MANİSA - Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan "Geciken Adalet ve Yargı Etiği "isimli konferansta yaptığı konuşmada yargıdaki aksaklıklar ve yargı erkinin etiği üzerinde durdu. Alkan bizzat kendisinin meslek hayatında karşılaştığı yargı sürecindeki aksaklıkları örneklerle anlattı.
Yargının sürecinin hızlı işlemesi gerektiğine vurgu yapan Alkan"Geciken adalet konusunda muide siz de olsa yargıdan hesap sorulması, geciken adaletin çözümü için bence en önemli unsurlardan biridir. Bilindiği üzere 2004 yılında anayasamızın 90.maddesindeyapılan değişiklik ile usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar ile kanunlarımızın aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler arası antlaşmaların hükümleri esas alınır düzenlemesi yapılmıştır. Bu anayasal düzenleme olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini kabul emiş bulunuyoruz. İşte bu bağlamda Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde davalar açılmaya başlandı. Ülkemiz aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bekleyen davanın büyük bölümü yargılamanın uzun sürmesi ve buna bağlı olarak uzun tutukluluk süresi ve ifade özgürlüğündeki sınırlamalarından kaynaklanmaktadır." dedi.
Alkan, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu son zamanlarda yargılamanın uzaması dahil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde aleyhimize karar verildiğinde buna neden olan hakimler ve savcılar hakkında muide uygulamaya başlamıştır ki bu çok önemsenmesi gereken ve yargılamanın uzamasına engel olan bir uygulamadır." dedi.
Alkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde aleyhlerine açılan uzun yargılama davalarının 4-5 yılda tamamlanması dahilinde Türkiye'ye tazminat ödeme cezası verildiğini ancak kendilerinin baktıkları davaları 6-7 yılda sonuçlandırdıklarını söyledi.Alkan mazeret olarak da "ne yapalım işimiz çok" diyerek böyle bir mazerete sığınma haklarının da olmadığını ifade etti.
İstatistiki olarak Almanya'da 100 bin kişiye 25 hakim düşerken Türkiye'de 100 bin kişiye 9 hakimin düştüğünü belirten Alkan, Almanya'da ilk mahkemelerin verdiği karara temyiz oranı yüzde 7.9, Fransa da yüzde 7.2 iken Türkiye de ise yüzde 25 olduğunu ifade ederek yargının yükünün ağırlığına dikkat çekti.
Yargıda etiğin ders olarak okutulması gerektiğini ifade eden Alkan "Etik kavramı ahlak kuralları ışığında davranışı irdeler, etiğin ilgi alanını iyi, doğru, adalet gibi kavramlar oluşturur. Her meslek gurubunda meslektaşların yapması yada yapmaması gereken uyulması zorunlu kurallar ve davranışlar vardır." İfadelerini kullandı.
Alkan konuşmasına devamla "İnsan haklarının korunması ve hukuk devletinin hayata geçirilmesinde adaletin iyi işlemesi zorunludur. Hakimler gerek ferdin gerek toplum olarak yargı mesleğinin saygınlığını koruyarak toplumun adalete olan güvenini sürdürmelidir. Bu görevin muhafaza edilebilmesi için etik kurallara riayet edilmesi ödün verilmemesi gerekmektedir. Kurallara riayette ise hiçbir zaman istismar olmamalıdır. Bu etik kurallar nelerdir? Etik kurallar genelde hakim vicdanı ile doğrudan ilgili olduğu için bunu sınırlı olarak saymak mümkün değildir." Şeklinde konuştu. (Ramazan Sındıraç-İLKHA)