Ey Avrupa, aç şu kapılarını, biz geldik biz! Aşk olsun, yoksa tanımadın mı bizi? Dikkatlice bakarsan tanırsın, fazla yabancı birileri değiliz.
Hani yurtlarını yuvalarını harabeye çevirdikleriniz var ya, üzerlerine ölüm yağdırdıklarınız var ya, işte biz onlarız, onların çocuklarıyız.
Hani silahlarınızı satmak için bir birlerine düşürdüğünüz, aralarında savaş turnuvaları düzenlediğiniz insanlar var ya, işte biz onlarız.
Aç şu kapılarını ey Avrupa!
Hem bizi buraya getiren nedir biliyor musun? Dedelerimizin kokuları, dedelerimizin genleri çekip getirdi. Hani bir zaman Afrika’dan gemilere doldurup köleler olarak getirmiştiniz ya, işte bizi buraya dedelerimizin kanı çekip getirdi.
Hani memleketimize gelmiştiniz ellerinizde İnciller vardı, bizim ellerimizde de toprağımızdan çıkardığımız altınlarımız vardı, bir de bakmıştık ki İnciller bizim elimizde, altınlar sizin elinizde, hatırladınız değil mi, işte biz onların çocuklarıyız.
Lütfen hiç itiraz etmeyin ve açın şu kapıları. Biliyoruz size biraz zararımız dokunacak, konforunuz bir derece düşecek, göbeklerinizin yağından birazı eriyecek, boyunlarınızın kalınlığından birazı eksilecek, köpeklerinizin mamalarının kalitesi bir derece düşecek ama o kadarcık da olsun canım.
Bizi Hıristiyan yapmak için milyonlarca dolar masraf ederek ülkelerimize misyonerler gönderiyordunuz, düşündük boşuna masraf etmesinler biz oraya varalım dedik ve geldik. Ne o, hayırdır yoksa vaz mı geçtiniz bu işten, bıraktınız mı Hıristiyanlığı, kiliseleriniz bomboş? Bakın buna üzüldük, o koskoca kiliseler katedraller ıssız kalmış. Korkarız bundan sonra da doldurma ihtimaliniz yok, kendi ellerinizle kendi soyunuzu kurutuyorsunuz, tükeniyorsunuz.
Bakın, diyoruz ki, hazır gelmişken şu kiliseleri, katedralleri bize verin, biz canlandıralım, kıblelerinde de bir değişiklik yapmaya gerek yok, çünkü Kudüs’le Mekke aynı istikamette.
Hem hiç durmadan tekrar edip duruyordunuz; İslam zorbalıkla, kılıçlarla yayılmıştır diyordunuz. Bakın biz geldik ve elimizde hiç bir şey yok. Böylece İslam’ın nasıl yayıldığını da bizzat test ederek görmüş olursunuz.
Şimdi size sesleniyoruz ey Avrupa, açın şu kapılarınızı! Şunu bilin ki bizi asla geri gönderemezsiniz. Çünkü Allah’ın toplumlar üzerinde estirdiği rüzgârın istikameti hep doğudan batıya ve güneyden kuzeye olagelmiştir. Allah’ın rüzgâr haritasını değiştiremeyeceksiniz.