Ahlat kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, Ahilik teşkilatının ilk olarak 1100’lü yıllarda Ahlat’ta kurulduğunu söyleyerek, “1042 yılında Malazgirt zaferinde elde edilen ganimetlerle büyük bir medeniyet şehri haline gelen Ahlat, o dönemlerde üç şehre verilen Kubbetül İslam unvanına sahip oluyor.” dedi.
Ahilik teşkilatından önce 1100’lü yıllarda Fütüvvet teşkilatı kurulduğunu, sonra şekil değiştirerek Ahilik teşkilatına dönüştüğünü ifade eden Tekbıyıkoğlu, şöyle konuştu:
“Malazgirt harbi, Ahlat’ta başlayıp Malazgirt ovasında nihayetleniyor. Bu dönemde Ahlat, Malazgirt harbinden alınan ganimetle büyük bir medeniyet merkezi haline geliyor. Bu münasebetle dünyada üç şehre verilen Kubbetül İslam unvanına sahip bir kent oluyor. Kubbetül İslam unvanı; ürettiği ilimle, bilim adamıyla, hukuk adamıyla, sanat adamıyla sanatların ve teşkilatların bağrından çıkarması hasebiyle veriliyor. Gerçekten o zamanlar Ahlat çok büyük sanatların çıktığı yerdir.”
Ahilik teşkilatı ve içinde bulunduğumuz Ahilik Haftası nedeniyle bu konuya Ahi’lik hakkında açıklamalarda bulunan Tekbıyıkoğlu, “Bizim buradaki mezar taşlarımızın bazılarında Ahilik sıfatı ve Fatih sıfatı kullanılıyor. Fatih’de Ahilik teşkilatının önce olan fütüvvet teşkilatının üyelerine verilen bir unvan. Bu da demek oluyor ki, Ahlat’taki mezarlık 1100’lü tarihlerden itibaren şühedayı ve vefat edenleri kabul ediyor. Anadolu’ya tam yerleşmeden önce burada fütüvvet teşkilatının yer aldığını ve Anadolu’da ilk defa fütüvvet teşkilatının burada teşkilatlandığını ve daha sonra Ahilikle beraber şekil değiştirdiğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Arkeologları, filologları ve sanat tarihçilerini Ahlat’a davet eden Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban ise, Türk siyasi tarihindeki 4 bin yıllık bir geleneğin bugün Ahilik teşkilatı olarak adlandırıldığını belirtti.
Ahlat mezar taşlarının da Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türklerin bir sergi alanı gibi olduğunu ve açık hava müzesi oluşturduğunu belirten Çoban, “Bu vesile ile Anadolu’da başlangıç yeri eğer değerlendiriliyorsa, tavsiyem bütün sanat tarihçilerine, arkeologlara ve Türk siyasi hayatını inceleyenlere Ahlat mezar taşlarını görmeden bu konuda fikir beyan etmesinler. İslam aleminin ve Selçuklu döneminin en büyük abidesini ortaya koyan bir tarihten bahsediyorum. Bu nedenle burayı sadece kabristan olarak görmek, sanırım olaya vukufiyetten uzaklık anlamına gelir. Kitabelerde var olan Anadolu’nun Orhun Abideleri diyebildiğimiz Ahlat mezar taşları ve özellikle bütün motiflerimizi herkesin bir an önce gelip görmesi ve tam anlamıyla araştırma yapması gerekiyor.” şeklinde konuştu. (Menderes Beysülen-İLKHA)