Seyhan Belediyesinin Çukurova Üniversitesi ve birçok sivil toplum kuruluşu ortaklığında Çukurova Kalkınma Ajansının desteği ile yürüttüğü Suriyeli sığınmacının durumunu gösteren “Adana Seyhan’daki Sığınmacılar, Durum Tespiti ve Acil Çözüm Önerileri” raporu kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre, Adana’da 150-200 bin civarında Suriyelinin yaşadığı belirtilen raporda; “Acil önlemler alınıp, sağlıklı aş, iş ve eğitim sağlanamazsa; Suriyeli kayıp bir kuşakla karış karşıya kalınacak. Türkiye bunun sonuçlarıyla on yıllarca değil, belki yüzyıllarca uğraşmak zorunda kalacak.” ifadeleri dikkat çekti.
Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın basın mensuplarıyla paylaştığı raporun, Mayıs-Temmuz 2015 aylarında 96 mahallede 2 bin 800 Suriyeli sığınmacının durumundan yola çıkarak hazırlandığı bildirildi.
“Bu yıl Akdeniz’de ölen göçmen sayısı bin 500”
Konuşmasında mülteci ve göçmenlerin denizlerde yaşadığı kazalara değinerek başlayan Karalar, "Maalesef mülteci ve göçmen ölümleri ancak yüksek sayılara ulaştığında, ya da geçtiğimiz günlerde Bodrum sahillerinde yaşanan olay gibi sarsıcı görüntülerle kamuoyu nezdinde görünür hale geliyor.” dedi.
Karalar, Türkiye’nin bölgesel konumu nedeniyle deniz ve karayoluyla yapılan insan kaçakçılığı tartışmalarının merkezinde olduğunu söyledi. Bu yılın ilk 6 ayında Akdeniz’de benzer şekilde gerçekleşen ölümlerin bin 500’ü aştığını ifade eden Karalar, “Özellikle yaz döneminde havaların ısınmasıyla, insan kaçakçılığı yapan gemilerin de sayısı hızla artmaya başladı. O kadar ki, sadece 2015 Nisan ayının ilk yarısında 11 binden fazla insan denizden kurtarıldı.” diye belirtti.
“Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı 2 milyonu aştı”
Suriye’deki savaşın, 4 yılı aşkın süredir insanları memleketlerini bırakıp çeşitli ülkelere sığınmak zorunda bıraktığını kaydeden Karalar, “Bu süre zarfında Türkiye’ye sığınan Suriye vatandaşlarının sayısı 2 milyonu aştı. Türkiye’nin her tarafına yayılmış olsalar da sığınmacıların en yoğun yaşadığı iller Urfa, Antep, Şırnak, Hatay gibi sınır illeri. Suriye sınırına olan göreceli yakınlığıyla Adana da yoğun göç alan iller arasında sayılıyor.” ifadelerini kullandı.
“Seyhan ilçesinde 50 bin sığınmacı var”
Adana’da en çok Suriyeli barındıran ilçenin Seyhan olduğunu belirten Karalar, “Suriye bir bütün olarak çöküntü alanı haline gelmekte olup çatışmalar durulsa dahi yakın gelecek de aynı zamanda yoksulluk göçüne kaynaklık etme riski taşıyor. Kaldı ki tüm göç dursa dahi, sadece Seyhan ilçesinde, sadece doğumlar üzerinden bile Suriyeli sığınmacıların sayısı her yıl bin-bin 500 artacağı öngörülüyor. Bu tablo içerisinde, Adana’da ifade edilen 150 - 200 binlik, Seyhan ilçesinde 40-50 binlik sığınmacı nüfusun uyum ve uyarlanması hem kendilerinin hem de mevcut sakinlerin huzurlu ve müreffeh bir yaşam sürdürebilmeleri için elzem.” dedi.
“Suriyeli kayıp bir kuşakla karşı karşıya kalınabilir”
Suriyeli sığınmacı sorununun her geçen gün daha da ağırlaştığını ifade eden Karalar, “Acil önlemler alınmazsa, sağlıklı aş, iş ve eğitim sağlanamazsa; Suriyeli kayıp bir kuşakla karış karşıya kalınacak. Türkiye bunun sonuçlarıyla on yıllarca değil, belki yüzyıllarca uğraşmak zorunda kalacak.” diyerek uyardı.
Rapora göre Suriyeli sığınmacıların durumu
Karalar, Seyhan Belediyesinin gerçekleştirdiği “Seyhan’daki Sığınmacıların Durum Tespiti” çalışmasını şöyle sıraladı:
-Seyhan’daki sığınmacıların yüzde 92’si başta Halep olmak üzere Türkiye sınırına yakın illerden geliyor.
