ABD, Türkiye ile yaptığı anlaşma gereğince Fırat’ın Doğusu’ndan hızla çekilerek askerlerinin büyük kısmını önce Kuzey Irak’a götürdü. Aradan birkaç gün geçmeden “Petrol kuyularının güvenliğini!” gerekçe göstererek Haseke bölgesine yeniden askeri sevkiyatlar yapmaya başladı.
Bu durum haliyle insanların “ABD’nin kafası mı karışık?” sorusunu sormalarına yol açtı.
Aslında kafaları karışık sayılmaz sadece sahadakilerle masadakilerin bakış açıları birbirinden farklı. Sahadakiler Kuzey Suriye’de görev yapan askerler ve istihbaratçılar, masadakiler ise Washington’daki Beyaz Saray yetkilileri ve analistler.
Beyaz Saray ani bir kararla TSK’nın önünden askerlerini Erbil tarafına doğru çekti. Ancak sahadakiler ABD Meclisine baskı yaparak bu işin böyle olamayacağını anlattılar. Çünkü tam çekilme olursa bu bölgede artık Rusya’nın söz sahibi olacağını iyi biliyorlardı.
Nitekim beklenen oldu ve Rusya, ABD’nin çekildiği bölgelere asker sevkiyatı yaparak buralarda ne ABD askerine ne de TSK unsuruna manevra alanı bırakmadı.
Trump’ın eski danışmanı Walid Phares “SDG'nin yeniden düzenlenmesi, rehabilitasyonu, silahlandırılması donatılması ve 30 km'lik hattın güneyinde kalan ABD kuvvetleriyle yeniden konuşlandırılmasını da içerecek şekilde konumunun yeniden yapılandırılması”nı içeren Plan D'den bahsetti. Plana göre, “ABD güçleri petrol sahalarına yayılacak ve SDG güçlerinin milis yapılanmasından düzenli bir orduya dönüştürülmesi için stratejik olarak güçlendirilecek”.
Phares “DSG'nin belli bir bölgeyi kaybettiği savının doğru olmadığını, çünkü SDG'nin halkını kaybetmemesinin çok daha önemli" olduğunu söylüyor. İlginçtir aynı savunmayı YPG komutanı Mazlum Kobani de yapmıştı.
Phares’in gelecek projeksiyonu da hayli ilginç: "Bütün gözler şimdi IŞİD'in kalıntılarına ve İran kuvvetlerinin Kürtlerin bulunduğu kuzeydoğu Suriye'ye girmesini veya bir kez daha kuzey Irak'a yaklaşmalarını engellemeye odaklandığını” belirtiyor. Yani YPG/Pkk güçleri daha birçok ABD düşmanına karşı kullanılacak. Eh nasıl olsa parasını verecekler!
YPG/Pkk her ne kadar “ABD bize ihanet etti bizi sattı” dese de ABD askerinin dönüşüne en çok sevinenler şüphesiz yine o oldu. Çünkü işbirliğine kaldıkları yerden devam ettiler.
Garip değil mi 9 Ekim’de Türkiye’nin başlattığı operasyona saatler kala “Biz çekiliyoruz!” diyen ABD askeri, petrol rafinelerinin bulunduğu bölgelere tekrar geri döndüğünde hiçbir şey olmamış gibi bir rahatlıkla geri geldi. YPG/Pkk de aynı rahatlıkla onlara eşlik etti.
Pkk, Kürd halkına yıllardır “Biz sizin haklarınız için mücadele ediyoruz ve bunu yaparken de birçok ülkeyle hareket ediyoruz. Biz bütün bu ülkeleri kendi çıkarlarımız için kullanıyoruz!” diyerek yalan atıyor.
ABD ile olan ilişkisinin son haline ve ABD’li yetkililerin açıklamalarına bakıldığında “Ne kadar büyü(tülür)se büyü(tül)sün YPG/Pkk’nin gerçek anlamda Kürd halkını temsil edemeyeceğini ve asla bağımsız politikalar yürütemeyeceğini, çünkü bir maşa ve bir piyon olmaktan kurtulamayacağını” rahatlıkla söyleyebiliriz.