İSTANBUL- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mansur Yalçın ve 14 şikâyetçinin ‘Zorunlu din dersi’ ile ilgili Türkiye aleyhinde yaptıkları şikâyeti haklı bularak, Türkiye’yi “Mecburi din dersleri sistemini reforme etmeye” mahkûm etti. AİHM kararında, “İstemeyen öğrenciye Din ve Ahlak Bilgisi dersine girmeme hakkı verilmesine” hükmedildi.
Mahkemenin verdiği karar, Türkiye’de ortaöğretimde okutulan zorunlu ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersiyle anne ve babaların eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterilmediği anlamına geliyor.
Avrupa’da eğitim kilisenin tekelinde
Avrupa’nın çoğu ülkesinde Hıristiyanlığın kitabı İncil derslerinin yer aldığı din eğitimi dersleri, zorunlu olarak veriliyor. İncil derslerinin zorunlu olarak verildiği ülkeler arasında Almanya, Belçika, Finlandiya, İspanya, İrlanda, Kanada, Polonya, Danimarka, İsveç ve Norveç bulunuyor. Bu ülkelerde İncil dersi zorunlu ders kapsamındadır.
Mahkemenin kararını konuştuğumuz Eğitim camiasının temsilcileri, dünyanın birçok ülkesinde zorunlu din derslerinin olduğunu belirterek, verilen kararın siyasi olduğunu ifade etti.
AİHM’nin kararı siyasi bir karardır
Dünyanın birçok ülkesinde eğitimin kiliselere bağlı yürütüldüğünü aktaran İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) Başkanı Dr. Hüseyin Korkut, “Bu karara konu olan dersin adı İslam dersi değildir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi‘dir. Dolayısıyla bu toplumda yaşayan herkesin inancı ne olursa olsun ki ülkemizin çoğunluk nüfusu Müslümandır. Dolayısıyla ağırlıklı İslami bilgi ve kültürü de içeren ve ayrıca diğer inançlarla ilgili de bilgi ve kültürü içeren bir müfredattır. Bunun içindir ki, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ismini taşımaktadır. Ülkemizde bu süreci zorlayan Alevi vatandaşlarımızın bir yorumu ve çabası var. Türkiye’de son dönemlerde bir takım reformlar ve açılımlar yapılıyor. Bu kitapların müfredatlarında ciddi değişiklikler yapıldı. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararı da, daha önceki vermiş olduğu kararlarda olduğu gibi siyasi nitelik taşıdığını söyleyebiliriz. Müslüman bir ülkede doğrudan müfredatın içerisinde yer alan Felsefenin olduğu gibi, yani hayata ilişkin birçok dersin ve müfredatın olduğu gibi, bu dersin olmasının da mahsuru yoktur. Bu faydalı bir çalışmadır. Buna benzer dünyada farklı uygulamalar var. Gerek Avrupa’da veya diğer farklı ülkelerde, kiliselere bağlı olarak okullar eğitim vermekte ve bu çerçevede bir takım zorunlu dersler müfredatta bulunmaktadır.” dedi.
Alınan karar hukuka aykırıdır
Alınan kararın hukuki olmadığını belirten Korkut, “Alınan kararı her geçen gün büyüyen ve kendi değerleri üzerinde de gelişen ülkemize karşı bir siyasi tavrın sonucu olarak görüyorum. Burada AİHM’nin yaklaşımında ve mantalitesinde bir eksiklik olduğunu ve aldıkları kararın da hukuki olmadığını ve sübjektif bir karar olduğunu ifade etmemiz mümkün. Biz İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) olarak, bir kültür çerçevesinde, Ahlak ve Din Kültürü çerçevesinde bu dersin faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca kim neye inanıyorsa da, seçmeli olarak kendi inancıyla ilgili de eğitim sistemimizde, müfredatımızda kendi değerlerini öğrenme fırsatına sahipler. Nitekim Türkiye’de azınlık okulları var. Azınlıkların ihtiyaçları ve müfredatıyla ilgili alabildiğine bir genişlik sunmaktadır. Bundan dolayı yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde de Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hayatı ve temel İslami bilgilerin daha detaylı öğretilmesiyle ilgili seçmeli dersler var. Dolayısıyla da kimsenin ‘illa sen şu inancın değerlerini, uygulamalarını yapacaksın’ diye bir zorlaması yok.” şeklinde konuştu.
Milletin taleplerini karşılayacak sahih bir din eğitimi gerekiyor
Türkiye’deki Müslümanların ciddi anlamda kendi yaşayışları ile ilgili kısıtlamalar, imkânsızlıklar ve zorluklarla mücadele ettiğine dikkat çeken Korkut, “Bütün demokratikleşme paketlerine ve reformlara rağmen hala yapılması gerekenler var. Yeterli derecede bir eğitim, sıhhatli kaynaklardan resmi bir şekilde yapılamadığı için, ülkemizde maalesef hala İslam adına ve İslami bir takım kural ve uygulamalar adına marjinal tutum ve davranışları görmek mümkün. Bunu azaltmanın yolu sahih kaynaklardan milletin taleplerine karşılık verecek şekilde okullarda resmi kanallardan bunun sunulabilmesinin önemli olduğunu ifade etmek gerekiyor.” dedi.
