İşte Mehtap Yılmaz'ın o yazısı:
***
Cemaat İslâmî değilse Risale-i Nur’ları niye filtre ediyor?
,
“Suriye’de, Mısır’da bu katliamlar olurken bu sualleri sormanın sırası mı?” diyorlar.
Peki, o halde Suriye’de, Mısır’da bu katliamlar olurken Başbakan’ı hedefe koymanın sırası mı?
Ulusalcılarla, CHP ile el ele İktidarı Gezi’de İP’e çekmeye kalkıştığı vakit, tek sesle Başbakan’ı itibarsızlaştırmanın sırası mı?
Başbakan’a diktatör diyen K.K.’yı medya organlarınızda konuşturmanın sırası mı?
Kamuoyundaki onca gerilime rağmen, Hocaefendi’nin susup, GYV’nin konuşmasının sırası mı?
Türkiye’nin, gelmiş geçmiş en başarılı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu, sırf İsrail odaklı bir dış politika yürütmedi diye hedefe koymanın, yuhalamanın sırası mı?
Sırf İsrail ve ABD’deki Yahudi lobileri gıcık diye, Hakan Fidan’a musallat olmanızın sırası mı?
ABD’deki Yahudi Lobilerine şirinlik etme uğruna İP’çileri tutup, hükümeti tu kaka ilan etmenin sırası mı?
Cemaat sermayesini, KOÇ’lara peşkeş çekmenin sırası mı?
KOÇ’lara şirinlik etme uğruna, Bedri Baykam’ın çakma resmine kesenin ağzını açıp, dindar kesime nanik yapmanın sırası mı?
Başbakan’a, tabanınızla sopa sallamanızın sırası mı?
Seçimlerde desteklemeyiz haaa! Kaybeden siz olursunuz!” diye Allah’ın lutfuyla geldiğiniz yerle racon kesmenin sırası mı?
“Biz İslami bir cemaat değiliz” demenin sırası mı?
Bakın, demek ki geç bile kaldık! Konuşmanın tam sırası!
RİSALELERE DOKUNMAYIN!
Ha bu arada söylesem linç etmeye devam edeceksiniz, söylemesem ölürüm…
Üstüne basa basa “Hizmet hareketi, İslami bir cemaat değildir. İnsani bir cemaattir” diyorsunuz madem, ne işiniz var Risale-i Nur’larla? Risale-i Nur’u sadeleştirme adına “tahrif” etmeye ne hakkınız var?
Hocaefendi, tüm eserlerini Bediüzzaman’ın lisanını öykünerek yazdığı halde, sadeleştirmeye Üstad’ın eserleri yerine neden kendi sohbet kasetlerinden, kitaplarından başlamıyor?
Bediüzzaman Hz.’lerinin kat’i bir biçimde reddettiğini bile bile bu eserler dipten dibe niçin tahrif ediliyor?
Üstadın has tabelerinin, Risale-i Nur otörlerinin ittifakla sizi bundan men etmesine rağmen, Hizmet Hareketi, hangi hakla Risale-i Nur’lar üzerinde tasarrufta bulunup, içindeki cihad kavramını filtre ediyor?
Madem gençler tarafından Üstad’ın dili anlaşılmıyor, sadeleştirerek içindeki hakikatleri imha etmek yerine neden yüzlerce ülkeye Türkçe (!) öğretildiği gibi bu memleketin çocuklarına Bediüzzaman’ın lisanı öğretilmiyor?
Hocaefendi, gençlerin anlaması için Üstad’ın vasiyetini ihlal edecek kadar gözü karaysa, neden kendi yazılarını günümüz Türkçesiyle kaleme almıyor? Neden sıradan bir lisanla konuşmuyor?
Sadeleştirme işi neden ille de Risale-i Nur’lardan başladı? Neden özellikle Risale-i Nurlar tahrip ediliyor?
Üstad’ın talebelerinden Sungur Abi, Risaleleri tahrif edenler için “elleri kırılsın” dediği halde, hangi hakla Risale-i Nur’un üst düzey âlimlerinin tepkisine rağmen “tahrif” cinayetinden geri adım atılmıyor?
Evet sırası… Tam sırası… Ümmete mal olmuş eserlere dokunanlara ayna tutmanın tam sırası! Tüm tehdit ve baskılara rağmen hakkı ve hakikati haykırmanın tam sırası!
Bediüzzaman’ın eserlerindeki CİHAD kavramını kemirenlere, bunu neden yaptınız demenin tam sırası. Cihad kavramı bunca ehemmiyet arz etmişken neden? Müellifin “asla dokunmayın” dediği eserlerini, vefatı sonrası filtre etmek apaçık bir mezar soygunculuğu olduğu halde neden?
Şimdi ya özür dileyip hatanızdan dönün, elinizi çekin Bediüzzaman’ın eserlerinden, yahut Lem’alar’daki dualarla yardım isteyecek; Nur talebeleri Rablerinden...