Çat barajı üzerinde, Harap Abdullah köyü denilen alanda, baraj suları üzerinde rüzgârın esmesiyle birlikte hareket eden yüzlerce adanın gelecek nesiller aktarılması için vatandaşlar bu alana sahip çıkılması gerektiğini belirtiyor.
Dünyada emsali olmayan yüzen adaların devletin sahiplenmesi gerektiğini belirten Mustafa Karcı "Burası Çat gölüdür. Bu yüzen adaların oluşumu yaklaşık 4 bin yıl önce oluşmuştur. Yüzen adalar toprak değil, çimlerin üst üste gelmesiyle bir katman oluşturarak oluşmuş adalardır. Çimler yaklaşık 4 metre kalınlığında katmanlar oluşturmuştur. Daha önce bu çimler birbirleriyle bitişikti ve Çelikhan'ın alanından daha fazla alan kaplıyordu. Hayvanları üzerine çıkarıp otlatıyorduk. Kendimiz orada tırpanla ot biçiyor, bu otları hayvanlara veriyorduk. Yüzen adalarda sayısız kuş vardı. Bilemediğimiz türden kuşlarla tam bir kuş cennetiydi." dedi.
Yüzen adalar tek parçaydı
Yüzen adaların baraj yapılmadan önce bütün suyun üzerini kapatan tek parça çimlerden oluştuğunu ancak baraj yapılmasından sonra çimlerin kırılarak parçalara ayrıldığını belirten Karcı, "Burada iki büyük dere vardı, dereler sel felaketiyle birlikte kapanınca yüzen adaların bulunduğu kısım bağımsız hale geldi. Harap Abdullah köyü olarak isimlendirilen bir köyün sel felaketleri nedeniyle bu suyun altında kaldığı söyleniyor. Tamamen yüzen adalarla kapalı olan bu suyun üzerine çıkar üzerinde dolaşırdık. Çimlerin arasında küçük küçük açıklıklar vardı. O açıklıktan uzun sırıklarla suyun derinliğini ölçmek istediğimiz de sırıklar suyun dibine kavuşmazdı." ifadelerini kulandı.
Karcı karaya vuran adaların yok olup gittiğini belirterek "Çat barajının yapılmasının ardından çimler alttan suyun girmesiyle birlikte parçalandı bazıları karada bazıları ayrı bir şekilde duruyor. Çimlere su değmeyince çimler çürüyor ve yok olup gidiyor. Suyun değdiği çimlerin üzerinde bitki oluşumu vardır. Bu çimler su olmayınca direk yere gömülüyor ve böylece çürümeye bırakılıyor. Devlet buralara el atsaydı bu yüzen adalar bu hale gelmezdi. İnşallah bundan sonra sahiplenir. Parçalanmış çimler rüzgâr olunca bazen sağa bazen sola giderler. Ondan dolayı bu çimlere yüzen adalar diyoruz. Eğer devlet el atarsa bu çimlerin ömrü uzar." şeklinde konuştu.