Akçakale Açık Cezaevinin çatısının yaklaşık bir haftadır aşırı rüzgâr ve yağıştan dolayı hasar gördüğü, mahkûmların şikâyetlerine rağmen onarılmayan bu hasardan dolayı tüm koğuşları önceki gün yağan yağmur suların bastığı ileri sürüldü.
Hasar gören çatının günlerdir onarılmadığı, sadece bir branda ile kapatılmaya çalışıldığı, bunun da yağmuru önlemediğini ileri süren mahkûm aileleri, yağan yağmurun mahkûmların kaldığı koğuşlara damladığını söyledi.
Mahkûmların yaşanan mağduriyeti cezaevi yönetimine ilettikleri halde kimsenin bir girişimde bulunmadığını iddia eden aileler, söz konusu cezaevinde çok sayıda hak ihlalinin yaşandığını belirtti.
Yaşanan sorunlarla ilgili İLKHA’ya ulaşan mahkûm aileleri, cezaevinde yaşanan sorunlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Mahkûmların kaldığı koğuş binasının çatısının rüzgârda uçtuğunu bu yüzden de yağmurun yağmasıyla koğuşları su bastığını belirten aileler, “Cezaevinin koğuş bölümü çatısı aşırı rüzgârdan dolayı 5-6 gündür uçmuş durumda. Daha yeni bir branda çekmişler ama o da aşırı rüzgârdan yırtılmış. Tüm koğuşları su basmış. İki katlı olan koğuşların üst katını komple boşaltıp herkesi alt kata almışlar. Ama alt kata da su damlıyor. Su damlayan yerlere leğen koymuşlar o da çözüm olmuyor. Telefon kulübelerinin yakın olduğu çatının hasar gören bölgesine ‘girilmez’ diye bir şerit çekmişler. Mahkûmlar idareye çıkarak tüm koğuşların su altında kaldığını, tüm yatakların ıslandığını söylemişler. İdare de gereken yere bildirmişiz diyerek geçiştirmiş. Hiçbir yetkili gelip çatıyı kontrol bile etmemiş. Öylece bırakılmış durumda.” dediler.
Tavandaki yağmur sızmalarından dolayı koğuş tavanlarının çatladığını ileri süren aileler, bu sorunun önüne geçilmediği takdirde söz konusu koğuşun asma tavanının mahkûmların üzerine yıkılmasından endişe ettiklerini söylediler.
Cezaevinde yaşanan mağduriyetleri dile getirmeye çalışan mahkûmların tutanak tutturma ve kapalı cezaevine gönderilme ile tehdit edildiğini de iddia eden aileler, bu yüzden birçok mahkûmun yaşadığı sorunları anlatmaktan çekindiği belirtti.
Son zamanlarda kapalı cezaevinden çıkan mahkûmların gelmesiyle birlikte mahkûm sayısının cezaevi kapasitesini aştığını ifade eden aileler, yaşanan diğer mağduriyetleri ise şöyle anlattılar:
“Cezaevinde telefon sorunu var. Hâlbuki açık cezaevinde telefon sorununun olmaması gerekir. Cezaevinde yaklaşık 400 mahkûm var. Her biri 10 dakika konuşması mümkün olmuyor. Sorunu olan bazı mahkûmlar bazen saatlerce konuşuyor. Bu da onlara yetmiyor. Koğuş kapıları normal şartlarda 23.00’de kapanması gerekirken 20.00’de kapanıyor. Bu yüzden de dışarıda olan 15 tane telefonu kullanamıyorlar. Sadece içeride olan 6 tane telefon kullanılabiliyor. Bu da insanları mağdur ediyor.”
Normal şartlarda açık cezaevinde kalıp da herhangi bir işte çalıştırılan mahkûmlara bir meblağ ödenmesi gerektiği halde birçok mahkûmun cezaevinin değişik işlerinde ücretsiz çalıştırıldığını dile getiren aileler, aldıkları duyumlara göre çalıştırılması doktorlar tarafından yasaklanan birçok mahkûmun bile tarla işlerinde çalıştırıldığını iddia ettiler.
Ekonomik durumları iyi olan mahkûmların cezaevi yönetimi tarafından farklı muameleye tabi tutulduğunu sözlerine ekleyen aileler, başta uyuşturucu olmak üzere cezaevine alınması mümkün olmayan birçok yasak maddenin de içeriye sokularak ticaretinin yapıldığını, uyuşturucu satan ve kullanan birçok mahkûmun olanları anlatmaması için diğer mahkûmları tehdit ettiğini ileri sürdüler.
Mahkûmların yaşadıkları sorunları yetkililere duyurmak isteyen aileler, yetkililere çağrıda bulunarak söz konusu cezaevi için araştırma komisyonun kurulmasını istiyor.
Hatırlanacağı üzere; daha önceleri söz konusu cezaevinde bulaşıcı verem hastalığına yakalanan mahkûmların hastaneye götürülmediği, hastalık bulaşıcı olmasına rağmen bu hastalığa yakalanan mahkûmların diğer mahkûmlarla birlikte kaldığı da gündeme gelmişti.
Söz konusu iddialarla ilgili Akçakale Açık Cezaevi yönetimi ve Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığımız başvurulara ise herhangi bir cevap verilmedi.
İLKHA