İslam ordularının Diyarbakır'a giriş yaptığı merkez Sur ilçesi Saray Kapı önünde günün anlam ve önemine ilişkin basın açıklaması yapan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Ergin, fethin gerçekleşmesi, fetih sonrası gelişmeler, İslam'ın başta Anadolu ve Avrupa'ya yayılmasındaki etkileri konularına değindi.
Fethin tarihsel sürecini aktaran Ergin, "Bilindiği üzere Diyarbakır, Mekke’nin Fethi’nin üzerinden on yıl geçmeden İslam toprağı olmuş bir şehrimizdir. Diyarbakır, Hazreti Ömer (Radiyallahu anhum) döneminde, İyaz bin Ganem komutasındaki İslam Ordusu tarafından fethedilmiştir. Bizans yönetiminde bulunan ve zulümle yönetilen şehir, sahabelerce beş aylık kuşatmanın ardından barışçıl bir yolla 27 Mayıs 639’da İslam toprağı haline gelmiş ve böylece tarih boyu huzur, barış ve kardeşlik beldesi olmuştur." dedi.
"Diyarbakır, fetih öncesi peygamberlere ev sahipliği yapmış mübarek bir beldedir"
Diyarbakır'da meftun bulunan sahabe ve Peygamberler vesilesiyle kentin manevi coğrafisine dikkat çeken Ergin, "Fetih esnasında kırk kadar sahabe Diyarbakır’da şehit olmuştur. Fetihten sonra birçok sahabe Diyarbakır’da kalmıştır. Onların da burada vefat etmesiyle Diyarbakır beş yüzden fazla sahabeyi bağrına basmış mübarek bir şehir hüviyeti kazanmıştır. Diyarbakır sahabenin öğrencisidir, Anadolu’nun öğretmenidir. Diyarbakır, fethinden çok daha önce de peygamberlere ev sahipliği yapmış mübarek bir beldedir. 7 peygamber kabri ve 2 peygamber makamı Diyarbakır’da bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
639'da gerçekleştirilen fetih sonrası gelişmeleri de hatırlatan Ergin, "Fetihle birlikte halk kendi istekleri ile Müslüman olmuş ve diğer inanç mensupları ile huzur içerisinde yüzyıllarca yaşamaya devam etmişlerdir. Yıllar sonra 1071’de Sultan Alparslan’ın ordusu Bizans’la karşı karşıya geldiğinde Müslüman Kürtlerin lideri ve âlimi Molla Yahya Muzuri, Alparslan’a yardım için on bin kadar asker vermiş ve zaferin kazanılmasına vesile olmuştur. Böylelikle Diyarbakır, İslam’ın batıya yayılmasında çok etkili olmuştur." şeklinde konuştu.
"Diyarbakır’ın Fethi, Mekke’nin veya Kudüs’ün Fethi’nden ayrı görülemez"
Ergin, "Diyarbakır’ın Fethi, Anadolu’nun İslamlaşması, İstanbul’un alınması ve İslam’ın Avrupa’ya taşınması yolunda çok önemli bir hamledir. Anadolu’da ve Avrupa’da İslam tarihini bu bölgeden başlatmayan her söz eksiktir. Diyarbakır’ın Fethi, Mekke’nin Fethi’nden ve Kudüs’ün Fethi’nden ayrı görülemez." diye belirtti.
Covid-19 salgınından dolayı bu yılki fetih programlarını yapamadıklarını belirten Ergin son olarak şunları söyledi:
"Bu bağlamda Anadolu Gençlik Derneği olarak bizler Diyarbakır’ın Fethi’ni ilk defa 2013 yılında Türkiye’nin gündemine getirmiş ve o tarihten bu yana her yıl geleneksel olarak Diyarbakır’ın Fethi programlarını düzenlemiştik. Fakat bu yıl tüm Dünya’yı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle Diyarbakır’ın Fethi programını düzenleyememenin hüznü içerisindeyiz. Bu salgın nedeniyle yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet hastalara acil şifalar diliyor ve salgının bir an önce geçmesini Cenab-ı Allah'tan diliyorum."