TÜİK'in son verilerine göre ölümle sonuçlanan intihar sayısı, 2015 yılında 3 bin 246 iken 2016 yılında yüzde 5,6 azalarak 3 bin 64 kişi oldu. İntihar edenlerin yüzde 76,1'ini erkekler, yüzde 23,9'unu ise kadınlar oluşturdu.
100 bin nüfus başına düşen intihar sayısını ifade eden kaba intihar hızı, 2015 yılında yüz binde 4,15 iken 2016 yılında yüz binde 3,86'ya düştü. Diğer bir ifade ile 2016 yılında her yüz bin kişiden yaklaşık dördü intihar ederken, Şanlıurfa'da ise son 3 ayda yaklaşık 15-20 kişi intihar etti.
Genç nüfusta uyuşturucu kullanım yaygınlığı araştırmasında ise yaşam boyu uyuşturucu kullanım sıklığı yüzde 1,5 olarak belirtilirken, yüzde 1,1'inin ailesinde tütün ya da alkol dışında başka uyuşturucu kullanan birisi olduğu ve bu kişilerin yüzde 87,4'ünün anne, baba veya kardeşlerden birisi olduğu ifade ediliyor. Uyuşturucu ilk kez kullanma yaş ortalaması 13,88±2,39, ortancası 14,00 olarak tespit edildiği belirtiliyor.
Son günlerde artan cinayet, intihar ve madde bağımlığı vakalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik, meydana gelen bu gibi olayların ana sebeplerini sıralayarak, açıklamalarda bulundu.
"Eğer bir insan hayatına kıyabiliyorsa burada bir sıkıntı vardır"
Toplumu cinnete sevk eden belirli birçok sebeplerin olduğunu ifade eden Çelik, "İnsanoğlu durup dururken, kendi hayatından vazgeçemez. Hayat, herkese çok şirin gelir. Hayat herkes için çok önemlidir. İnsanlar daha çok, hayatını kurtarmak adına çabalar ve yaşam mücadelesi verir. Eğer bir insan hayatına kıyabiliyorsa burada bir sıkıntı vardır. Ya da bir anormallik vardır. Bunalım vardır. Ya da akıl devre dışı olmuştur. Bunun temel sebeplerine bakmak lazım. Şimdi temel sebeplerini insanoğlu düşündüğü zaman, bir insan niye hayatından vazgeçer, ya da niye intihar etmek ister? Tahminimce bunun temelinde günümüzün getirmiş olduğu sosyal bunalım, sıkıntılar, teknolojik gelişmenin yanlış kullanımı, teknolojinin hayatımıza hızla girmesi, işsizlik, eşler arasındaki hukuksuzluk ve adaletsizlik, eşlerin birbirlerini aldatma gibi sebepleri görebiliriz." dedi.
"Bilinçli aile olmamız ve çocuklarımızla iyi zaman geçirmemiz gerekiyor"
Cinayet, intihar ve madde bağımlılığı vakalarının teknolojinin yanlış kullanımında rol aldığını söyleyen Çelik, "Teknolojinin yanlış kullanımı, özellikle internet kullanımları, telefon kullanımları, sosyal medya, bunları kızlarımız kendilerince işte orada geçici aşk ya da yanlış duygulara kapılarak, edindiği arkadaşları tarafından belli bir zaman sonra tehdit ediliyor. Ya da bir şantaj olarak karşı tarafın elindeki malzemesini kullanıyor. Ve gençlerimiz de çıkmaza giriyor. Çıkmaza giren gençlerimiz o an bunalıma girip intihar ediyorlar. Biz zaman zaman hukukçu arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, adliyeye en çok boşanma davalarının sebeplerinin, telefon aldatmaları olduğunu söylüyorlar. Ben defalarca böyle teknolojik aldatmalar veya teknolojik kullanımın sonunda bölünmüş ve parçalanmış aileleri tanıyorum. Bunlar neyi gerektiriyor? Bilinçli aile olmamız gerekiyor. Bilinçli baba, bilinçli anne, çocuklarımızla iyi zaman geçirme, onların nereye girip çıktığını bilme, teknolojiyi doğru kullanmanın bilinmesi için ailelerin anlatması lazım. Bunun için de topluma büyük görevler düşüyor. Sadece belli kişilere değil, öncelikle maneviyat hamleleri, maneviyat projeleri olması lazım. Kızlarımızın çalışabilecek ortamların kızın ve kadının fıtratına uygun olması lazım. Eğitim açısından da aynı şekilde eğitim göreceği alanların onların rahat edebileceği ortamlar olması lazım ki rahat bir hayat sürdürsünler. Aksi takdirde bu tür bunalımlar olacaktır." ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu bağımlılığı sorununun üstesinden gelinmesi için toplumun her katmanıyla iş birliği yaparak çalışma içerisine girilmesi gerektiğine işaret eden Çelik, uyuşturucunun örgütlerin gelir kaynağı olduğunu söyledi.
"Ahlak ve maneviyat hamleleri projelerini hayata geçirmemiz lazım"
"Sahabeler nasıl insanlığa hayat gösterdilerse bizim de bu şekilde topluma yön göstermemiz lazım." diyen Çelik, "Bu sorunun üstesinden gelmemiz için de çok boyutlu, toplumun her katmanıyla iş birliği yaparak çalışmamız gerekiyor. Ben yıllarca aynı şeyi söyledim. Güç birliği, el birliği olmadığı müddetçe örgütler ortaya çıkıyor. Ülkemizin sınırlarına yerleşiyorlar. Ülkemizi ele geçiriyorlar. Bu maddeler de örgütlerin gelir kaynağıdır. Sen bir taraftan bu örgütü yok etmeye çalışırken, bir taraftan da bu örgütlerin gelir kaynağı tür uyuşturucu maddelerdir. Onun için de çok düzenli çalışmamız lazım. Bu sorun ülkemizden kalktı diyemeyiz. Ama biz ne yapıyoruz? Toplumun her katmanını bilgilendirme hamlelerini yapıyoruz. Biz inanarak, çalışarak, el birliği ve iş birliği ile her türlü yanlışın üstesinden geliriz. Burada da çok çok önemli olan şey, imani hamleler, ahlak ve maneviyat hamleleri projelerini hayata geçirmemiz lazım. Bu da toplumumuz için önemlidir. Çünkü biraz parçalanmış, gayri ahlaki davranışlara girmiş gençlerimiz, Avrupa'nın ahlakını rol aldığı için bu tür davranışlara girdi. Bunun için kendimize gelmemiz lazım. Özümüze, kültürümüze ve medeniyetimize dönmemiz lazım. Sahabeler nasıl insanlığa hayat gösterdilerse bizim de bu şekilde topluma yön göstermemiz lazım." şeklinde belirtti.
İLKHA