Adamların amacı üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek! Adamların amacı memleketi kurtarmak değil, batırmak! Adamların amacı sokağı hırsıza, yağmacıya teslim etmek! Bu şüphe götürmez bir gerçek!
Ellerinde artışa dair farklılık arz eden bir istatistik olmadığı halde göçmen ve mülteci durumunu pişirip pişirip gündem ettiler. Kimisi sahili turladığını ve onlardan başka hiç kimseyi görmediği yalanını attı, kimisi askeri elbiselerle ülkeyi işgal etmeye geldiklerini söyledi, kimisi de sadece gençlerin resimlerini paylaşarak çocuk ve kadınların gelmediğini höykürdü. Her biri farklı bir yalanı uydurdu veya kuytu bir yerde buldukları bir resmi Türkiye gerçeğiymiş gibi yansıtmaya çalıştı.
Bunları yapanların kim olduğu zaten biliniyor. Bunlar faşist duygularla diğer sol örgütleri nemalandıranlardır! Bunlar terör örgütlerinin, uluslararası karanlık mihrakların amacı doğrultusunda bilerek veya kimisi bilmeyerek mesai harcayanlardır. Hepsinin hizmet ettiği tek yönlü bir husus vardır: Kaos, gerginlik, ölüm ve kan!
Geçtiğimiz salı günü Ankara Altındağ İlçesi Battalgazi Mahallesinde çıkan bir kavgada Emirhan Yalçın isimli 18 yaşındaki bir genç, bıçaklanarak öldürüldü. Bunu katleden kişinin Suriyeli olduğu söylendi. Sebep her ne ise bu ölüm olayını lanetliyor ve katilin gereken cezayı alması gerektiğini söylüyorum.
Üç dört yıl önce Suriyeli 9 aylık hamile bir kadını ve 10 aylık bebeğini en alçak yöntemlerle katleden iki cani bütün bir milleti töhmet altında bırakmadığı/bırakmayacağı gibi, Suriyeli birinin o caniliği de bütün Suriyelileri suçlu kılmaz.
Dolayısıyla öyle her birileri bir suç işlediğinde suçlu o ülkeden gelen herkestir gibi bir anlayış doğru değildir, cinayettir. Dahası burası dağ başı değil! Suç ve suçluyu takip eden merciler vardır ve onlar görevlerini yapmak zorundadır.
Salı günü yaşanan cinayetin ardından Çarşamba günü havanın kararmasıyla Suriyelilere ait birçok ev ve iş yerine saldırı yapıldı. Suçun şahsiliği yokmuş gibi önlerine gelen dükkânların, evlerin camlarını indirdiler. Bu yetmedi çaldılar, soydular, yaktılar. Dahası bu saldırılarda yaralanan çocuklar oldu.
Ankara Emniyet Müdürlüğü sosyal medyada yalan haber yayan ve bölgedeki zarar verme olaylarına karıştıkları tespit edilen 148 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. 148 kişinin 66'sının yağma, hırsızlık gibi suçlardan kaydı bulunduğu bildirildi.
Sokaklardaki her şeye zarar veren vandalların Türkiyeli vatandaşlarımıza ait işyerlerine de zarar verdikleri ortaya çıktı. Gece yaşanan kargaşa sırasında dükkânına da zarar verilen vatandaş; "Ben 20 yıldır bu mahallede bu dükkânı işletiyorum. Beni bu mahallede tanımayan kimse yoktur. Bunu bile bile benim camıma çerçeveme zarar veren vatan hainleri var. Bunların derdi vatan kurtarmak değil, birçoğu Ankara'nın çeşitli yerlerinden gelip milletin canına tasallut eden insanlar" diye açıklamada bulundu.
Olayların yaşandığı Battalgazi ve Önder Mahallelerinde Emniyet güçlerinin saatlerce süren saldırıları önlemekte yetersiz kalması ayrıca sorgulanması gereken bir husustur. Öyle herkes sokakları karanlık emelleri doğrultusunda kullanacaksa, burada büyük bir eksiklik var demektir.
Kin ve nefret yayarak sicilleri kirli çeteleri sağa sola salarak kendi emelleri doğrultusunda sokakları adres gösterenlerin, halkın 15 Temmuz sokak destanını unuttukları görülüyor!
Herkes her konudaki politikayı, uygulamayı eleştirilebilir, herkes kendi doğru bulduğu yöntem için medeni bir tutum içerisinde muhalefetini ortaya koyabilir. Ancak sağa sola saldırarak, suçtan habersiz insanları hastanelik ederek kendi doğrularını dayatanlar varsa, bilinsin ki bu halk bunu kabul etmeyecektir!
Herkes aklını başına alsın ve kime karşı olursa olsun şiddeti körüklemekten vazgeçsin! Bu ülke sadece birilerinin babasının malı değil! Bu ülke bütün farklı dil, kültür ve etnik kimlikleriyle 83 milyon insanın ülkesi! Öyle ‘benim dediğim olmazsa yakarım, yıkarım’ demek kimsenin hakkı olmadığı gibi haddi de değildir! Bunu yapanların hukuk dairesi içerisinde hak ettikleri cezayla karşılaşmaları kaçınılmaz olmalıdır!
Selam ve dua ile.