AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Mesele çevre duyarlılığı, yeşile saygı ise bütün mesajlar alınmış, gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu saatten sonra bunu uzatmak, işin tadını kaçırmaktır, bu işi marjinalleştirmektir " dedi.
Hüseyin Çelik, AK Parti İzmir İl Başkanlığını ziyaretinde, partisince bugün ilki Ankara'da düzenlecek "Milli İradeye Saygı" mitinginin, yarın İstanbul'da, daha sonra ise büyükşehir belediyesi olan tüm illerde yapılacağını belirtti.
Taksim Dayanışma Platformu'nun bugünkü açıklamasıyla ilglii soru üzerine Çelik, konuyla ilgili değerlendirmenin hükümet ve devletin ilgili birimlerince yapılacağını ifade etti.
Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, konunun taraflarıyla her biri 3,5-4 saat süren görüşmeler gerçekleştirdiğini, kendisinin de bu görüşmelerin ardından açıklama yaptığını hatılatarak, "Halkın takdiri de, tepkisi de saygı değerdir. Ama masum bir olayı gerekçe göstererek çevre duyarlılığı gibi olaydan hareket edip, Türkiye'nin büyük şehirlerinin meydanlarını yangın yerine çevirmek, dünyada az sayıda örneği görülecek şekilde vandalizm örneği ortaya koymak, insanların malına ve canına zarar vermek, çevreyi tahrip etmek, hiçbir demokrasiyle izah edilemez" dedi.
Birçok illegal örgütün, "Gezi Parkı rüzgarından yelkenlerimizi şişirebilir miyiz" düşüncesiyle hareket ettiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"İllegal örgütler, marjinal gruplar, bazısiyasi gruplar bunu yapmıştır. 63 yıldır sandıkta halktan hep sille üstüne sille yiyen CHP, sandıktaki yenilgisini 'acaba sokakta telafi edebilir miyim' telaşına kapılmıştır. İktidarlar sandıktan alınır, bir iktidarı değişitrmek istiyorsanız halk iradesini sandığa yansıtır. Sandığın vermediği iktidarı birileri sokakta arıyorsa bu zavallılık işaretidir, politika bilmezliktir, siyasette etkin olmamanın verdiği hırçınlıktır. Üzülerek söylüyorum ki CHP böyle bir durumdadır. CHP'li birçok milletvekili bu olaylarda kışkırtıcı, tahrik edici olmuşlardır ve kitlelerin öfkesinin kabarmasına yol açmıştır. İktidara zarar verelim düşüncesiyle ülkeye zarar vermişlerdir."
Türkiye'nin geri kalmış bir Ortadoğu ülkesi olmadığını, böyle yansıtmanın, millete yapılacak en büyük haksızlık ve hakaret olacağını savunan Çelik "Suriye'de Beşşar Esed 200 bin insanı toplarla, uçaklarla katlederken kimse burada bir şey görülmüyor. Ama Türkiye'de Gezi Parkı'ndaki olaylar, bazı dünyadaki televizyonlar tarafından abartılarak saatlerce yansıtılıyor" diye konuştu.
Çelik, Türkiye'nin turizmde İspanya gibi rakibi ülkelerin, olaylardan kendilerine turist çekmek yoluyla nemalanmaya çalıştığını ifade ederek, "Komşunun evi yansa da ben de yumurtamı pişirsem zihniyeti, çok alçak ve ahlaksız bir zihniyettir. Kendi siyasetini başkalarının felaketinde arayanlar, siyaset yapmış olmazlar. Beni amaca ulaştıracak her türlü vasıta mübahtır zihniyetiyle hareket ederseniz, bu ülkeye yazık ederseniz" dedi.
