Diyarbakır
Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı Mêrani (Ülgen) köyünde 1946 yılında doğdu. İkokulu köyde okuduktan sonra orta ve lise kısımlarını da dışarıdan bitirdi. 1965 yılında medrese eğitimine başladı. Daha sonra Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Kılêsiyê (Akyol) köyüne giderek Molla İhsan Meçin’den eğitim aldı. Medrese eğitimini tamamladı ve 1974 yılında icazetini aldı.
32 YIL MEDRESE EĞİTİMİ VERDİ
1974 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Kılan köyünde imamlık yapmaya başladı. Burada 5 yıl imamlık yaptıktan sonra 1979 yılında Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı Xıncıka (Sarıcanak) köyüne giden Molla Seyithan, bu köyde medrese tohumlarını attı. Molla Seyithan, 32 yıl boyunca aralıksız Xıncıka (Sarıcanak) köyünde medrese eğitimi verdi ve onlarca kişiye icazet verdi.
VEFATI
Evli ve 3 çocuk babası olan Molla Seyithan, 10 Şubat 2012 yılında, bir Cuma gününde tedavi gördüğü hastanede Hakk’ın rahmetine kavuştu. Vefat haberinin duyulmasıyla Molla Seyithan’ın ailesi, sevenleri ve öğrencileri hastanenin önüne akın ettiler. Hastaneden alınan Molla Seyithan’ın naaşı, Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı Mêrani (Ülgen) köyünde toprağa verildi.
YÜZE YAKIN KİŞİYE İCAZET VERDI
Molla Seyithan’ın yeğeni Molla Mehmet Sıddık Attı, “Rahmetli dayım Molla Seyithan, medresedeki öğrencilerinin üzerine adeta titrer ve onların eğitimine çok önem verirdi. Dayım sabırlı, azimli ve fedakârdı. Bazen 10-15 tane taziye olurdu ve hepsine katılırdı. Hiçbir zaman ‘işim var, müsait değilim, yorgunum’ lafını ondan işitmezdiniz. Hayırlı işlerde adeta yarışırdı. Birçok öğrencisi vardı, ama onları asla ihmal etmezdi. Şehre ineceği veya taziyeye gideceği zaman ya sabah namazından sonra ya da gece taziyelerden döndükten sonra mutlaka öğrencilerin derslerini verirdi. Nerede bir hayır işi varsa Seyda mutlaka oradaydı. Birçok âlim yetiştirdi, yüzlerce kişiye ders verdi ve yüze yakın kişiye icazet verdi. Molla Gıyasettin, Molla Fadıl, Molla Veysi, Molla Abdulbari bunlardan sadece bir kaçıdır…”
Dayım Melle Seyithan; Medresede 30’a yakın öğrenci okuturdu. Medrese ihtiyaçlarının bir kısmının köylülerce, bir kısmının kendisi karşılardı. Haftanın 4 gününü kendi evinde pişirdiği yemekleri medreseye götürür, talebelerin kirli elbiselerini de kendi evinde yıkattırırdı. Köylüye yük olmaktan kaçınır ve köylüden zekât almazdı. Geçimini kendi sağlardı. Hayvan besler, tarla sürerdi. Molla Seyithan’dan bize ilmi, azmi ve fedakârlığı miras olarak kaldı. İnşallah bu mirasa sahip çıkacağız.
SEYDA’MIZIN YOLUNU SÜRDÜRECEĞIZ
1984 yılından 1991 yılına kadar Molla Seyithan’ın yanında medrese eğitimini alan ve Seyda’dan icazet alan Molla Mahmut Kılıç, her şeyini Molla Seyithan’a borçlu olduğunu söyledi. Kılıç, “Seyda’mız çok titiz ve disiplinli idi, ancak bu disiplini bizi hiçbir zaman sıkmazdı. Bir gün bile ders almadığımız olmadı. Bazen şehre ve köylere taziyelere gideceği zaman sabah erkenden veya gece geç saatler de döndüğünde dersimizi verirdi. Şu anda halen Molla Seyithan’ın 26 öğrencisi var. Allah bu öğrencilere yeni bir Seyda nasip etsin… Bizler de inşallah Seyda’nın yolunu sürdürmeye devam edeceğiz. BİR MUM GİBİ ETRAFINI AYDINLATIRDI
Molla Seyithan’ın bir mum gibi etrafını aydınlattığını söyleyen Kılıç, birçok imam yetiştirdiğini belirtti. Kılıç, “Seyda’mızın akrabaları eğer doktor olmuşsa, eğer imam olmuşsa onun sayesindedir. Bugün ben imam olmuşsam, insanların önünde namaz kıldırıyorsam onun sayesindedir. Bizler hepimiz ona borçluyuz” diye konuştu.
VEREN EL, ALAN ELDEN DAHA HAYIRLIDIR
Molla Seyithan’ın öğrencilerinden Mola Mahmut Kılıç, sözlerine şöyle devam etti; “Değerli Seyda’mız Molla Seyithan, bize sürekli şunu tavsiye ederdi. ‘Ne kadar ilimde ilerlerseniz ilerleyin, ama ekonomide de o kadar ilerleyin. Ne kadar âlim olursanız olun eğer başkasına muhtaçsanız değeriniz yok demektir. Allah’ın Resulü ‘Veren elin alan elden daha hayırlı olduğunu’ buyuruyor, derdi. Seyda’mız her nereye gitse, ‘ilim, ilim, ilim’ ve ‘çocukların dersleri’ diyordu.”