Gün yoktur ki, ilahımıza küfretmesinler… Gün yoktur ki, Kitabımıza dil uzatmasınlar… Gün yoktur ki, değerlerimizle alay emesinler… Gün yoktur ki, bir Müslüman onların hakaretine maruz kalmasın!
Kendilerini demokrat olarak da tanımlayan bu güruhun kendilerinden olmayanlara saygısı olmadığı gibi, demokrasiye de zerre kadar saygısı yoktur. Hele hele alnı secdeye giden birinin seçim yoluyla gelip Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması onlara cinnet getirtiyor. O kadar kin, nefret ve düşmanlık dolular ki, darbe çığırtkanlığı yapabiliyor ve darağaçları ile tehdit edebiliyorlar. Milletin özgür iradesi ile seçtiği şahsiyetlerin isimlerini telaffuz etmek erdeminden bile yoksunlar. Dün merhum Özal için Turgut Özal yerine kısaca TÖ yazıyorlardı ve bugün de Erdoğan için Recep Tayyip Erdoğan yerine RTE yazıyorlar. Dahası, Erdoğan’ın şahsında millete darağacını gösterebiliyorlar ve lisanıhâlleriyle “hükümet sizsiniz, ama iktidar biziz” diyebiliyorlar.
Müslümanların bu denli ötekileştirilmesi elbette ki yeni bir şey değil ve Cumhuriyet ile yaşıttır. Sözü eveleyip gevelemeye ve herkesin bildiğini bilmezden gelmeye gerek yoktur. Buna bir son verilmeli değil mi artık? Onların yaptıkları bütün vahşetlere rağmen biz kin, intikam ve rövanş peşinde değiliz. Müslümanlar da Atatürkçüler ve diğerleri kadar hak sahibi olmalı değil mi? Neden hala bugün bile Müslümanları darbelerle, suikastlarla ve darağaçlarıyla tehdit etmek hakkını kendilerinde bulabiliyorlar?
18 yıllık iktidarın semeresi bu mu olmalıydı?
Düne kadar kendimizi güvende hissettiğimiz bir kalemiz vardı; AİLE! Ama bugün bu da elimizden çıktı, çıkacaktır. Çünkü 17 yaşında zina yapanların hakkını koruduğunuz kadar, aynı yaştakilerin nikâh ile beraber olmalarını hapisle cezalandırıyorsunuz! Eşcinsellerin sapkınlıklarını sokakta, okulda, üniversitede ve kısaca istedikleri her yerde görünür kılanlardan olmanın da bu sapıklığa ortaklık olduğunu bilmiyor olabilir misiniz? Son iki yıldır, feryat figan bağırıyor millet, “Türkiye’de Aile elden gidiyor” diye. Aranızda Müslüman olmayanlarınız olabilir, ama Müslüman olanlarınızın bile en azından kendi Müslüman seçmeninize azıcık saygısı kalmadı mı?
Hani bir zamanlar o lanetlilere hitaben diyordunuz ya, “ne istediniz de vermedik” diye. Millet ise size şunu soruyor, sizi 18 yıl boyunca iktidarda korumanın dışında ne yaptık ki, bunları bize reva görüyorsunuz? İğdiş etmedik bir değerimizi bırakmadığınızın farkında değil misiniz hala? Milletin bir isteği varsa, o da sizin verdiğiniz sözlerde durmanızdır! Yoksullukla mücadelede bir yere kadar gelindi, ama yolsuzluk vd. yanlışlarınızın size büyük şehirleri kaybettirmesine engel olamadınız. Bir emrinizle birlikte meydanlara çıkan ve darbeyi bastıranların değerlerine layıkıyla bir saygıyı çok gördünüz; Allahü Ekber şiarıyla darbeyi bastıranları Demokrasi Şehidi ilan ettiniz.
Vesayeti kaldıracağınız günü dört gözle beklerken, sizler vesayetin yüzünü sadece yeşile boyadınız. Özellikle akademi dünyasının cevabını bir türlü bulamadığı bir soruyu da yöneltmeden geçemeyeceğiz: Bugüne kadar Sayın Erdoğan’ın atadığı rektörlerden kaç tanesi selefi Sezer’in atadığı rektörlerle kıyaslandığında, örneğin, bir Kemal Alemdaroğlu’nun vesayetin bekçiliğini yapmasındaki hassasiyeti üniversitelerdeki vesayeti sonlandırmak için göstermektedir? Rektör olmak için bürokrasiden milletvekillerine kadar çalmadık kapı ve önünde eğilmedik bir “dayı” bırakmayanlar hangi irade ile vesayete karşı durabilir ve ehliyet ile liyakati gözetebilirler ki? Böylelerinin bilime bir katkıları olur mu?
AK Parti, evet, hakkını yememeli; Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetlerini yaptı, ama zaten bir hükümetin görevlerinden biri de bu değil mi? Ama müstemleke zihniyetin egemen olduğu ülkelerdeki gibi, yaptığı her hizmeti başa kakmanın onur kırıcı olduğunu da dostça hatırlatmak gerekir.
Bu rejimin “öteki” olarak göregeldiği, yani Müslümanların haklarını korumak noktasında da AK Parti maalesef yükümlülüklerini yerine getirmedi, getirmemektedir. Ankara Barosuna kızıyoruz, ama hakaretamiz sözlerini çıkardığımızda, eşcinsellik ve eşcinsellerin hakları konusundaki iddiaları kanuna uygundur. Ve bu kanunu yapan da CHP veya HDP değil, AK Parti’dir! Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye’de ailenin bunca ahlak dışı saldırılara maruz kaldığı dönem ne yazık ki, AK Partili yıllardır! Eğitim de millileştirilemedi. Hala çocuklarımıza yalan bir tarih dayatılmakta ve ırkçılık dikte edilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de Adalet-Hukuk Sisteminin ötekileri Müslümanlardır. Eğer çeteler, katiller ve daha niceleri affediliyor ve buna karşılık malum Sivas Davasının mağdurları hala içeride ise, nedeni budur!
Adalete olan sadakati nedeniyle millet tarafından iktidar yapılan AK Parti’nin şimdilerde iktidarını korumak adına adaletten uzaklaşması nedeniyledir ki, son seçimlerde ikazını yaptı.
Dünkü gücünüzün adalet söyleminizden ve görece olarak adalete olan sadakatinizden geldiğini biliyorsunuz. Ya bugün? Temennimiz ve dostlarınız olarak duamız o ki, yeniden isminiz (adalet) ile müsemma olmak için çabalamaz, milletin emanetine ihanet etmemeniz ve yükümlülüklerinizi getirmeniz ve 2023’e gelindiğinde, despotizmin yeşil bereli emir kulları değil, adaletin hadimleri olarak yeni bir yüzyıla adım atmanızdır! Biricik isteğimiz, adil olmanızdır. Ehliyet, liyakat ve hakka riayet gibi şeyler peşinden gelir. Aksi halde size tevdi edilen emanete riayet etmemiş olursunuz ki, onun da ne anlama geldiğini bilirsiniz.
Erdoğanfobiciler ile Erdoğanhobicilerin kılıç-kalkan meydanı tozu dumana buladıkları bir zamanda dostlarımıza sesimizi bir nebze de duyurabildi isek, ne ala!
Erdoğanfobi ile Erdoğanhobi üzerinde de ayrıca duracağız inşallah.