"Selçuklu ve Osmanlı tarihi dahil olmak üzere 2013 Mayıs, milletimizin tarihindeki en parlak ay olmuştur ama bunun ağız tadı, Türkiye'ye fazla görülmüştür" görüşünü dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
"Nedir bunlar? İsrail, tarihinde ilk kez özür dilemiştir. PKK, silahlı unsurlarını ülkenin dışına çekmiştir. Sadece 3. havaalanının ihalesiyle kamunun cebine girecek para, 80 milyar liradır. Üçüncü köprü, 4,5 milyar liralık yatırımdır ve kamunun cebinden bir kuruş çıkmayacaktır. Türkiye, IMF'le olan borcunu sıfırlamış, alan el iken veren el konumuna gelmiştir. Uluslararası derecelendirme kuruluşları, peş peşe Türkiye'nin notunu artırmıştır. Devletin borçlanma faizi, tarihteki belki en düşük rakama, yüzde 4,67'ye düşmüştür. Otomotiv sektörü sadece mayıs ayında 82 bin araç satmıştır. Borsa İstanbul, 93 bin puana ulaşmıştır. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda bu bize bir şey anlatıyor. Türkiye bölgesinde yıldız olarak yükseliyor. Güneşi üflemekle söndüremezsiniz. Bu millet yükseliş trendine girmiştir ama birileri de çelme takmaya, arızalar çıkarmaya çalışabilir. Biz bunlara takılmadan yolumuza devam edeceğiz. Türkiye büyük bir itibar, kalkınma hamlesi yaşarken, aktif dış politika yürütürken, sanırım bu birilerinin nasırına basmak anlamına gelmiştir."
Çelik, 2023'te Türkiye'yi dünyanın 10 büyük ülkesi arasına hedefinde kararlı ve emin adımlarla ilerlediklerini belirterek, AK Parti karşısında hezimete uğrayanların farklı yöntemler deneyebileceğini ama halkın sağduyusuyla bunların üzerinden gelebileceğini ifade etti.
GEZİ PARKI'NDAKİLERE ÇAĞRI
Hüseyin Çelik, Gezi Parkı'ndakilere ise şu çağrıda bulundu:
"Mesele çevre duyarlılığı, yeşile saygı ise bütün mesajlar alınmış, gerekli değerlendirmeler yapılmıştır. Bu saatten sonra bunu uzatmak, işin tadını kaçırmaktır, bu işi marjinalleştirmektir. Gezi Parkı'ndaki arkadaşların arasına sızan marjinal gruplar da vardır. Bunlar hükümet ve devlet tarafından bilinmektedir. Haklıyken bile haksız duruma düşmek istemiyorsa birileri, vasıtalarınızın, üslubunuzun, tavrınızın ve tarzınınızın, meşru ve mantıklı kalması lazım."
29 Mayıs'ta partisi adına yaptığı basın toplantısında, "Eğer ağaç katliamı yapılarak orada bir AVM yapılacak olursa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak, parti sözcüsü sıfatıyla gider oraya önce ben yatarım" dediğini hatırlatan Çelik, konunun "ağaç, yeşil meselesi" olmaktan çıktığını belirtti. Çelik "Ağaç kesilmez mi, sökülmez mi, bu dünyanın her yerinde vardır. Ancak eğer kestiğiniz ya da söktüğünüz bir ağaç yerine on ağaç dikiyorsanız, siz iyi çevrecisiniz" dedi.
"KİM HATA YAPTIYSA, O HATADAN DOLAYI YAKASINA YAPIŞILACAK"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sanatçılardan bir grup ve Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin, cuma günü paylaşılacağı açıklanan "Gezi Parkı odaklı gelişmelerdeki şiddet içerikli görüntülerin" gösterilmemesi yönündeki isteğini kabul ettiğini belirterek, "Başbakan'ın ricayı kabul etmesi iyi niyet göstergesidir ama bütün iyi niyetlere rağmen birileri, kötü niyetinde ısrar ederse bundan sonra nasıl bir tavır ve üslupla onlarla muhatap olunacağına, elbette hükümetin başbakanı vardır, ilgilileri, yetkilileri vardır, onlar bunu değerlendireceklerdir" dedi.
