BİNGÖL - Aile eğitimi hakkında önemli açıklamalarda bulunan Bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Selahattin Baki, sağlıklı ve iyi bir toplumun inşası için aile ile toplumun öncüleri âlim ve imamların üzerine büyük işler düştüğünü belirtti.
Çocuğun daha küçükken İslami edep ve ahlakla yetiştirilmesi gerektiğini belirten Baki, bunu da ailenin yapması gerektiğini çünkü çocuğun ilk öğreticisi anne ve baba olduğunu söyledi. Baki, İslami ahlak ve Kuran terbiyesiyle büyümeyen çocukların sonradan ailesine ve topluma faydalı olamayacağını vurguladı.
“Çocuğun ana baba üzerindeki haklarına riayet edin”
Daha küçük yaşta çocuğuna gereken ilgi ve alakayı göstermeyen ailelerin çocuklarını sonradan şikâyet ettiğini belirten Baki, “Bize çocuklarını şikâyette gelen ailelere, çocuklarınıza nasihat edip ilgilenin. Eğer, analık ve babalığınızı yaparsanız ve çocuğun Ana baba üzerindeki haklara riayet ederseniz, sorunlar asgariye iner diye tavsiyelerde bulunuyordum.” dedi.
"Ailelerin çocuklarına İslami ahlakı öğretmesi gerekiyor”
Ana ve babanın nasıl ki, çocuğun üzerinde hakkı varsa çocuğun da anne ve babasının üzerinde hakları olduğunu belirten Baki, "yeni doğan çocuk için ‘Akika’ dediğimiz kurban kesilir. Bu da çocuk için bir müjde ifade ediyor. Peygamberimizin bir sünnetidir. Yerine getirilmesi halinde iyi bir hareket olur. İkinci olarak, yeni doğan bir çocuğa güzel bir isim takılır. Bu isimlerde Allah’a kul olma manasına gelen isimler olmalıdır. Bunlar, Abdullah, Abdulğaffur ve benzeri isimlerdir. Ayrıca anne ve babaların çocuklarına ‘İslami ve Kurani’ ahlakı öğretmeleri gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Anne ve babaya ‘Öf!’ diyecek ölçüde bile kötü söz söyleme!
Anne ve babanın evlat üzerinde bulunan hakkına da değinen Baki, Kur'an'da “Rabbin sadece kendisine ibadet etmenize ve anne-babanıza, Allah’ın sizi görmekte olduğu bilinci içinde mümkün olan en iyi şekilde davranmanıza hükmetti. Eğer onlardan biri veya her ikisi yaşlanmış olarak yanınızda bulunuyorsa sakın varlıklarından veya onlara hizmetten bıkkınlıkla kendilerine ‘Öf!’ diyecek ölçüde bile kötü söz söyleme! Onları azarlama ve daima onlara karşı tatlı dilli ve gönül alıcı ol!(İsra 23) işte, evladın üzerindeki anne ve baba hakkını en güzel şekilde Rabbimiz böyle açıklamıştır ” ifadelerini kullandı.
“Okullarda fen ilimlerinin yanı sıra dini ilimlerin de verilmesi gerekiyor”
Baki, çocukların daha küçük yaşta okula gönderildiğini ve orada ahretten ziyade dünyalarına önem verildiğinin altını çizerek, “Okullarda öğrencilere gereği gibi dinleri öğretilmiyor. Eskiye nazaran şimdi yine biraz daha iyi ama yine yeterli değil. Okullarda fen ilimlerinin yanı sıra öğrencilere dini ilimlerin de verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde uzun bir eğitim ve öğretim sonunda evlatlarımız; imani ilimlerden mahrum olarak yetişmiş fertler olarak, ne kendilerine ne de topluma bir faydaları olur.” vurgusunda bulundu.
“Said-i Nursi’nin amacı fen ilmiyle din ilmini bir arada okutmaktı”
Günümüz eğitim-öğretim sisteminin değişmesi gerektiğini vurgulayan Baki, “Bütün eğitim kurumlarında Üstad Bediüzzaman Sai-i Nursi’nin söylediği gibi “Aklın nuru fen ilimleri kalbin nuru din ilimleri, ikisinin birleşmesiyle hakikat ortaya çıkar. Birbirlerinden ayrıldıkları vakit, birincisinden hile ve şüphe, ikincisinden de taasub (körü körüne bir şeye bağlanma) ortaya çıkar.
İşte Bediüzzaman’ın en önemli özelliklerinden birisi de, sadece din ilmini değil, aynı zamanda tarih, coğrafya, matematik, jeoloji, fizik, kimya, astronomi ve felsefe gibi ilimleri de tahsil etmiş olmasıdır. Zaten asıl gayesi de fen ilmiyle din ilmini bir arada okutmaktı." ifadelerini kullandı.
“Âlimlerin ve ailelerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor”
İyi bir toplumun inşası için aile ile toplumun öncüleri âlim ve imamların üzerine büyük işler düştüğünü belirten Baki, "Âlimler, Peygamberlerin varisleridir. Âlimlerin, peygamberlerin varisi olabilmeleri için insanlara örnek olarak, toplumun huzuru için gayret etmeleri gerekiyor. İnsanların hem dünya hem ahiret saadeti için çalışmamız lazım. Âlimler, İmamlar ve aileler, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirirlerse bir kez daha Asr-ı Saadeti yakalamış oluruz.” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat - İLKHA)