"Aileden Devlete İslâmi Toplumun İnşası" konulu konferans düzenlendi

​Köklü Değişim Medya tarafından düzenlenen programda İstanbul Sözleşmesi ve aileyi yıkan yasaların topluma etkileri, İslâm’da ailenin önemi ve aile ile toplumun nasıl korunacağı konuları ele alındı.

Konferansa İlahiyatçı Dr. Abdurrahim Şen, Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım ve İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Hafız Burak Balta'nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansın açılış konuşmasını Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar yaptı.

Programa konuşmacı olarak katılan Dr. Abdrurrahim Şen, "Bu topraklara aidiyet hisseden herkes, 97 yıl önce işgallerle geldiklerinde ilk yaptıkları kadınlarımıza el uzatmak olan Batılıların, kadınlarımız hakkında bizlere pazarlamaya çalıştıkları yasaları düşünmek zorundadır!” diyen Şen, İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW gibi uluslararası sözleşmelerle Müslüman toplumların aile-kadın anlayışına yönelik saldırıları gözler önüne serdi.

Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım da "Yeşil bayraklarında ‘La ilahe illallah’ yazması ya da adında 'İslâm Cumhuriyeti' yazması onu İslâm devleti yapmaz! Bir devletin İslâm devleti olabilmesi için kökte tevhit, dallarında adalet olması gerekir.” diyerek İslâm devletinin karakteristik özelliklerini ifade etti.

İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu, Müslümanların yeniden izzet kazanmasının yolunun Hilâfet Devleti’nin ikamesinden geçtiğini söyledi.

Konferans bu konuşmanın ardından sona erdi.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!
"Bilinçli bir irade sahibinin (Vacib-ül Vücud) varlığı zorunludur"