Ahmet Taşgetiren oturmuş o bildiğimiz nakaratları tekrar etmiş! Efendim Bediüzzaman güya "Türk milleti asırlardan beri İslamiyet'in bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve çok şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. Biz Müslüman'ız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştıramayız. Bu şer'an caiz değildir." demiş. O da Üstadın bunları söyleyip söylemediği de belli değildir. Bilindiği gibi Üstadın eserlerinden sonradan bir takım ilaveler ve çıkarmalar yapılmıştır. özellikle Türk milliyetçiliğinin etkisi ve Kemalist rejimin bir takım hassasiyetleri göz önüne alınarak, "Kürdistan" gibi kürd ve kürtlerin yaşadığı coğrafyanın isimleri ile rejimle ilgili bazı netameli konular risalelerden çıkarılmıştır.
Ayrıca yukarıdaki ifade İslami açıdan sakat bir görüştür ve bunun Üstad tarafından söylendiğine de inanmıyorum. Ne yani birisi kalkacak İslami değerlere savaş açacak, Kur’an’ı yasaklayacak, Kur’an’ı Kerimde Allah’ın ayetlerinden sayılan dillerden Kürtçe konuşmayı dahi yasaklayacak, Kürtçe dışında bir dil bilmeyen bütün bir Kürd milletini lal hale getirecek, Kürtlerin varlığını inkar edecek ve bunun gibi en temel insan haklarından bile mahrum edecek, ama dedeleri sırf Müslümandı diye karşı çıkılmayacak. Bunu bırakın İslam’dan haberi olan birini, sıradan bir insan dahi çok saçma bir şey olduğunu anlayabilir.
Mesela sormak lazım Ahmet Taşgetiren gibilere; Şeyh Said Hazretleri ve arkadaşlarını asanlar ne kadar Müslümandı acaba? Ki Şeyh Said rejime karşı çıkarken İslam’a yapılan hakaretleri ve İslam şeriatının yürürlükten kaldırılması ile halifeliğin kaldırılmasını en önemli gerekçelerden saymıştır. Yani kısacası yukarda ki mantıkla giderseniz, o zaman hepimiz Hz. Adem’in çocukları ve torunlarıyız. Dolayısıyla kardeşiz! Kardeşi kardeşle çarpıştırmak, şer'an caiz değildir mi diyeceğiz? Bunun yanında sanki Kürtler rahat rahat otururken ve bütün insani ve İslami haklarına sahipken, Kemalist rejime karşı sırf macera olsun diye ayaklanmışlar. Kürtlerin ayaklanmalarını bu şekilde lanse etmeye çalışanlar, en başta Kemalist rejimi aklayıp paklayarak, yaptığı bütün katliamları görmezden gelme uyanıklığına kendilerini vurmaktadırlar.
Eğer dedeleri Müslümandı diye silah çekilmez ise, o zaman Kürtler Türklerden daha önce Müslüman olmuşlar ve en az Türkler kadar İslam’a hizmette bulunmuşlardır. Dolayısıyla Kürtlere de silah çekilmemesi, haksızlık yapılmaması gerekirdi. Ya da Türklerin Kürtleri yok sayması, dilini, dinini ve kültürünü inkar etmesi, Kürtlere silah çekip katliama tabi tutması caiz midir? Şunu ifade edeyim o dönemde Kemalist rejim Müslüman Türk’lere de baskı ve zulüm yapmıştır. Ve burada ırkçılıktan uzak, gerçekten İslam kardeşliği çerçevesinde Kürtlerin ve diğer etnik toplulukların haklarını gözeten Müslüman Türkleri de tenzih ediyorum. Ama Taşgetiren’in yaptığı yorum, rejimin yaptığı vahşetleri bir anlamda unutturmak ve sanki esas suçlu Kürtlermiş gibi bir algı meydana getirmektedir.
Peki Ahmet Taşgetiren, Zilan'da, Ağrı'da, Dersim'de, Amed vb. yerlerde Müslüman Kürtlerin katliama tabi tutulmalarını, toplu olarak mağaralara doldurulup ateşe verilmesini, kadın, ihtiyar, çocuk demeden süngülerden geçirilip derelere atılmaları hakkında ne düşünüyor acaba? Yoksa bunlar asiydiler ve kutsal devletlerinin yasalarına göre zaten suçluydular. Dolayısıyla hak ettikleri cezayı mı buldular! Eğer bu zatın İslam’dan haberi varsa ki vardır. O zaman bilmesi gerekir ki savaşta çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar, kısacası sivil insanları öldürmek İslam’a göre suçtur. Bugünkü beşeri sistemlerde dahi her ne kadar pratikte uyulmasa da sivil insanların öldürülmesi suçtur.
Bir diğer suçlaması da İslamcı Kürtler arasında ümmet ve İslam kardeşliğine alerji olduğu iddiasıdır. Kürtler arasında ümmet kelimesinden alerji duyulmaya başlanmışsa, İslam kardeşliğinden gıcık kapılıyorsa birazda bunun sorumluluğunu kendinizde aramanız gerekmez mi? Ümmet şemsiyesi adı altında, Kürtleri ırkçı ulusalcı Kemalist rejimin şemsiyesi altında tutmaya çalışan, zor zamanlarınızda İslam kardeşliğini hatırlayıp diğer zamanlarda aklınıza getirmeyen sizler değil misiniz? Bu rejim sıkıştığında Kur’an ayetlerini kullanıp, diğer zamanlarda Kur’an’la ve onun hükümleriyle savaşmamakta mıdır? Şu anda Kemalist rejimi restore etmeye çalışan, ve bir çok yasakçılığına sahip çıkan, Kürtlerin en doğal haklarından olan anadilde eğitim hakkını bile bir bölünme sebebi olabilir diye karşı çıkan, bir başörtüsü sorununu bile “istesek çözebiliriz” deyip, özellikle çözmediklerini söyleyenler sizin de desteklediğiniz dindar (!) AKP hükümeti değil midir? Ve aynı AKP diğer Müslüman ülkelere laikliği tavsiye edip ihraç etmeye çalışmıyor mudur? Yoksa sizin kardeşlik dediğiniz “laiklik” kardeşliği olmasın!
Bu beyler artık bilmelidirler k İslam kimsenin tekelinde değildir ve en az onlar kadar Kürtler ve diğer Müslüman kavimlerde onların sahip olduğu haklara sahiptirler. Dedeleri zamanında Müslümanlara önderlik yapmış olabilir. Onlardan önce Araplar, Kürtler ve Farisiler de ümmetin önderliğini yapmışlar, İslam’a hizmet etmişlerdir. Ama kıyamete kadar bu hakkın kendilerine ait olduğunu göstermez. Ve bu kendilerinin diğer Müslüman kavimlere karşı kibirli olmalarını ve üsten bakmalarını da gerektirmez. Zaten bunu yapanlar ancak kendi değerlerini düşürürler ve ümmetin maskarası olurlar. Kendilerine tavsiyemiz diğer Müslüman kavimlere, kendilerine eşit bir kardeş gözüyle bakmaları ve kendilerinin sahip oldukları haklara başta Kürtler olmak üzere herkesin sahip olduğunu kabullenmeleri ve içlerine sindirmeleridir. Aksi takdirde hem bu dünyada hem de ahirette ziyan edenlerden olmaktan kurtulamayacaklardır.