AK Parti İzmir İl Başkanlığını ziyaretinde Gezi Parkı odaklı gelişmeleri değerlendiren Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kente su getirilirken 8 bin ağacın söküldüğünü ancak yerine 165 bin ağacın dikildiğini belirtti.
Aynı dönemde kente içme ve kullanma suyu getirildiğini, parklar ve refüjlerin ağaçlarla dolduğunu, su havzalarının ağaçlandırıldığına dikkati çeken Çelik, "Şimdi de Elmalı ve Alibeyköy Barajları çevresinde, Fatih Barajı ve Belgrat ormanları gibi iki kent ormanı oluşturuluyor. Bunlara imza atan hükümete, başbakana birileri yeşil düşmanı gibi yafta vurmaya çalışırsa, bu sizin buzun üzerine yazı yazmanız gibidir. Bu halk bunu yemez, yutmaz. Türkiye'de demokratik ortam var oldukça, açık toplum olmaya devam ettikçe, herkes bugün değilse de yarın, iki gün sonra meselenin özünü ümit ediyorum ki kavrayacaktır" diye konuştu.
Çelik, "Dün kamuoyuyla paylaşılacağı açıklanan olaylarla ilgili şiddet içeren görüntülerin niye paylaşılmadığı" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Sanatçılardan bir grup arkadaşımız ve Taksim Dayanışma Platformunun üyeleri, görüşme esnasında özellikle Başbakanımızdan istirhamdan bulundular, (Parti teşkilatlarınıza göstermenize saygı duyuyoruz ama şiddet içeren görüntüleri televizyonlarda canlı yayınlanacak şekilde göstermemenizi istiyoruz) dediler. Çünkü orada gerçekten onların gördüğü, herkesi rahatsız eden nahoş görüntüler vardı. Türkiye'deki gerginliği, gerilimi, tansiyonu düşürmek için istirham ettiklerini söylediler, Başbakan da bu istirhamı kabul etti. Dün il başkanları toplantısında 16 dakikalık sinevizyon basına açık bölümde gösterilecekti. Orada gerçekten dehşete kapılacağınız görüntüler var. Kimse bunu çevre duyarlılığıyla izah edemez. O görüntülerde, polisin başına beton blokları atanından tutun da metro istasyonuna bizzat gaz bombası atıp orada insanların adeta bayılmasına yol açan eylemcilerin olduğu ortadadır. Ama bunlar hep polis yaptı diye izah ediliyor. Twitter üzerinden iftira ve çirkin ifadelerle dolu kampanyalar açıldı. Başbakan'ın ricayı kabul etmesi iyi niyet göstergesidir ama bütün iyi niyetlere rağmen birileri, kötü niyetinde ısrar ederse bundan sonra nasıl bir tavır ve üslupla onlarla muhatap olunacağına, elbette hükümetin başbakanı vardır, ilgilileri, yetkilileri vardır, onlar bunu değerlendireceklerdir."
"KİM HATA YAPTIYSA, O HATADAN DOLAYI YAKASINA YAPIŞILACAK"
"Polisin gösterilerde vatandaşa şiddetini normal mi karşılıyorsunuz" sorusu üzerine Çelik, polisin yasalarla belirlenmiş sınırlar dışına çıkarsa suç işlemiş olacağına işaret etti.