-Seyhan’daki her üç Suriyeliden ancak biri (yüzde 35’i) az da olsa Türkçe konuşabiliyor.
-25 yaşın üzerindeki her 5 kişiden biri okuryazar değil. Kadınlarda bu oran yüzde 24’e kadar yükseliyor. Yüksekokul veya fakülte mezunu olanların oranı ise erkeklerde yüzde 9,2, kadınlarda ise sadece yüzde 5,8.
-Adana’ya Suriye göçmenlerin en yoksul kesimlerinin geldiğine yönelik genel bir kanaat bulunmakta ise de Suriyeli sığınmacılardan Suriye’deyken yoksul olduğunu ifade edenler yüzde 14 düzeyinde kalıyor.
-Sığınmacıların yarısı Suriye’de iken en son yapılan işler arasında da esnaflık, küçük zanaatlar, ticaret türü işleri sayarken, yüzde 8,2’si beyaz yakalı işleri yaptığını, yüzde 5’i ise tarım ve hayvancılıkla uğraştığını ifade etmektedir.
-Sığınmacıların yüzde 85’i genel kaygı dışında da çatışmalardan doğrudan etkilenmiş bulunuyor. En az yüzde 5’i aile veya yakın akrabalardan birini savaşta kaybettiğini ifade ediyor. Her 5 kişiden 4’ü savaşa bağlı olarak Suriye’de kalan konutlarının kullanılamaz, tarlalarına girilemez hale geldiğini belirtiyor. Bir diğer deyişle, sığınmacıların yüzde 90’ını çatışmalardan doğrudan, geriye kalanı da dolaylı olarak etkilendiği için gelmiş bulunuyor.
“Sığınmacılar kiralık ve ucuz ev bulabildikleri şehir merkezlerini tercih ediyorlar”
-Sığınmacılar kiralık ve ucuz ev bulabildikleri şehir merkezlerini tercih ediyorlar. Eski çarşı bölgeleri hem kiraların ucuzluğu hem de alışkanlıklarına uygun olup Kocavezir-Mestanzade-Meydan bölgesinde yoğunlaşma olduğu söylenebilir. Şehrin görece zengin kuzey semtleri sayılabilecek alanlarında ise (Reşatbey-Gazipaşa-Cemalpaşa-Yeni Baraj semtlerinde) yoğunlukları azalıyor.
-Türkiye’de yapılan işler arasında hamallık, inşaat işçiliği, ayakkabı işleri, tarım işçiliği, aşçılık, tekstil işçiliği-terzilik ile hizmet işleri (garson, tezgahtar) yaygındır. Çocuklar yaygın olarak çıraklık türü işlerde çalıştırılabilmektedir. Kadınların Türkiye’de yaptığı işler sınırlı sayıdadır. Öğretmenlik, temizlik işçiliği, tekstil-konfeksiyon-terzilik gibi işlerde çalışmaktadır.
-Suriyeli sığınmacıların yüzde 57’si yoksulluk, yüzde 31’i açlık sınırının altında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Yüzde 31’inde temel beslenme malzemeleri (tüp, yağ, tuz vb.) yeterli gözükmektedir. Geriye kalan yüzde 69’u yetersiz düzeydedir.
Suriyelilerin kişi başı harcamaları 3 TL
-Sığınmacıların ortalama gıda harcaması kişi başı günlük 3 TL’yi nadiren geçebiliyor. Düzenli süt ürünleri, peynir yoğurt yiyebilenlerin oranı yüzde 40 civarında, yüzde 25’lik bir kısmı peynir yoğurttan hemen tümden mahrum durumda.
-Sığınmacıların sadece yüzde 15’i ara katlarda oturabilmektedir, geriye kalan yüzde 85’i bodrum, zemin, çatı katı veya çadırlarda kalmaktadır. Konutların yarısından fazlasında masa sandalye yok. Divan kanepeleri, hatta kullanılabilir bir yatağı olmayanlar yüzde 20-30 civarında. Konutların yüzde 21’inde Çukurova gibi sıcak iklim koşullarında bir eski buzdolabı bile bulunmuyor.
-Suriyeli sığınmacı nüfusun yüzde 43,46’sı 0-17 yaşında bulunmaktadır. 5-17 yaşında okul çağındaki çocuk oranı yüzde 32,46’dır. Okul, daha doğrusu Suriyelilere yönelik okulların sadece birkaç okulla sınırlı olması okullaşma eksikliğinin en temel sebebi. İkincisi ise maddi sebepler yani çok zor şartlarda yaşamlarını idame ettiriyor olmaları. (Ayhan Kaya - İLKHA)