Doğu Roma İmparatoru 1’inci Justinyen tarafından büyük bir katedral olarak inşa edilen Ayasofya, İstanbul’un fethiyle fetih sembolü olarak camiye çevrildi. 1453’ten 1931 yılına kadar cami olarak kullanılan ve yapılan restorasyon sonrasında bakanlık kararıyla 1934 yılında müze olarak açılması kararlaştırılan Ayasofya, 85 yıldır müze olarak kullanılıyor.
Son dönemde açılmasına ilişkin başlayan tartışmalar birçok kesimin gündeminde yer alana Ayasofya ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Akıncılar, Ayasofya’ya vurulan zincirlerin aynı zamanda Müslümanlara kafa tutmak olduğunu, İstanbul fethini değersizleştirilmeye çalışıldığını hatırlatarak Ayasofya’ya vurulan zincirlerin kırılarak yeniden ibadete açılması gerektiğini vurguladı.
"Kudüs ümmetin Ayasofya da Türkiye Müslümanlarının ortak değeridir"
"Ayasofya’nın özgürleştirilerek yeniden ibadete açılması Türkiye Müslümanlarının kimlik kazanmasının ve yeniden dirilişinin işareti olacaktır." denilen açıklamada, "Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi nasıl ki İslam ümmetinin özgürleşmesinin önünü açacaksa, Ayasofya’nın özgürleşmesi de Türkiye Müslümanlarının önünü açacak; küresel güçlere ve yerli işbirlikçilerine karşı gerçekleştirilecek en önemli hamle olacaktır. Nasıl ki Kudüs ümmetin ortak değeri ise Ayasofya da Türkiye Müslümanlarının ortak değeridir. Hiçbir partinin, iktidarın ve oluşumun inisiyatifine bırakılamaz. Ayasofya’nın özgürleşmesi için atılan her samimi ve hesapsız adım desteklenmeli ve arkasında durulmalıdır." ifadelerine yer verildi.
"Her bir ferdimizle bu uğurda ne bedel istenirse ödemeye hazır olarak bekliyor olacağız"
Ayasofya’nın ibadete açılması hamlesinin haçlı zihniyeti tarafından hazmedilemeyeceği belirtilen açıklamada, "Akıncılar Hareketi olarak yaklaşık 50 yıldır Ayasofya’nın özgürleşerek fetih komutanının vakfettiği gibi cami olarak açılmasını bekliyor ve mücadele ediyoruz. Bu uğurda ödenmiş bedellerimiz vardır. Elbette yaşadığımız zaman diliminde böyle bir hamle, küresel güçler ve Haçlı zihniyeti tarafından hazmedilemeyecek, bunu ortaya koyacak siyasi irade ve Türkiye cezalandırılmak istenecektir. Bunun bilincinde olarak her bir ferdimizle bu uğurda ne bedel istenirse ödemeye hazır olarak bekliyor olacağız." denildi.
Kur’an-ı Kerimde bedeli ödenmemiş hiçbir zafer kazanılamayacağı vurgusunun yapıldığını açıklamada, Akıncılar, bazı kesimlerin Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması meselesini bilerek ya da bilmeyerek farklı zeminlere taşıyıp düşmanın değirmenine su taşıdığını söyleyerek bu hususta tavsiyelerini şu şekilde sıraladı:
1. Ayasofya, bir zulüm imparatorluğunun çöküşü ve dünyanın en stratejik beldelerinden birinin İslamlaşmasının sembolüdür.
2. Ayasofya’nın özgürleşerek ibadete açılması, cumhuriyetle birlikte İslam’la bağları koparılmak istenen Anadolu insanının yeniden özüne dönüşü ve dirilişinin en güçlü işaretidir.
3. Ayasofya’nın özgürleşmesi demek, Türkiye’nin tüm dünyanın küresel güçlerine karşı bağımsızlık yolunda ilerleyeceğini en yüksek sesle ilan etmesi demektir. İslam fıkhı açısından meseleye baktığımızda ise Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılaması, iki değerlendirmeye tabiidir.
Birincisi: Bir belde silah ve zor kullanmadan barış ve anlaşma yoluyla fethedilmişse, anlaşmada ibadethanelerin olduğu gibi korunma maddesi de varsa fetih komutanı bu anlaşmaya uymak durumundadır.
İkincisi: Bir belde anlaşma yapılamamış, silah ve zor kullanarak fethedilmiş ise; o beldedeki kamuya ait ne varsa, ibadethaneler dâhil fetih komutanının inisiyatifine bırakılır. İslamiyet’i ilk kabul eden kabilelerden Tayif’teki Sakîf Kabilesi, mescitlerini Lat’ın bulunduğu yere inşa etmişti. Rivayete göre bunu bizzat Hz. Peygamber istemiştir. Yemameliler, Müslüman olduktan sonra eski kiliselerinin yerine, onun kalıntılarıyla mescit inşa etmişlerdir. Dimeşk, (Şam) hicretin 14. yılında iki taraftan şehre gelen orduların, Yuhanna kilisesinin bulunduğu yerde buluşmasıyla kısmen barış yoluyla fethedilmiş, mabedin yarısı Hristiyanlara bırakılmış, diğer yarısı ise camiye çevrilmiştir. Humus’ ta bulunan Loannes Kilisesi kısmen camiye çevrilmiştir. Fetih komutanı Ebu Ubeyde, değirmen ve kiliselere dokunmamak üzere anlaşma yapmış; Loannes Kilisesi’ni bu anlaşmanın dışında tutmuştur.
Son söz olarak; Zincirler kırılsın! Ayasofya, 15 Temmuz gibi anlamlı bir günde cami olarak ibadete açılsın." düşüncemizi siyasi iradeye ve kamuoyuna ilan ediyoruz."
İLKHA