20 bin kişinin, barikatı yarıp polisin üzerine gelmesi durumunda yapılacaklarını belli olduğunu kaydeden Çelik, şunları söyledi:
"Ama biber gazı kullanırken özellikle birinin gözünün içine biber gazı sıkarsanız, biber gazını atan mekanizmaları yere atıp oradan sıçramasını sağlamak yerine insanların kafasına atarsanız, bu usulsüzlük, yanlış, hata olur. Bütün bunlar inceleniyor. Gerekli inceleme ve soruşturma yapıldıktan sonra kim hata yaptıysa o hatadan dolayı yakasına yapışılacak. Diyelim ki eylemci, elinde pankartı slogan atıp yürüyor, kimse ona birşey demez. Ama banka ATM'sini ateşe verirse, AK Parti il başkanlığını, ilçe başkanlığını ateşe verirse, gidip esnafın dükkanının camını çerçevesini indirirse, 200 vatandaşın arabasına zarar verirsen, akla hayale gelmez vandalizm örnekleri ortaya koyarsan, o eylemcinin de yakasına yapışılacaktır. Bütün bu görüntüler teker teker inceleniyor. O kırıp dökmeleri yapanlar zannetmesinler ki bunlar yanlarına kar kalacak. Bugün gitti, ertesi gün mahkemeden serbest bırakıldı, elde bir delil olmayabilir ancak bütün bu görüntüler incelendikten sonra, göz göre göre biri geliyor diyelim ki ilçe başkanlığına benzini döküp ateş yakıyor. Kimse ona çiçek buketiyle gidip karşılık vermemizi herhalde istemiyor. Kimsenin bir şey talep ederken başkalarının hayatını zindana çevirme, seyahat özgürlüğünü ortadan kaldırma, trafiği allak bullak etme meydanları yangın yerine, cehenmeme çevirme gibi bir hakkı yoktur, böyle bir hak olamaz. Bu dünyanın her yerinde böyledir"
Dünyanın her yerinde, kimsenin suç işleme imtiyazı bulunmadığını ifade eden Hüseyin Çelik, Londra'daki G8 toplantısı, Wall Street'in işgali, Yunanistan'daki olaylarda sırasında polisin göstericilere müdahalesine dikkati çekti. Çelik, "Dünyanın her tarafında bu tip şeyler olduğu zaman (Bu bir toplumsal olaydır, neticede polis buna müdahale eder, polis yanlış yaparsa yakasına yapışılır) diyeceksin ama Türkiye'ye gelince, Türkiye'de sanki devlet, milletinin üzerine bombalarla saldırıyormuş gibi bir intiba uyandıracaksın. Bu, çifte standarttır, biz bunu kabul etmeyiz" diye konuştu.
"Güvenlik güçleri ile twitter sınıfı geçti mi?" sorusuna Çelik, kimseye karne doldurmadıklarını, 200 bin kişinin üzerindeki polis camiasına toplu olarak sınıftan geçti veya kaldı diyemeyeceklerini ifade etti.
Çelik, 72 saat aralıksız çalıştığını belirttiği polislere saldıranlara bir şey denilmeyip, 24 saat polise yüklenilmesinin haksızlık olduğunu vurgulayarak, "Yanlış yapan polis de eylemci de yanlış yapmıştır. Kimsenin yanlışı, doğrulanamaz" dedi.
"TOPLUMSAL ÖFKEYİ KABARTMAK İÇİN TWİTTER KULLANILDI"
Twitter'da, toplumsal öfkeyi kabartmak için binbir türlü yalan üretildiğini dile getiren Çelik, "Yurt dışındaki görüntümüz ve algımız kötü olursa bu memleketin her ferdi bundan zarar görür. İktidara zarar vereceğim diyenler, kendileri, kendi çocukları ve geleceklerine zarar veriyor. Bu memleket istikrarsızlıktan çok şey çekti" görüşünü ifade etti.
Çelik, Twitter'da, "Başbakan Erdoğan yerine kim gelsin" diye sorulduğunu belirterek, "Diyorlar ki Kemal Kılıçdaroğlu. Eyvah eyvah. Bu memleket yandı demektir. Ben o günleri hayal etmek bile istemem. Tayyip Erdoğan gibi lidere sahip olduğumuz için kendimizi çok şanslı kabul etmeliyiz. Avrupa ülkeleri de karşısında ezik büzük duran başbakanlara çok alışmışlar" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler'de haksız düzen kurulduğunu, haklının kuvvetli olduğu bir dünya nizamı istediğini açıkladığına dikkati çeken Çelik, "Dünya liderleri arasında bunu Başbakan Erdoğan dışında kim haykırıyor. Garibim Kemal Kılıçdaroğlu, gidip sosyalist grubun başkanıyla görüşmeyi beceremiyor" dedi.
