Evlatları zorla veya kandırılarak dağa kaçırılan anneler evlat nöbetine devam ediyor. 3 Eylül Pazartesi günü Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 2'nci yılı doluyor.
Çocukları kaçırılan anne ve babalardan oluşan bir grup il il gezerek halkı 3 Eylül'de, Diyarbakır'da yapılacak olan mitinge davet ediyor.
Dün Muş'ta HDP il binasının önünde eylem yapan anneler, eylemin ardından akşam saatlerinde Ağrı'ya vardılar. Ağrı'da konaklayan anne ve babalar sabah saatlerinde Vali Konağı Caddesi üzerinde bulunan HDP Ağrı İl Başkanlığının bulunduğu binanın önüne geldi.
Burada eylem yapan Diyarbakır anneleri daha sonra Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan'ın davetlisi olarak Ağrı Konuk evine geçti. Sayan burada misafirlerini karanfillerle karşıladı.
Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan yaptığı açıklamasında, Diyarbakır annelerinin yapmış oldukları ziyaretten memnun olduklarını belirtti.
Diyarbakır annelerinin büyük bir sembol olduğunu ve annelerin PKK'nin korkulu rüyası olduğunun altını çizen Sayan, PKK'nin 40 yıldır Kürtleri felakete sürüklediğini ve bundan dolayı Diyarbakır annelerinin mücadelesinin önemli olduğunun altını çizdi.
Diyarbakır annelerinin ziyareti ile ilgili konuşan Sayan sözlerine, "Bazı illeri ziyaret eden Diyarbakır Anneleri bugünde Ağrı'yı ziyaret ettiler. Yapmış oldukları basın açıklamasının ardından bizleri ziyaret ettiler. Bu ziyaretten büyük memnuniyet duyuyoruz." ifadeleri ile başladı.
"Diyarbakır anneleri büyük bir sembol"
Sayan, "Tabi ki Diyarbakır anneleri büyük bir sembol, terör örgütlerinin korkulu rüyası, PKK'nin korkulu rüyası. Dolayısıyla bugün burada olmaları, böyle bir cesaret göstermeleri önemli, bizim için onur verici. İnşallah bu cesaret ve mücadeleyi bütün Kürtler yapar, birlikte mücadele eder. Dağa çıkarılmış kardeşlerimiz geri getirilir. Ve ülkede 40 yıldır kan dökerek Kürtlerin başına bela olan, Amerika'ya, batılı devletlere taşeronluk yapan bunun da adına 'Kürt hakkını arıyoruz' diyerek Kürtleri büyük bir felaket götüren terör örgütünden kurtulmak için Diyarbakır Anneleri 3 Eylül'de 2 yılı dolacak, büyük bir mücadele verdiler. Bu mücadelede sırasında elbette ki çocukları gelen anne ve babalarımız oldu, çocuklarını alabildiler. Ben her zaman diyorum Diyarbakır annelerinin cesareti Kürtlerin içinde yayılırsa ben bu ateşin söneceğine inanıyorum, terör olaylarının biteceğine inanıyorum." dedi.
"Bütün Türkiye'yi Diyarbakır'a davet ediyoruz"
23 Ağustos Pazartesi günü Ağrı'dan 2 bin kişi ile Diyarbakır'a yapacakları yürüyüşü hatırlatan Savcı Sayan, "Diyarbakır annelerine her zaman destek olduğumuz gibi Ağrı'dan büyük bir yürüyüşle Diyarbakır annelerine 10-12 günlük bir yürüyüşle gitmeyi planladık. Ve bütün Türkiye'yi Diyarbakır'a davet ediyoruz. Sadece bizim yürüyüşümüzle değil, ben isterim ki o gün 3 Eylül'de bir milyon insan ellerinde Türkiye bayrağı ile Kürd'ün ve Türk'ün kardeş oluğunu, herkesin eşit şekilde yaşadığı bir ülke olduğunu dünyaya kanıtlamamız lazım. Kürd'ün, Türk'ün, Laz'ın, Çerkez'in hiçbir ayrım yapılmadan çok rahat bir şekilde yaşayabildiğimiz bir ülke olduğumuzu, kardeş olduğumuzu göstereceğiz." ifadelerini kullandı.
Belediye Başkanının misafirperverliğinden dolayı teşekkür eden Celil Begdaş, "İsmet Begdaş'ın babasıyım, 5 Mayıs 2019'da benim oğlumu götürdüler. HDP Diyarbakır İl Binasından oğlumun montu ve kimliği çıktı. Ağrı'dan önce Muş'a gittik, birçok yere gideceğiz. HDP nerede biz orada. Şunu her zaman söylüyoruz, biz Diyarbakır'da Kürd'üz, İstanbul'da Türk, Karadeniz'de Laz'ız. İnanın ki bu Kürt meselesi değil." şeklinde konuştu.
Ayşegül Biçer ise evladına kavuşmuş olmasına rağmen mücadelelerine devam edeceklerini söyleyerek, PKK tarafından kaçırılan oğlunun kaçmak için defalarca girişimde bulunduğunu söyledi.
"Ben kendi evladımı kazandım ama kendi evladımın yarısını kazandım"
Ayşegül Biçer, "Sayın Belediye Başkanımız Savcı Sayan beye teşekkür ediyorum, bizi ağırladığı ve ilgilendiği için. Biz başkan beye teşekkür için geldik, çünkü 2 bin kişi ile Diyarbakır'a yürüyecek, anne ve babalara destek verecek. Evet, ben kendi evladımı kazandım ama kendi evladımın yarısını kazandım, çünkü benim çocuğumun psikolojisi iyi değil. Bana diyorlar "sen evladına kavuştun neden mücadeleye devam ediyorsun" ilk günde söyledim tek bir evlat kalana kadar ben Ayşegül Biçer ve eşim Rauf Biçer olarak bu mücadelede varız. Çünkü anne ve babaların mücadelede en büyük etken olduklarını gördüm. Çocuklarımızın bize anlattıkları ile öğreniyoruz her şeyi. Benim çocuğum beni sürekli izlemiş, duymuş. Defalarca kaçmayı denemiş, en sonunda altıncı girişiminde kaçabilmiş. Rabbime şükürler olsun artık çocuklarımız birer birer değil beşer beşer iniyorlar. Demek ki bu haklı bir mücadelenin devam etmesi lazım. Bunun her yere yayılması için mücadele edeceğiz. İlk günkü sloganı her zaman söyleyeceğiz, 'ya zafer ya ölüm'." şeklinde konuştu.
Savcı Sayan, ailelere çeşitli hediyeler takdim etti. Son olarak bir anne Savcı Sayan'a sarılarak ağlaması duygusal anlar yaşattı.