Kürtçe-Kurmanci
Akşam başınızı yastığa koyduğunuzda o günün bir muhasebesini yapınız. Yaptıklarınızdan ve yapmadıklarınızdan dolayı eğer “keşke” demiyorsanız, “eyvah” demiyorsanız müsterih olun, üzülmeyin. Hoşlanmadığınız neticeler çıkmış olsa bile bu demektir ki siz size düşeni yapmışsınız fakat meseleler sizin boyunuzu aşmıştır.
Bunu Müslüman bireyler olarak yapmamız gerektiği gibi, asıl toplumun ve o toplumu yönetenlerin yapmaları gerekir.
Gönül ister ki bunu Suriye savaşında yer alan bütün kesimler yapsınlar, çok acı bir beş yıl geçmiş de olsa, içlerinden gelen eyvahlarını ve keşkelerini duyup dinlesinler, kimlerle yan yana durduklarını, kimleri üzdüklerini, kimleri sevindirdiklerini artık anlasınlar, sabah uyandıklarında da her şeye yeniden başlasınlar.
Acaba böyle bir muhasebeyi DAİŞ yapmalı değil mi?
Bugün Suriye'ye dışardan gelerek orayı cehenneme çeviren, yüz binlerce Müslümanı katleden, milyonlarcasını muhacir eden Esed rejimi ve yabancı güçlerin tamamı istisnasız DAİŞ'le mücadele etmeye geldiklerini söylüyorlar. DAİŞ'le savaşmak için Suriye'de olduklarını söyleyemeyen kim var Allah aşkına? Ve bu arada DAİŞ'le ne kadar savaştıkları da ortada.
PYD bugün DAİŞ'le savaştığı iddiasıyla meşruiyet kazanıp emperyalist dünyadan destek görmüyor mu?
Peki, bu durumda DAİŞ mensupları bir kerecik olsun başını yastığa koyduğunda bu muhasebeyi yapmaz mı acaba?
Fakat iş işten geçtikten sonra hiçbir eyvah, hiçbir keşke fayda vermeyecektir.
Dengelerin Ümmetin aleyhine değişmesinde önemli etkisi olduğuna inandığımız Suud rejiminin İhvan'ı düşman ilan etmesi ve darbeci Sisi'yi destekleyip ayakta tutması acaba Suudilere “eyvah, keşke böyle yapmasaydım” dedirtecek mi?
Çünkü emperyalist dünyanın en önemli kazançlarından birisi, Mısır'ı bugünkü denklemin dışına itebilmekti ve bu Suud eliyle yapıldı.
Yaşadığımız ülkeyi merkeze alarak baktığımızda ciddi bir kilitlenme ve kuşatılmışlıkla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Güneyden en uzun kara sınırımız PYD tarafından Sünni ve Arap dünyasına tamamen kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Ve bu tablo karşısında Türkiye hiçbir şey yapamıyor, eli kolu bağlı durumda, bir tek uçak bile kaldırılamıyor. Başta Nato olmak üzere müttefik zannedilenlerden de ufukta hiçbir destek görünmüyor.
Bu noktaya gelinmesinde bizim eyvahlarımız, keşkelerimiz var mı, yoksa mesele bizim boyumuzu aşmakta mıdır?
Bu arada Kürt Sorunu hep emperyalist dış dünya üzerinden çözmeye çalışan taraflar acaba bir gün “eyvah” derler mi, keşke” derler mi?
Başta Rusya, ABD ve Avrupa'nın desteğiyle var olmaya, ayağa kalkmaya çalışan PKK/PYD acaba bir gün “eyvah” der mi, “keşke” der mi?
Bu meseleyi bugünkü iktidarla değil de kiminle çözecek acaba? Dersim'i bombalayanlarla mı, düne kadar kendilerini inkâr edene ulusalcılarla mı çözecek? Kürtleri günahı kadar istemeyen Paralelcilerle mi çözecek?
İktidar çevreleri de aynı konuda “eyvah” der mi, “keşke” der mi acaba? Başta ABD olmak üzere emperyalist dünyaya PYD'nin terör örgütü olduğunu kabul ettirmek için çırpınan iktidar, onları devre dışı bırakarak başka şeyler yapamaz mı acaba?
Evet, kaçırdığımız acılarla dolu beş yıl için “eyvah, keşke” dediğimiz noktaları bulmaya çalışalım. Yok eğer içimiz rahatsa, yani biz elimizden geleni yapmışsak Allah'a güvenelim, O bize mutlaka bir çıkış yolu gösterecek, önümüzü açacaktır.
Bir takım hata ve ihmalleri olsa da, üç milyona yakın Suriyeli Müslümanı bağrına basan, bir o kadarının da iltica etmek için yöneldiği Türkiye bundan dolayı asla “eyvah” demeyecek, “keşke” demeyecektir.
Hem şu gerçek unutulmamalıdır ki, savaşlarda, özellikle böylesi çok taraflı savaşlarda çok hızlı ve beklenmedik ittifak değişiklikleri olur ve dengeler birden alt üst olur. Tarihte bunun birçok örneği vardır.
Ortadoğuda şu anki ittifakların hiç de doğal olmadığını, akıl almaz çapraz ilişkiler üzerine kurulu olduğunu baştan beri hayretle izlemekteyiz.
Biz bu akıl almaz ittifakların aniden bozulabileceğini, daha vicdani ve hakkâni ittifaklara dönüşeceğine inanıyoruz.
Yeter ki Rabbimiz bu eyvahları, bu keşkeleri ahirete bıraktırmasın.