Hafta sonu itibariyle bir yönüyle ülke gündemini bir yönüyle ümmeti ilgilendiren iki gelişme yaşandı.
Biri Muhammed aleyhisselamın muhabbetini ve sünnet öğretisini hayatın mihveri kabul eden Peygamber Sevdalıları'nın Diyarbakır'daki muhteşem mitingiydi. Ülke insanı ve ümmet için vahdet endişeli bu mitingte önemli mesajlar paylaşıldı. Mesajlar bireyden aileye, çocuktan ihtiyara, kadından erkeğe, yönetilenden yönetene uzanan bir çizgide sadra şifa öğütler içeriyordu. Peygamberi anlama ve yaşatma ana temalı miting, katılım sergileyenlere biri kendi omuzlarına tekrar tevdi edilen adil şahitlik ve davet; diğeri katılamayanları da bu güzellikten haberdar etme vazifesi yükledi.
Birçok manevi hastalık ve ahlaki aşınmışlığa reçete olacak tavsiyeler içeriyordu mesaj. Irkçılık musibetinden fanatizm körlüğüne, uyuşturucu illetinden kumar belasına, adaletsizliklerden mağduriyetlere, zalimane sistemden bel büken ekonomik zorluklara kadar birçok problemin çözümü bu mesaja derc edilmişti. On maddeden oluşan bu mesajları ana başlıklar olarak hatırlatmayı bir vazife olarak görüyorum:
-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır.
-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir.
-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir.
-Peygamberi anlamak; Onun(sav) ahlakı ile süslenmektir.
-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır.
-Peygamberi anlamak; İslami nassların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır.
-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir.
-Peygamberi anlamak; 'Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.' nebevi mesajına gönül açmaktır.
-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir.
- Peygamberi anlamak; Kur'an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. Bu emanet İslam dininin özüdür...
Diğer bir gelişme, YSK'nın seçime katılacak partileri ilan etmesiydi. 5 yıldır, siyaset arenasında olan ve hiçbir eksiği olmayan HÜDAPAR'ın seçime katılacak partiler arasında zikredilmemesi; henüz yeni bir parti olan, birçok eksiği bulunan, CHP'nin şark kurnazlığıyla hanesine 15 milletvekili katan İYİ Parti'nin girebilmesi açısından bu ilan önemlidir.
Aslında bu ayak oyunu bizi bir kez daha siyaset ve politika kavramları üzerine düşünmeye sevk etmelidir:
Siyaset, Arapça kökenli bir sözcüktür. Eğitme, terbiye etme, toplumsal dinamikleri adalet eksenli tesis etme anlamındadır. Anlamına uygun yapıldığı zaman adil, aslından sapıldığı zaman zalimdir, siyaset. Üstad'ın ve birçok alimin imtina ettiği siyasetin bu yönüdür. Nedense politika sözcüğü aklıma siyasetin hep bu yönünü getiriyor. Batı menşeli bir kavram olan Politika, bir amaca varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak, zayıf noktalarından ya da aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollara başvurur ve bunu meşrulaştırır.
O halde hem diğer partilerin hem de tabanı peygamber sevdasına dayanan HÜDAPAR'ın çalışmalarını bu bağlamda görmek gerekir. Birileri her türlü ayak oyununu meşru gören politikayı amaç kılarken hür neferler, adalet temelli siyaseti hakka ve halka hizmette bir araç görüyor.