ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlamasına farklı camialardan tepkiler gelmeye devam ediyor.
Çil yaptığı yazılı açıklamada "Adıyaman Diyanet -Sen olarak konuya ABD’nin binlerce kilometre uzakta bir coğrafyada ve bir asrı aşan bir geçmişte 1915 yılında yaşananlara dair ilgisinin hukuken dayanaksız, bilgisinin ilmen yetersiz olduğu perspektifyle bakıyoruz." dedi.
'soykırım' ifadesini kullanmasını bilimsel, siyasi, diplomatik açıdan kabul etmediklerini ve kayda değer bulmadıklarını dile getiren Çil "Uzun yıllardır süregelen bu yıl hangi ifadeyi kullanacak, sözde soykırım ifadesini kullanacak mı, Radikal Ermenilerin beklentileri ve talepleri ne kadar karşılanacak? soru ve sorgularıyla hem algı hem de ilgi yöneten ABD’nin bu yıl 24 Nisan’da uzunca zamandır tercih ettiği büyük acı ibaresi yerine büyük yalan tercihi kapsamında 'soykırım' ifadesini kullanmasını bilimsel, siyasi, diplomatik açıdan kabul etmiyor ve kayda değer bulmuyoruz. Tarihin kademeli olarak tahrifini esas alan bir anlayışla hareket etmekten kaçınmayan bir stratejinin benimsendiğini ispatlayan büyük acı ve soykırım ifadeleri arasındaki tercih gelgitinin bu yıl soykırım yalanıyla tamamlanması Türkiye merkezli jeo-politikte yaşanan değişimlere ve gelişmelere karşı cevap ver(eme)me durumunun da yansımasıdır." şeklinde konuştu.
"Dünyanın bir çok ülkesinde vekalet verdiklerinin eliyle kan dökmüş ve can almıştır"
ABD'nin dünyanın farklı ülkelerinde kan döktüğünü dile getiren Çil "Soykırım; ABD açısından kuruluşundan bugüne kendi ülkesinde ve dünyanın birçok bölgesinde icra etmekten imtina etmediği uzmanlık alanıdır. Soykırım yoluyla işgale, sömürü yoluyla kaynakları ele geçirmeye dair emperyalist politikalarla hareket eden ABD Vietnam’da, Afganistan’da, Filistin’de, Irak’ta doğrudan ve dünyanın birçok ülkesinde vekâlet verdikleri eliyle kan dökmüş ve can almıştır. Ülke coğrafyasının yerleşik yerlilerine yönelik kapsamlı soykırım, siyahi vatandaşlarının insan onuruna yönelik saldırılar ve kültürel soykırım da dahil olmak üzere kuruluş sermayesi soykırım olan ABD’nin de Başkanının da 1915’e dair konuşma hakkı yoktur." dedi.
"ABD’nin ve yöneticilerinin bizim ve milletimizin nezdinde itibarı dünde bugünde yoktur." diyen Çil şöyle devam etti:
Türkiye’nin ortak tarih komisyonu kurulması teklifine destek vermeye yanaşmayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1915 olaylarına dair değerlendirmesini bilinçli şekilde ıskalayan, kendi ülkesinin tarihçilerinin konuyla ilgili söylemlerine kulak tıkayan devletin de o devletin Başkanının da söylediği sözün, kullandığı kavramın anlamı ve geçerliliği yoktur. Daha da ötesi gerçekle temas etmekten özenle kaçınan ABD’nin ve yöneticilerinin bizim ve milletimizin nezdinde itibarı dünde bugünde yoktur. İnancımızın, medeniyetimizin, kadim değerlerimizin hayat bulduğu Anadolu’da biz kapsamındaki hiçbir devlet; kesin ve tartışmasız olarak soykırım fiilinin faili, iştirakçisi ve azmettircisi olmadı ve bundan sonrada olmayacak. Çünkü bizim inancımız ve ondan neşet eden insana dair bakışımız bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı yaşatan bütün insanlığı yaşatmış gibidir anlayışını esas alır.
ABD'nin Ermenilerin gözüne girme adına yaptığı açıklamanın kabul edilemeyeceğini belirten Çil "ABD’nin ve özellikle de Başkanının Ermeni Diasporası'nın gönlüne, gözüne girme hedefiyle tarihe dair büyük yalan ve diplomatik zemine yönelik kapsamlı hezeyan üretme çabasını anlamsız, ahlaksız ve akılsız bir tavır olarak görüyoruz. Biden'ın açıklamasını ABD'nin güvenilmezliğinin tesciline, müttefik sıfatının tenkisine gerekçe sayıyoruz. Devletimizin ve hükümetimizin konuyla ilgili ABD'ye karşı tutumunu destekliyor, 1915 olaylarına yönelik duruşunu ve konumunu doğru buluyoruz. ABD ve Başkanı şunu unutmamalıdır ki inancımız, medeniyetimiz ve tarihteki hiç bir devletimiz yalanla dahi soykırımla ilişkilendirilemez. ABD ve Başkanı, tarih konusunda akreditasyon kurumu ya da öznesi değildir. Hepsinden önemlisi Türkiye’de eski Türkiye değildir." dedi.