Bugün itibariyle 2019 seçimleriyle ilgili yorumlar erken olabilir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bu seçimlerin “ittifak seçimleri” olacağını vurgulamıştık. Bunun üzerine de Bahçeli'nin “ittifak” açıklaması gelecek seçimlerin gündemleşmesine sebebiyet veriyor. Bu ittifak aslında iki partiden çok, iki ismin, iki liderin ittifakı diyebiliriz. Devlet Bahçeli ile Recep Tayyip Erdoğan… Görünen o ki Türkiye'de devlet kendini yeniden yapılandırıyor. Ve devletin ideolojisi de yeniden yapılandırılıyor. Rejim yeniden tanımlanıyor. Ve bu tanımlanmanın içerisinde Bahçeli, kendisinin, partisinin ve çizgisinin de bir tür kurucu unsur olarak yer alabileceğini düşünüyordur muhtemelen.
Peki, kim kimin çizgisine geldi? Beşer olarak kimse gaybı bilmez ama Erdoğan söylemleriyle MHP'nin çizgisine gelmiş gözüküyor. Lakin MHP'nin çizgisine gelmiş veya gelecek olan bir AK Parti'nin zarar göreceği kaçınılmazdır. En büyük özelliklerinden birini kaybetme riskiyle karşı karşıya olan AK Parti'nin bazı değerler üzerinden bir kitle tabanına hitap edebiliyordu. Özelikle “din kardeşliği” üzerinden bu partinin içerisinde farklı etnik gruplar, özellikle de Kürtler ve Kürt olmayanlar aynı dava etrafında birleşebiliyordu. Bu, AK Parti'nin en önemli ayrıcalıklarından biriydi.
Rahmetli Erbakan'ın kurduğu Milli Selamet Partisi'nden bu yana seçim haritalarına baktığınız zaman bu partilerin her şey bir yana Güneydoğu'da Kürtlerin, Kürt seçmenin ağırlıkta olduğu bölgelerde hep belli bir oy oranına sahip olduğunu görüyoruz. Hem Türk milliyetçiliğinin çok güçlü olduğu İç Anadolu'da, Orta Anadolu'da güçlü olup aynı zamanda Güneydoğu Anadolu'da güçlü olabilmek gerçekten büyük bir kazanımdı. Ama her şey bir yana her iki hareket de, yani MHP ve AK Parti; birisi ülkücü, diğeri Milli Görüş hareketinden çok ciddi anlamda bir kopuş yaşıyorlar. Ayrı ayrı kopuş yaşıyorlar ve kendi geleneklerinden koparak ortak, birlikte yeni bir şey şekillendirmeye çalışıyorlar…
Bu ittifaktan sonra gözler ana muhalefet ve diğer partilere çevrildi. Çatı aday çıkarabilecek olanlar ve tek başına aday gösterecekler… Ana muhalefet olan CHP'nin aday göstereceği kesindir. Ancak hangi profilde ve kiminle ittifak edeceği muammadır. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhafazakâr kimliği olan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu çatı aday göstermişlerdi. Ona yakın bir adım mı olacak? Yoksa çok daha farklı bir profille mi gidilecek? Bunu zaman gösterecek.
Muhtemel aday çıkaracak ve potansiyelleri olan diğer partilerin çıkaracağı adaylar da çok önemlidir. Bunlardan Saadet partisi ve MHP'den ayrılan Meral Akşener, İyi Parti adına aday göstereceklerini dile getirdiler. Aynı şekilde çukur siyasetiyle darbe alan HDP'nin de aday göstermesi muhtemeldir... Burada çok merak edilen ve özellikle bölgede etkin olan ve gittikçe büyüme kat eden HÜDA PAR'ın aday çıkarıp çıkarmayacağıyla ilgilidir. Geçtiğimiz referandumda “evet” oylarının çokluğunda kilit noktayı oluşturan ve Tayyip Erdoğan'ın teşekkürüne muhatap olan bu partinin aday kararı; siyasetin dizayn edilmesinde önemli bir etken olacaktır. Tabi hem Saadet Parti'si hem HÜDA PAR'ın hem de İyi Parti'nin aday göstermesi için noter tasdikli yüz bin imzaya ihtiyaç vardır. İyi Parti'yi bilmem ama Saadet Partisi ve HÜDA PAR'ın bu potansiyeli mevcuttur.