Karar, İslamofobinin bir sonucudur
Konu ile ilgili İkra Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İKRA DER) tarafından yapılan açıklamada ise, AİHM’nin böyle bir karar vermesinin pek de şaşırtıcı olmadığı ifade edilerek, “Avrupa tarihine baktığımız zaman, kendi dinlerini sosyal hayattan çekip vicdanlara hapsettiğini görüyoruz. Allah’a değil de, maddeye kul olan bir zihniyetin ürününden böyle bir karar çıkar. Özgürlük, adalet, hukuk sürekli ağızlarından düşürmedikleri kavramlardır. Bunları hep kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamışlardır. İslam dünyasına karşı takındıkları tavır bunun delilidir. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Mısır meselesi maskelerini düşürmeye yeter de artar bile. Avrupa’nın dinlere karşı özellikle de İslam’a karşı fobisi vardır. Yaratıcının yeryüzündeki işlere karışmaması gerektiği düşüncesiyle hareket ettikleri için, dini vicdanlara gömmüşlerdir.” şeklinde konuştu.
Bu karar Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi bir şeydir
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin okullarda işlenmesinin büyük faydaları olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Halkının tamamına yakını Müslüman olan bir ülkeden söz ediyoruz. Dinlerini öğrenmeleri en doğal hakkıdır tabii ki. Bu karar Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi bir şeydir. Avrupa tahrif edilmiş olan Hıristiyanlıktan çok çekmiş olabilir. Ama İslam ıslah eden, düzelten, huzur ve sükûneti temin eden bir dindir. Siz topluma dinini öğretmezseniz, bugün Avrupa’daki ahlaki çöküntünün bir benzeri de Türkiye’de yaşanacaktır. Din Kültürü dersinin zorunlu olmasının ne zararını gördük. Öyle bir din ki; Adaleti, iyiliği, yoksula ve yetime yardım etmeyi emrediyor. Sanat, edebiyat, müzik, futbol insanın manevi boyutunu tatmin edebilir mi? Türkiye’yi şekillendirmek isteyen Avrupa’nın bu tuzağına düşmemek gerekir.” ifadelerine yer verildi.
Dünya’da İncil dersleri zorunlu
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Din Kültürü Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın tarafından hazırlanan ve internet sitesinde yayınlanan “Dünyada Din Eğitimi Uygulamaları” başlıklı çalışmaya göre Avrupa’da çoğu ülkede Hıristiyanlığın kitabı İncil derslerinin yer aldığı din eğitimi dersleri zorunlu olarak veriliyor. Çalışmaya göre İncil derslerinin zorunlu olarak verdiği ülkeler arasında Almanya, Belçika, Finlandiya, İspanya, İrlanda, Kanada, Polonya, Danimarka, İsveç ve Norveç bulunuyor. Bu ülkelerde öğrenciler, din dersini almak zorunda.
8 ülkede seçmeli ders
Din derslerinin seçmeli olarak verildiği ülkeler arasında ise Avusturya, Hollanda, İngiltere, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Romanya ve Yunanistan yer alıyor. Seçmeli din dersi verilen bu ülkelerde mezhepler üstü din öğretimi yaklaşımı uygulanıyor. Bu ülkelerde farklı din mensubu olanlar dışında kalan tüm öğrenciler, din dersine girmek zorunda, din dersinin alternatifi yok. Bu ülkeler içerisinde Yunanistan’da din eğitim dersi ilkokul 3. sınıftan itibaren verilmekte.
Sadece 3 ülkede din dersi yok
Din dersinin devlet okullarında verilmediği ülkeler arasında ise sadece ABD, Fransa ve Japonya yer alıyor. Ancak Fransa’nın Alsace ve Moselle bölgelerinde din dersi zorunlu olarak veriliyor. Fransa, ABD ve Japonya’da devlet okullarında din dersleri verilmiyor, buna karşı Kiliselere ait özel okullarda ise, din dersleri veriliyor. Kiliseler devletten yardım almakta. Bu okullarda din dersleri okutan öğretmenlerin maaşlarını devlet ödüyor.
AB’nin bazı motor ülkelerinde din eğitim dersi özetle şöyle:
İNGİLTERE-: İngiltere’de devlet okullarında din dersleri, aksine bir talep olmadığı takdirde resmi müfredat içinde okutuluyor. Din dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda düzenli dersler arasında yer alıyor. Okullarda güne toplu dua ile başlamak yasa emridir. Okullarda din dersi zorunlu. Din eğitimi, ülke nüfusunun bağlı olduğu dinler hakkında tanıtıcı bilgilerin verildiği bir tarih ve kültür dersi formatında.
ALMANYA- Almanya’da din eğitimi anayasa tarafından garanti altına alınmış. Alman Anayasasında, “Devlet okullarında, din eğitimi mecburi” ibaresi yer alıyor. Din eğitimi, kilise ve dini cemaatlerle işbirliği içerisinde düzenlenmekte. Devletin genel çerçevesini düzenlediği ve denetim hakkının bulunduğu derslerin içeriği, kiliseler ve cemaatler tarafından belirlenmekte. Almanya’da anaokullarının büyük bir bölümü Kiliselere aittir. Devlete bağlı anaokullarında da dini motifler sürekli kullanılmaktadır.
FRANSA- Avrupa’da devlet okullarında din dersinin hiçbir şekilde verilmediği tek ülke Fransa. Bu durum laikler ile Katolikler arasında geçmişte din üzerinden yaşanan kavgalara bağlanmakta. Fransa’da okullardan din eğitimi 1882 yılında kaldırıldı. 1990’lı yıllardan itibaren müfredat değiştirilerek dinlerle ilgili konular eklendi. Fransa’da dinlerle ilgili genel tarihi bilgileri kapsayan bir ders verilmekte. Din eğitimini, cemaat ve özel eğitim kurumları gerçekleştiriyor. Devlet, anlaştığı cemaat ve özel eğitim kurumlarına destekte bulunuyor. (Erkan Yavuz-İLKHA)