Kamuoyunun bildiği gibi 2005'ten itibaren FETÖ başta olmak üzere devletin kılcal damarlarına kadar sızan karanlık mihraklar özellikle İslami STK ve yapıları hedef almışlardı. Polis ve yargı mensupları işbirliği yaparak sudan bahanelerle onlarca kişiye kumpas kurup yıllarca cezaevlerinde mağdur etmişlerdi. Selam Tevhit davası, Tahşiye davası, Elazığ İhya Der ve Adıyaman Vahdet Der davaları bunların en somut örnekleridir.
Yapılan FETÖ operasyonlarından sonra kamuoyunda; “Artık benzer hukuksuzluklar olmaz” kanaati hâkim olmuşken bir yıldır Türkiye'nin muhtelif illerinde yeniden hukuksuzluklar hortlamaya başladı. Bu illerden en dikkat çekici olanı Adıyaman ilimizdir.
Konuyu biraz geriden ele alalım. Yıl: 2010, “ABD ve israil'i protesto etmek, Kutlu Doğum programını düzenlemek, öğrencilere barınma yeri temin etmek…” gibi komik gerekçelerle Adıyaman Vahdet Der'in yönetici ve üyelerine dava açıldı. İşi kılıfına uyduran mahir eller(!) mezkur gerekçelerle 6 kişiye 10 yıl 6 ay ve 7 yıl 6 ay arasında değişen cezalar verdiler. Hemen akabinde Yargıtay 9'uncu Dairesi ilgili kararı uygun bularak cezalarını onamıştı.
Yıl: 2017, Vahdet Der'e kumpas kuran polis ve yargı mensuplarının birçoğu FETÖ'den cezaevine girmiş ve yaptıkları hukuksuzluk gün yüzüne çıkmıştı. Dosyayı tekrar inceleyen Yargıtay 16'ncı Dairesi, önceden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu tespit edip dosyanın bozulmasına ve yeniden yargılamaya karar verdi. Yeni yargılamada kumpas mağdurlarının tamamı beraat ettiler.
Bu süre içerisinde mağdur edilenlerin bir kısmı, hukuksuzca verilen cezalarını bitirip tahliye olmuşlardı bir kısmının da cezalarının bitmesine az kalmıştı.
Aynı STK bir yıldır farklı keyfi uygulamalarla karşı karşıyadır. Basından takip ettiğimiz kadarıyla Vahdet Der'in üyesi olduğu Kur'an Nesli Platformu, 5 Kasım 2017 tarihinde Türkiye geneli yaptığı “Kur'an Pınarı sınavı” birçok ilde yapılırken Adıyaman'daki ilgili resmi kurum izin vermemişti.
Yine Vahdet Der'in üyesi olduğu Peygamber Sevdalıları Platformu, 18 Şubat 2018'de Türkiye geneli düzenlediği “Siyer Sınavı” için Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokole rağmen Adıyaman Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü sınava izin vermemek için tüm şartları zorlamışlardı.
Adıyaman'da yapılan keyfi uygulamaların son örneği ise iki gün önce basına yansıdı. Farklı siyasi partilerin seçim standı açtıkları parkta, Ak Parti'li Belediye Başkanının dayatmasıyla HÜDA PAR'ın seçim standı kaldırıldı. Konu ile ilgili HÜDA PAR Adıyaman İl Başkanlığı yazılı basın açıklamasında şu cümleler yer alıyor. “Belediye Başkanı Hüsrev'in HÜDA PAR'a karşı takındığı bu tavrın nedenini henüz öğrenebilmiş değiliz. Hüsrev Kutlu, valiliğin açık iznine rağmen ‘ben burada stand açılmasına müsaade etmiyorum' demiştir…” ve işi kitabına uydurarak standı kaldırtırmıştır.
Şimdi soruyorum, önceki hukuksuzluklar ve kumpaslar FETÖ yapmış diyorsunuz. Peki, buna inandık diyelim. Son bir yıldır bu keyfi uygulamaları kim neden yapıyor olabilir?
Sayın Cumhurbaşkanı her fırsatta “Dindar gençlik” diyor. STK'ların dindar gençliğin yetişmesi için hazırladıkları “Kuran Pınarı” ve “Siyer” sınavlarına izin vermeyenler ne yapmaya çalışılıyorlar?
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklayan HÜDA PAR'ın standını hukuksuzca kaldırtan Ak Parti'li belediye başkanı kime hizmet ediyor?
Sorularımın cevabını siz okurlara ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum.