15 Ağustos 2021 tarihinde başkent Kabil'i ele geçirerek Afganistan'da yönetimi ele alan Taliban'ın zaferi, ABD'nin ülkede yaptığı tahribat ve Afganistan'ın geleceği hakkında İLKHA muhabirine konuşan İHH İnsani Diplomasi Uzmanı Abdullah Altay, 20 yıllık süreçte yaşanan gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"Cumhurbaşkanı Eşref Gani milyonlarca doları alıp kaçarak geride fakir bir ülke bıraktı"
ABD'nin 11 Eylül'ü bahane ederek 2001'de başlattığı işgal girişimi sırasında Taliban'ı hükümetten indirse bile hiçbir zaman Afganistan'da kontrolü ele alamadığını söyleyen Altay, "Taliban Kandahar gibi eskiden kendi başkenti olan bölgelerde gerilla savaşına devam etti. ABD'nin batı tandanslı bir yapı kurmak istemesi ve Afganistan'ın başına geçirdiği yönetimler Afganistan halkının yaşamını kolaylaştırmak yerine kendi çıkarlarını korumaya odaklandı. Taliban, 2016'dan beri saldırılarını yoğunlaştırdı ve birçok bölgeyi kontrol altına almaya başladı. Halk, kırsala gittiğinde Taliban'ın, merkeze geldiğinde eski Kabil Hükümeti'nin kanunlarına uyuyordu. 2018'de Taliban'ın artık yapılanmasını tamamlayarak şehir merkezlerine operasyonlarını yoğunlaştırdı. Aynı zamanda Doha'da ABD ile görüşmeleri eş zamanlı olarak sürdürdü. ABD'nin Afganistan'dan çekileceğini açıklaması Kabil hükümeti Cumhurbaşkanı Gani'yi telaşa düşürdü. 16 Ağustos'ta ülkeyi milyonlarca doları alarak terk etti. 20 yıllık savaşın ardından milyarlarca dolarlık zarar ve fakir bir halk kaldı." dedi.
"ABD, 20 yıllık tahribat sonrasında Afganistan'ı yeniden istikrarsızlığa sürüklemeyi deneyecektir"
ABD'nin 20 yıllık süreçte Afganistan'da yaptığı tahribatların saymakla bitmeyeceğini belirten Altay, "Yüzbinlerce insan ABD bombardımanında hayatını kaybetti. Yüzbinlercesi sakat kaldı. İnsanları Guantanamo, Bamyan gibi hapishanelerde işkencelere tabi tuttu. Afganistan ekonomisinin güçlenmesini engelledi. Alt yapı kaynaklarını sömürdü. Daha sayabileceğimiz bir sürü tahribatlar gerçekleştirdi. Afganistan'da bitme noktasına gelen kenevir ve uyuşturucuyu Afganistan'ın ana geçim kaynağı haline getirdi. Bunların yanı sıra eğitimden hukuka kadar birçok noktada Afganistan’ın geri kalmasının nedeni de yine ABD işgalidir. ABD Afganistan'dan çıkarken Taliban ile anlaştı. Sanmıyorum ki bir süre herhangi bir fiili müdahalesi olmaz. Ama içerideki etnik yapılar ya da farklı örgütler üzerinden Afganistan'daki istikrarsızlığı sürdürmeyi deneyecektir." diye konuştu.
Taliban, ABD'ye karşı diplomatik bir zafer kazanmıştır
Taliban'ın bir yandan savaşıp öte yandan kendisini diplomasi alanında geliştirdiğini hatırlatan Altay, " Hiçbir işgalin ilelebet sürmesi söz konusu değildir. Hele ki dini ya da mezhebi ayrılıklar söz konusu ise bu işgale karşı direnç kaçınılmaz. Binlerce kilometre uzaktan bir ülkeye gelip orada tutunmak imkânsızdır. İnsanlar ülkelerini işgal eden her güce karşı elbette direnme hakkına sahiptir. Taliban 20 yıldır dünyanın en güçlü ordusuna karşı kısıtlı imkânlarla direndi. Bunu yaparken sadece savaşmadı. Aynı anda diplomasiyi hep ayakta tuttu. Bir yandan savaşırken diğer yandan ise masada muhataplarıyla sürekli diyalog halinde oldu. Bu da Taliban'ın kendisini siyasi açıdan çok geliştirdiğini gösteriyor. ABD gibi bir gücü masaya oturtup istediklerini almak elbette diplomatik bir zaferdir." şeklinde konuştu.
"ABD ile işbirliği yapanlar tedirgin oldukları için ülkeyi terk etmek istediler"
Taliban'ın zaferi sonrasında ülkede özellikle havaalanında çekilen ve dünya basınında genişçe yer alan görüntülerle ilgili de konuşan Altay, şu ifadeleri kullandı:
Afganistan yıllardır açlıkla ve sefaletle mücadele ediyor. Sürekli olarak devam eden savaşlar fakirliği getiriyor. Havalimanında o görüntülere neden olan en önemli neden insanların gelecek kaygısıdır. Bunun yanı sıra ABD işgali sonrası ABD ile işbirliği yapan birçok Afgan tedirgin oldular. Bir de belki size garip gelecek ama inanın o uçakların üzerinde ölen insanların çoğu uçakların havalanması sonrasında başlarına geleceklerden habersizlerdi. İnsanlar aylık 10 dolara hayatta kalmaya çalışıyor. Çoğu Afgan'ın başka bir ülkede yaşamanın yollarını araması doğal.
