Ak Partili Metin Külünk, son günlerde iktidar ile muhalefet arasında sert tartışmalara neden olan "milliyetçilik" kavramıyla ilgili olarak çok tartışılacak iddialarda bulundu. Türkiye'de cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük bir "milletsizleştirme" projesinin uygulandığını belirten Külünk, Türkiye'de Türkçülük yapanların birçoğunun aslında Türk olmadığını söyledi.
Haber7.com'un haberine göre Külünk, Ankara'da cumhuriyetin kurulması sırasında yönetimde bulunanların birçoğunun daha sonradan büyük bir tasfiyeye maruz kaldığını belirterek, "Ankara'da Cumhuriyet'in kurulmasında kimlerin fotoğrafları var? O fotoğrafta Mehmet Akif, Said Nursi, Çerkez Ethem, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Rauf Orbay ve Atatürk var. Peki 1924'ten sonra o fotoğrafta kimler kaldı? Çerkez Ethem, Mehmet Akif, Said Nursi, kazım Karabekir o fotoğrafta yok. Yani Anadolu'nun dinamikleri gitti. Yani Ankara'yı milletsizleştirdiler. Birlikte kurulan Cumhuriyet'te özellikle 1924'teki anayasadan sonra milleti Ankara'da tasfiye edip, çevreye tutsak ettiler. Ama bu millet 1946 yılına kadar her türlü eziyete ve inkara rağmen köşesine çekilip yine de isyan etmedi." dedi.
"TÜRKÇÜLÜK YAPANLAR TÜRK DEĞİL"
"Ne gariptir ki, Türkçülük yapanların hiçbiri Türk değil. Ve ne gariptir ki Türkçülük yapanların hepsi 'Medine ve Osmanlı Düşmanı' jakobenlerdir. Ve bunların tarif ettiği bir Türklük... " diyen Külünk, "İşte bunun son örneği Meclis'te yaşandı. CHP'li bir milletvekili çıkıp, BDP'lilere "Türklerle Kürtler eşit olamaz" diyor. Hangi Türklükten bahsediyorsun? Bu anlayışta olan insanlar, o zaman Yavuz Sultan Selim'in İdris-i Bitlisi ile kurduğu bağa, Fatih Sultan Mehmet Han'ın yanı başındaki Molla Gorani (Gorani aşiretindendir) ile Ceziri Ahmed Efendi (Fatih Sultan'a kaside yazan alim) ve Alparslan'ın ordusundaki Kürtlere baksınlar. Yine bu Türklük tanımını yapanlar, İslam'da insanların fıtratına dair bir inkar olup olmadığına baksınlar... Bunların tarif ettiği Türk, Türklükle hiç alakası olmayan, bu topraklara yabancı, ne Oğuz boyuyla ne de Türkmen boyuyla bağlantısı kopan bir Türk'tür... " diye konuştu.
Külünk şunları söyledi: "Neden 28 Şubat, Doğu ve Güneydoğu'daki medreselerin kapısına kilit vurdurdu, oranın aydın ve alim insanlarını sürgüne mecbur etti? Çünkü Milli Şef döneminde yapılmak istenen "10 yılda 15 milyon genç yarattık" denilerek, yapılmak istenenle, 28 Şubat'ta terör örgütünün birlikte akıl üreterek başarmak istediklerinin arasında hiçbir fark yok. Hepsinin merkezinde "Medine düşmanlığı" var. Türk Devleti'nin Medine'siz düşünemezsiniz. Çünkü Türk Devleti'nin bekası Medine'den geçmektedir. "