PKK, pragmatist strateji gereği dine yaklaşmıştır.
Bölge halkının dindarlığı geleneksel olup bilinçli değildir.
PKK’nın üst düzey yetkilileri sosyalist gelenekten gelmektedir.
PKK, dini ‘Kürdü, Kürtlüğü yok eder’ şeklinde görmektedir.( Abdullah ÖCALAN, Kürdistan Devrimin Yolu, Almanya, Serxwebun Yay.,
1993/a. Ama gelişmeleri göz önünde bulundurarak dini kullanma yoluna gitmişlerdir. Özde dine bakış değişmemiştir. Taktik değişmiştir.
PKK ilk etapta dini ÜST YAPI KURUMU olarak görmekteydi. İkinci etapta ARAÇSALLAŞTIRMIŞLARDIR(DİNİ KULLANMA)
Öcalan’a göre İslam, burjuva(kapitalist) ideolojilerin uyuşturucu etkisinden bin kat daha uyuşturucudur. İslam, milli geçmişi inkâr etmektedir. İslam direnme ruhunu öldürmektedir.( Öcalan, Kürdistan Yurtseverliği ve ulusal Kurtuluş Cephesi, Zağros Yay., 1993/a, s. 24-25)
Öcalan’a göre Hz. Muhammed kaybetti Karl Marks kazandı.( Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru Özgür İnsan Savunması, 2001, s. 13-14)
Öcalan materyalizmi( maddeciliği) dinden kurtulmanın çaresi olarak görmektedir.(Öcalan, Kürdistan Devriminin Yolu, 1992/b, s. 102.)
Günümüzün Allah’ının da bilimin özü olduğunu vurgular.(aynı kitap, s. 103)
Öcalan, dinin insanlar tarafından meydana getirildiği düşüncesindedir.( aynı kitap, s. 15-16.)
Öcalan’a göre tek tanrılı din ideolojileri, siyaset tarafından üretilmiştir.( Öcalan, Din Sorununa Devrimci Yaklaşım, 2001/a, s. 65)
Ona göre din, ilahi kanunlar değil insanların ortaya attıkları ideolojilerdir(fikirlerdir).( aynı kitap, s. 82-83).
İbadetler, tapınaklar köleci düzeni ruhlarda hakim kılma işlevini yapmaktadır.(aynı kitap, s. 73.).
Allah inancı bir Arabistan uydurmasıdır.(aynı kitap, s. 111).
Öcalan yarı tanrı olduğunu da belirtir.( Öcalan, Özgür Yaşamla Diyaloglar, 2002, Çetin Yay., s. 23.
Öcalan her seferinde İslamiyet’in sadece siyasi bir hareket olduğunu ifade eder. Neden ilahi din olarak onu sundular? diye de sorar. (Öcalan, Kapitalist Modernite ve Demokratikleşme, s. 154.)
Öcalan, Hz. Muhammed’in peygamberliğini kitaplarında sorgular. (Öcalan, Demokratik Uygarlık Manifestosu, 2001, s. 102.)
Öcalan, İslamiyet’i semavi bir din olarak görmez. Ona göre Muhammed; Hanif, Hıristiyan, Yahudi ve Mecusi dinlerinden yararlanarak, bir fikri, din olarak sunmuştur.( Öcalan, İdeolojik Kimlik(Savunmalardan Derleme), Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi Yay., Ronahi Matbaası, 2007/a, s. 51. )
Ona göre Hz. Muhammed’in peygamberliğini ilanı ticaret(para) amaçlıdır.(Öcalan, Din Sorununa Devrimci Yaklaşım, 2001, s. 38.)
Muhammed’in peygamberliği ilahi bir vazife değildi, Muhammed’in kişisel tercihi idi. Peygamberlik Hz. Hatice’nin teşvikiyle olmuştur.(aynı kitap, s. 155-156)
Hz. Muhammed’in Hira dağına çekilmesini İdeolojik bir hazırlık için görmektedir. (Aynı kitap, s. 47.)
Dini unsurları mitolojik temelli kabul etmiştir. Hakarete varan ifadeleri söz konusudur. ( Sümer Rahip Devleti, s. 40.).
İnsanların dualarını tanrıların yani egemen sınıfın yanıt vermemesi şeklinde değerlendirmektedir. ( Aynı kitap, s. 42).
Dini söylem, Allah, peygamber, melek gibi kavramları dönemin siyasi literatürü şeklinde yorumlar. Cennet, Cehennem, sırat, mahşer, Kurtarıcı bekleme, Sümer ve Mısır rahip devletinin tasarımıdır, ona göre. Bunları terk etmeye davet etmektedir.(Aynı kitap, s. 234)
Cenneti, mutluluk hayali olarak nitelendirmektedir. (Aynı kitap, s. 52) (Sümer Rahip Devleti, s. 39)
Cennete ulaşma hayalidir, fantezidir. (Sümer Rahip Devleti, s. 103)
Namazı bir tiyatro, drama şeklinde açıklamaktadır. (Sümer rahip Devleti, Mem yay., s. 234.
Öcalan, İslamiyet’in Kürtleri parçaladığını, dinleri insanlığı emperyalizme kurban eden ajan olduğunu açıklar. (Atina Özgür İnsan Savunması, s. 90.)
1992-1996 yılları arasında 41 din görevlisi ajan yaftalamasıyla PKK tarafından öldürülmüştür.
Kürtler PKK’yı aidiyet, temsiliyet ve etnik sahiplenme noktasında alternatif olmaması hasebiyle desteklemekte, sempati duymaktadır. Fakat PKK, dinle olan sorunları sebebiyle hala hayal ettiği tabana ulaşmamıştır.
Hizbullah ile beraber Öcalan dinle ilgili fikirlerini revize etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Öcalan, pkk’nin İslamiyeti savunduğunu iddia etmektedir. Dini kullanıp dinde var olan Eşitlik, Devrim, Kardeşlik, Evrensellik temalarını öne çıkarmaktadır.
Öcalan, en doğru islamiyeti kendilerinin sahiplendiğini de ısrarla vurgular.
(Önderlik Çözümlemeleri, Parti Önderliğinin 2. Ulusal Konferans Konuşmaları Konferans Açılış Konuşması, s. 95, 1990.)
Öcalan’ının bilinçaltında materyalizm fikri olduğu satır aralarında okunabilmektedir.
Zamanla Öcalan, dinin sömürü aracı sözünü bırakmış, Türklerin onu sömürmek için kullandığı tezine geçmiştir. Dinin bazı ayet ve hadislerinin kullanılması gerektiğini, camilerden istifade edilmesinin faydalı olacağını ifade etmiştir.
Öcalan sadece islamiyeti değil Zerdüştlük ve Hristiyanlığı da araçsallaştırmıştır.