Amerika’nın Irak’tan sonra Afganistan’da da büyük bir hezimet yaşaması, zelil bir şekilde ve dostlarına ihanet ederek kaçıp gitmesi Müslümanlarda, İslam ümmetinin arasında sevinç yarattı. Amerika’ya güvenen uşak yönetimler, uşak örgütler, Batı hizmetkârı yapılar için büyük dersler ve ibretler barındırıyor bu hezimet ve özellikle çekilme şekli.
Amerika’nın tek derdinin çıkarları olduğu, kendi askerlerinin güvenliğinden başka hiçbir şeyi düşünmediği, hiçbir şeyi umursamadığı orta yere çıktı. Amerika, Afganistan’daki uşaklarını, kendine bağlı yapıları, kendine umut bağlamış laik, Batıcı kitleleri kaderleriyle baş başa bırakarak çekip gitti. Bu kesimlerin kendine yönelik hizmetlerini, köleliklerini, çıkarlarını korumak için katlandıkları fedakârlıkları zerre kadar önemsemedi.
‘Amerika’nın çıkarları vardır, dostları yoktur’ düsturu bir kez daha tescillenmiş oldu. İnşallah büyük şeytan Amerika ve onun dostları bütün İslam coğrafyasında hezimeti yaşar, zelil olur ve İslam ümmeti, sadece İslam ümmeti değil, bütün dünya halkları bu şeytani imparatorluğun, şeytan imparatorluğunun şerrinden kurtulur. Çünkü İslam dünyası başta olmak üzere dünyadaki karmaşa, fitne, iç savaş, işgal, katliam ve darbelerin en büyük müsebbibi bu şeytani güçtür. İnşallah Afganistan yenilgisi bu şeytani gücün dünya sahnesinden çekilmesini daha da hızlandırır.
Bu anlamda Amerika’nın zelil yenilgisi ümmet içerisinde bir ümidin doğmasına neden oldu. Afgan halkının ve İslam ümmetinin ümidini artıran diğer bir gelişme de Taliban hareketinin değiştiğine dair verdiği mesajlar ve gösterdiği davranışlar. Taliban’ın açıklamaları ümitleri artırıyor. Afganistan’da Amerika ve Batı karşıtı İslami bir hükümetin kurulması beklentisi var Müslümanlarda. Halkının tüm kesimlerini kucaklayacak, halk dostu, halkının çıkarlarını gözetecek, İslam’ın adalet ve merhamet yüzünü iktidara hakim kılacak, vasat, vahdet yanlısı, bağnazlıktan uzak İslami bir hükümet… Büyük şeytanın hile ve tuzaklarına karşı Afganistan’daki tüm İslami grupların mezhepçilik, kabilecilik, milliyetçilik taassubunu ayakları altına alacakları, İslam kardeşliği çerçevesinde Afgan halkına rahmet olacak ve kırk yıldır çektikleri acıyı dindirecek, barış ve kardeşlik ortamını tesis edecek İslami bir hükümet… Maddi ve manevi kalkınmayı aynı anda başlatacak, zamanını tanıyan, zamanının teknolojik imkânlarını hakkın ve halkın hizmetine sokacak İslami bir hükümet…
Diğer taraftan korku da var. Ümmet ve Afgan halkında bir endişe ve korku da hissediliyor. Taliban’ın önceki iktidarını gören, bilen insanlar aynı durumla karşılaşmak korkusu yaşıyor. Ya Taliban değişmediyse, ya aynı iç çatışma ve fitneler tekrar yaşanırsa. Ya acılardan kurtulma ümidi karabasana dönmeyi sürdürürse. Ne yazık ki bu korku ve endişeler birçok kesimde hâkim. O yüzden Taliban’ın olumlu tüm açıklamalarına rağmen on binlerce Afgan ülkelerinden kaçmaya çalışıyor. İnşallah Taliban dâhil, Afganistan’daki tüm İslami oluşumlar geçmiş musibetlerden ders almışlardır diye ümit ediyoruz.
Amerika’nın zelil bir şekilde kaçıp gitmesi Afganistan için, Afgan halkı için büyük bir fırsatın doğmasına yol açmıştır. Emperyalist düşmanın hile ve tuzakları karşısında uyanık, güçlü, bağımsız, adil, kalkınmaya öncelik veren, vahdetçi, kardeşlik hukukunu gözeten, halkına acıyan, tüm İslami kesimlerin katkıda bulunduğu bir İslami yönetim Afganistan’ın karanlık gecesini aydınlık bir şafağa döndürecektir. Bu fırsatın kaçmaması için Allah’tan yardım, feraset, bilinç diliyoruz…