"Taliban eski hatalarından ders çıkardı"
2000'li yıllarda Afganistan'da hükümeti ele geçiren Taliban'ın yaptığı hatalar sebebiyle yönetimin kısa sürede ABD işgali ile son bulduğunu vurgulayan Altay, 20 yıl sonra yeniden hâkimiyeti ele geçiren Taliban'ın eski hatalarından ders çıkardığını ifade etti:
Altay, "Taliban, 2000'li yıllarda kısa süreliğine de olsa hükümeti kurmuştu. Ancak ABD, bir şekilde bahane uydurarak yönetimin son bulmasına ve fiili işgalin başlamasına sebep oldu. Taliban geçmişte birçok yanlışa imza attı. Birçok yerde savaşlarda acımasız görüntüler sergiledi. Tarihi eserlere zarar verdi. Hâkimiyeti altındaki bölgelerde iç çekişmeler nedeniyle insanlara sert davrandı. Özellikle Kadınlara yönelik uygulamaları çok tepki çekti. Fakat gelinen süreçte Taliban bütün bunlardan ders çıkarmış görünüyor." dedi.
"Gelecek kaygısı olanlar ülkeyi terk etmek istedi"
Taliban'ın başkent Kabil'e girdikten hemen sonra yaptığı olumlu açıklamalara rağmen bir kısım insanların ülkeyi terk etmek istemesine ilişkin de açıklama yapan Altay, "Ülkede bulunan ayrılmak isteyenler genelde ABD için çalışmış Taliban muhalifi insanlar ve Pasaportu olmadığı için Avrupa'ya gitmeleri neredeyse imkânsız. Ayrıca uyuşturucu ile Taliban’ın amansız mücadelesi bu işe bulaşmış bazı kişileri de tedirgin etti. Az öncede bahsettiğim gibi asıl neden gelecek kaygısıydı." diye konuştu
"Taliban ülkede sükûnet sağlamak istiyor"
Taliban'ın hem memurların işlerine devam etmesi hem kadınların yönetime katılması ve eğitim haklarından faydalanması gibi konularda yaptığı açıklamalara da değinen Altay, "Afganistan uzun yıllar iç savaşlarla çalkalanmış bir ülke. İnsanlar çok acılar çekti. Gözlemlediğim kadarıyla artık Taliban toplumsal bir sükûnet tesis etmek istiyor. Kendileri de sükûnet olmadan ülkenin kalkınmasının zor olacağının farkındalar. Kadınlar konusuna gelince. Benim gözlemlediğim kadarıyla Taliban, kadınlar konusunda söylendiği kadar katı değil. En azından eski hatalarını tekrarlamıyorlar. Sürekli kadın hakları üzerinden Afganistan’ı değerlendirenler Afgan halkının ve kadınının kültürünü, örfünü ve âdetini pek bilmiyor. İnsanlar orada Taliban baskısı yüzünden burka giymiyor. Hep düşünüyorum 20 yıldır ABD kontrolünde olan Afganistan’da kadınların hakları ya da eğitim süreçleri neden geri kaldı?
"Taliban için en büyük tehdit içeride bulunan ve dış ülke istihbaratları tarafından desteklenen örgütlerdir"
Taliban sonrasında medyada algı yönetimi yapılması ve ülkede bir iç savaş çıkabileceği hakkında değerlendirmelerde bulunması hakkında da konuşan Altay, şunları kaydetti:
Taliban hükümete geldiğinden beri en çok konuşulan konu Pençşir meselesi oldu. Batı'nın elindeki en önemli koz olan Ahmet Şah Mesut'un oğlu Ahmet Mesut bir girişimde bulundu. Fakat bu kısa sürede sona erdi. Taliban Afganistan’da gerçekten hiç olmadığı kadar güçlü. Elbette Batı, Rusya ve çevre ülkeler Afganistan’da ki istikrarsızlığın devam etmesini isteyebilir. Bunun içinde çeşitli yollara başvurabilir. Fakat Taliban burada da stratejik bir hamle yaptı ve ülkede ki tüm tarafları hükümete dâhil etmeye çalıştı. Şuana kadar bunu başardığı kanaatindeyim. Yakın zamanda iç savaş beklemiyorum. Çünkü tüm halk artık istikrar istiyor. Taliban için en büyük tehdit içeride bulunan dış ülke istihbaratları tarafından desteklenen örgütler. Taliban bunun farkında ve ona göre tavizsiz bir görüntü çizmeye çalışıyor.
"Taliban kendisini kanıtlamak için büyük çaba sarf edecek"
Taliban hükümetinin bundan sonraki süreçte ülke için yapabilecekleri çalışmalara da değinen Altay, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Taliban geçmişe göre daha ılımlı. Fakat bu ne kadar devam edecek izleyecek ve göreceğiz. Başarılı olup olmaması Afgan halkı açısından önemli. Bende herkes gibi izleyip göreceğim. Afganistan da eğer bir istikrar sağlanırsa ülkenin önünün açık olduğunu düşünüyorum. Afganistan yeraltı zenginlikleri açısında çok zengin bir ülke. Taliban'ın kendisini kanıtlamak için büyük çaba sarf edeceğini düşünüyorum. Belli ki bunu yapacak kadrolarını da uzun bir emek harcayarak yetiştirmişler."