Türkiye’nin birçok ilinde 28 Şubat mağdurlarının sorunlarını dile getirmek ve çözüm bulmak amacıyla kurulan 28 Şubat ve FETÖ Mağdurları İnisiyatifi, İstanbul’da bir toplantı düzenledi.
Toplantıda bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Mehmet Eşin, “Mağduriyetlerin giderilmesi için kim ortaya ne koyarsa bizde onlara destek vereceğiz.” dedi.
Eşin, sadece bir grubun değil İslami anlamda hangi camiaya mensup olursa olsun onların serbest bırakılması, adaletin yerini bulması için çalışmalar yapacaklarını ifade etti.
Yapılan toplantının ardından İLKHA’ya konuşan mağdur aileler, tutuklu bulunan akrabaları için adalet istediklerini belirttiler.
2002 yılında işe giderken tutuklanarak cezaevine konulan Züheyir Timur’un oğlu Recai Timur, babasına zorla bazı evraklar imzalatıldığı, bu evrakların içerisinde 30’a yakın cinayetin olduğunu ve bu durumdan dolayı mağdur edildiklerini söyleyerek, babasının yeniden adil bir şekilde yargılanmasını talep etti.
“Biz af değil yeniden yargılanma istiyoruz”
Kendisinin de 2002 yılında tutuklanıp 2 yıla yakın cezaevinde kaldığını belirten Zübeyir Timur ise ağabeyine çok şiddetli işkenceler yapılarak zorlamayla evrak imzalatıldığını ve bu sebepten dolayı müebbet hapse mahkûm edildiğini söyledi.
Timur, “Kur’an dersi verdiğimiz dönemde defalarca polis baskınına maruz kaldık. O zaman Mersin’de oturuyordum. Sonrasında inşaatlarda çalışmak üzere İstanbul’a geldim. O ara kimliğimi kaybettim. Kimliğimi kaybettiğimi bildirmek için emniyete gittiğimde hakkımda arama kararının olduğunu öğrendim. Beni gözaltına aldılar. Gözaltına aldıklarında üzerime onlarca suç atıldığını gördüm. Sonra da tutuklanarak cezaevine konuldum. Benden sonra ağabeyim Züheyir Timur’da yakalandı. Sonrasında 20’den fazla cinayetle suçlandığını öğrendik. Ağabeyime uzaktan yakından ilgisinin olmadığı suçları yüklemişler. Ben şahidim ki o suçlamalarla hiçbir ilgisi yok. Biz af değil yeniden yargılanma istiyoruz. Çünkü biz bir suç işlemedik. Yetkililerden bu mağduriyetin bir an önce giderilmesini istiyoruz.” dedi.
“Eşim hasta ve onun gibi cezaevlerinde birçok hasta mahkûm var”
Cezaevinde çeşitli hastalıklarla boğuşan Yasin Demir’in eşi Semiha Demir de gündemde olan ceza indiriminin kendilerini kapsamamasının çok üzücü bir durum olduğunu söyledi.
Demir “Bu yasa en azından hasta olan mahkûmlar için uygulanabilirdi. Çünkü benim eşim hasta ve onun gibi cezaevlerinde birçok hasta mahkûm var. Bu hasta mahkûmlar ölüme terk edilmiş şekilde bekletiliyorlar. Biz de diyoruz ki madem bir hak dağıtılıyor, bizde bize düşen payımızı istiyoruz. Bu insanlar FETÖ yargısının verdiği cezalar sonucunda hapisteler. Biz de istiyoruz ki, en azından bu mahkûmlar için de bir düzenleme yapılsın. Çünkü gerçekten hakları yenilmiş, 20-25 yıldır zindanlarda hayatları çürüdü. Çocukları ve eşleri de onlarla beraber cezalandırılıyor. Kendilerine ceza veren hâkimlerin yan koğuşlarında cezaevinde olmaları ve bu şahısların verdiği kararlarla eşlerimizin cezaevinde olması çok üzücü bir durumdur.” diye konuştu.
“Baba sevgisi nedir bilmedik”
Henüz 20 günlük bir bebekken babasının cezaevine konulduğunu anımsatan Hatice Uzdilli, babasının cezaevinden çıktıktan sonra geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiğini söyledi.
Uzdilli, “Babam cezaevinden çıktıktan sonra askere gitti ve bundan bir yıl önce de kaza geçirdi. Biz babamızı görmeden büyüdük. Baba nedir, ne demektir, nasıl bir sevgidir bilmedik. Bu durumu babama yaşatanları da hiçbir zaman affetmeyeceğiz. Rabbimizden tek dileğimiz bu acıyı onlar da yaşasın.” dedi.
“Yazdığım dilekçelere olumsuz cevap verildi”
15 yıldır cezaevinde olan Osman Eker’in babası Harun Eker, daha önce Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanlığı gibi birçok yetkili mercilere mektup gönderdiğini fakat olumsuz cevap verildiğini dile getirdi.
Eker, sözlerine şöyle devam etti: “Daha önceki savcı beraat karar vermişti ama savcı değişince karar iptal edildi. Biz af değil adalet istiyoruz. Dosyaların yeniden incelenmesini istiyoruz. Ben Cumhurbaşkanlığına da Başbakanlığına da dilekçe yazmıştım. Gelen cevapta, kesinleşmiş hüküm olduğu için bir şey yapamayacaklarını söylediler. Biz adaletin tecelli etmesini istiyoruz.”
İLKHA