Hacı İrfan Atsız… Müslüman ve dinini yaşamaya gayret eden gayretkeş bir kul.
Nakşibendî tarikatına tabi ve Menzil müdavimlerinden.
Tasavvufun kendisine sirayet ettiği ve simasını bir başka çehreye büründürdüğü abid bir insan.
İslamî şiarları simasında, elbiselerinde ve sair tüm benliğinde taşıyan bir sûfi.
Allah’ın dinine düşmanlık edenlerin, İslamî şiarlara ne kadar düşmanlık ettiğini biliyoruz.
Bazen tek başına sakal bir suç unsudur.
Hele hele tesettür tahammül edemedikleri bir eylem biçimidir.
İslam’ı insanların hayatından çekip almak için, önce bu ve benzeri şiarlardan kurtulmaya çalışırlar.
Hacı İrfan Atsız, HDPKK zihniyetinin etkin olduğu bir yerde, hala tasavvufi edep ile hareket eden ve İslam’ın bu yorumunu hayatına tatbike çalışan bir kişiliğe sahipti.
HDPKK’nin öncüleri 1925’lerde bu ülkenin tüm sathında Hacı İrfan Atsız’ın zihniyetindeki Müslümanların üzerinden dozerlerle geçmişlerdi.
Bu zihniyeti genlerinde taşıyanların hiç bir ahlaki değerleri yoktur ve 60 yaşındaki bu zatı bile katledebilirler.
PKK’nin evvelden beri uygulaya geldiği bir yöntemi var. Kurtulmak veya katletmek istediği kişiyi, ilk etapta kara propagandalarla hiçleştirmeye çalışır. Bununla o şahsı öldürdüklerinde, arkasından kimseye rahmet okutturmamak amaçlanır. Bu şekilde halk nezdinde eylem pek sorgulanmaz.
Buna rağmen yine de katledilen kişi hayırlarla yâd ediliyorsa ve eylemin PKK tarafından yapıldığı kesinlik kazanmışsa, bu kez kontrol dışı güçler suçlu ilan edilir ve halka bu katillerin yargılanacağı yalanı pompalanmaya başlanır.
Yok, eğer eylemin PKK tarafından yapıldığı belli değilse, kendileri tarafından bal gibi gerçekleştirilen eylemi üstlenmez ve suçu ajan, işbirlikçi, kontraların üstüne atmaya çalışırlar.
Görünen o ki Hacı İrfan Atsız’ın da şehid edilmesi olayında son şık uygulanmış. Her türlü şiarı hem de HDPKK’ye rağmen üzerinde taşıyan Hacı amcamız onların gözünde zaten öldürülmeye çoktan hak etmişti. Tehdit edildiği de yine iddialar arasında.
Gever gibi bir yerde, HDPKK’nin gözlerinin içine baka baka Müslüman’ca yaşamak ve öyle güzel bir simaya sahip olmak, eskilerin temsilciliğini yapıp, tasavvufî yaşam çizgisinde ısrar etmek, evet bunlar HDPKK’nin geçmişindeki eylemleri göz önüne alındığında, katledilmek için yeter de artar türünden sebeplerindendir. Zaten ben işin bu kısmında değilim. HDPKK’yi birazcık olsun tanıyanlar, bu eylemin kendileri tarafından gerçekleştirildiğini bilir. Esas önemli olan konu PKK’nin bu eylemi üstlenmemesi ve bunun için ANF’de yer alan habere göre, bildiri dağıtmış olmasıdır.
Ve de en önemli kısım bildirinin içeriğidir kanaatimce.
Bir kısmı şöyle: “Müslüman olan ve 60 yaşındaki bu insanın öldürülmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Başta hareketimiz ve halkımız olarak Hacı İrfan’ın katil ve katillerinin bulunması için çalışmalar yürütülecektir. Hacı İrfan Atsız’ın ölümüyle herhangi bir bağlantımız yoktur. Gever’de son dönemlerde düşman baskısı artarak devam etmektedir. Bu cinayet de Kürt düşmanları tarafından yapılmıştır. 60 yaşındaki bir insanın vurulması ne ahlaki, ne de vicdanidir.”
Bildiri HPG Gever Komutanlığı adına dağıtılmış. Son cümleye takıldım kaldım: “60 yaşındaki bir insanın vurulması ne ahlakî ne de vicdanîdir.” Avamî dilde ne denir buna biliyor musunuz? “Hadi buyur buradan yak.”
Şimdi, yukarıdaki açıklama yapılmazsa, diyecek bir şeyimiz olmaz. Zaten bilen biliyor Hacı İrfan amcamızın kim tarafından şehid edildiğini. Ama hem “Ahlak” hem de “Vicdan” laflarının edilmesi üç beş kelam etmemize neden oluyor. Timeturk’ün “PKK’nin Katliam Listesi” olarak Star Gazetesi kaynaklı yayınladığı çalışmasının, kadın ve çocuk ölümlerini kapsayan kısmından, sadece bir bölümünü aşağıya aldım.
*20 Haziran 1987: Mardin Ömerli ilçesinde, Pınarcık köyü katliamı gerçekleştirildi. 16 çocuk, 6 kadın, 8 erkek, toplam 30 kişi katledildi. Öcalan katliamın ardından ‘Öldürelim, otorite olalım’ açıklaması yaptı.
*9 Mayıs 1988: Mardin Nusaybin’de Taş Köyü’nün Behmenin mezrasını basan PKK’liler, bir aileden 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi öldürdüler.
*11 Haziran 1990: PKK Şırnak’ın Çevrimli Köyünü basarak 27 kişiyi öldürdü. Ölenlerden 12’sinin çocuk, 7’sinin de kadın olduğu açıklandı.
*14 Temmuz 1991: Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Çağlayancerit ilçelerinde köyleri basan PKK mensupları, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 9 kişiyi öldürdü.
*25 Aralık 1991: İstanbul’da yürüyüş yapan bir grup PKK yanlısı, İstanbul Bakırköy’de alışveriş merkezine Molotof kokteyli attı. Yangında 11 kişi öldü, 17 kişi yaralandı.
*27 Haziran 1992: Silvan’ın Yolaç köyünü basan PKK’liler camide namaz kılan vatandaşları dışarı çıkarıp kurşuna dizdi. 10 vatandaş hayatını kaybetti.
*1 Ekim 1992: Bitlis’in Cevizdalı köyünü basan PKK, çocuk ve kadınların bulunduğu 30 kişiyi öldürdü, 25 kişiyi de yaraladılar.
HPG Gever Komutanlığına ahlak ve vicdanen şunları söyleyelim ki, yukarıda listelenen katliamlar, PKK tarafından yapılan katliamların sadece devede kulak kısmıdır.
Bunlardan hangisi ahlakî, hangisi vicdanîdir?