İZMİR'DE MİTİNG TARİHİ BELLİ DEĞİL
Çelik, partisinin gelecek hafta sonu İzmir Gündoğdu Meydanı'nda miting yapacağı yönündeki haberlerin hatırlatılarak, aynı alanda Gezi Parkı'na destek amacıyla çadırlar kurulduğunu, bu alandakilere polis müdahalesi olacağı söylentilerinin dolaştığının ifade edilmesi üzerine, "Öncelikle İzmir'de hangi tarihte miting yapılacağı belli değil. Yeter ki biz miting yapalım, meydan buluruz, o önemli değil" dedi.
Olayların ekonomiye etkisinin sorulması üzerine Çelik, borsada dünyadaki dalgalanmadan da kaynaklı düşüş olduğunu belirterek, "Borsa iner çıkar. Döviz, olması gereken yere geldi. Ekonomik piyasalarda problem yok. Yabancıların Borsa İstanbul'da yaklaşık 71 milyar dolarlık varlığı var. 1 milyar çıktı. 1 gider, 2 gelir" yanıtını verdi.
PARTİ İÇİNDEKİ YORUMLAR
Hüseyin Çelik, partisinden ikisi İzmir'den 3 milletvekilinin Gezi Parkı eylemlerine destek verdiğinin hatırlatılması üzerine, şunları ifade etti:
"Milletvekillerimizin dediklerini takip ediyoruz. AK Parti, kitle partisidir. Demoktratik değerler platformunda siyaset yapan bir partiyiz. Partimizde, farklı dünya görüşlerine sahip, farklı partilerde siyaset yapmış arkadaşlarımız da var. AK Parti, Türkiye'nin ortalamasıdır, adeta bir fihristidir, 81 ilde homojen olarak ülkeyi temsil eden partidir. 325 milletvekilimiz var, hepimiz tornadan çıkmış tek tip malzeme değiliz. Partimiz içerisinde arkadaşlarımızın farklı görüşleri olabilir, makul yollarla ifade edebilirler. Partimizin temel ilkelerine aykırı düşmemek kaydıyla tali meselelerde farklı yorumları olabilir. Farklı yorumları yapan veya sesi farklı çıkan arkadaşlarımızın ağzına biber sürecek halimiz yok. Partinin temel prensipleri, tüm partilileri bağlar. Bazı icraat ve tali meselelerle ilgili arkadaşlarımızın farklı yaklaşımları olabilir. Bu parti içinde değerlendirilir ama garipsenmez, o arkadaşlara farklı şekilde yaklaşmamızı ve bakmamızı gerektirmez. Kiminle ilgili neyi sorduğunuzu biliyor, anlıyorum ama böyle bir problem söz konusu değil."
CHP'li milletvekillerinin tavrıyla ilgili soruya Çelik, "Bir CHP'li milletvekili, meydanda kameraların önünde tüm polislere küfretti. Bir milletvekili, Adana'da şehit olan komiserimizden sonra Hatay'da hayatını kaybeden eylemciye hitap ederek, (Senin öcün alınmıştır) dedi. Biri, Başbakan'a küfredenlere para veriyor. Size CHP'yi anlatmaya kalksam, Gılgamış Destanı'ndan daha uzun sürer. Buralarda CHP niye kışkırtıcı, çünkü kaybedecek bir şeyi yok. Rahmeti Necip Fazıl, Karaca Ahmet şiirinde diyor ki (Viran olmaz tek belde, viraneler). Viranenin viran olması söz konusu değil ki, zaten virane. O yüzden CHP'nin hal-i pürmelalini, CHP'lilere bırakalım" diye yanıtladı.