Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) İnsani Değerler Öğrenci Topluluğu tarafından, "Aliya'dan Gençlere" adlı konferans düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen konferans, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programın açılış konuşmasını yapan Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, bilge kral olarak bilinen Aliya İzzetbegoviç'in bir gönül insanı, bir bilim ehli ve büyük bir savaşçı olduğunu söyledi.
Demirtaş, "Aliya savaş hukukunu iyi bilen en önemli savaşçılardan biridir. Halkı katliamlara maruz kaldığı halde, savaş hukukunu uygulama ve buna riayet etme noktasında bütün insanlığa örnek bir kişiliktir. O kendisine Peygamber Efendimizi örnek almış bilge bir insan, gençlere hitap edebilen önemli bir hitabet ustasıdır. Çünkü gençlerin dimağlarına, duygularına hitap etmek, onları anlamak son derece zordur. Ama Aliya bu işi çok güçlü ve anlamlı bir şekilde yapabiliyordu. Bu gün dünyada eserleri en çok okunan insanların başında kendisi gelmektedir. Çünkü o gerçek bir hitabet ustası ve mazlumların beyninde ve gönlünde gerçek bir kahramandır." dedi.
Aliya İzzetbegoviç'in olağanüstü yeteneklere sahip süper bir kahraman olduğunu hatırlatan Yazar İsmail Kılıçarslan, "Aliya hatasıyla, sevabıyla, eksiklikleriyle bir adam olarak yaşadı ve gitti. Peki, Aliya'yı şimdi burada, bu toplantıda anıyor olma gerekçemiz ne? Düşüncesini berraklaştırabilme kabiliyeti... Ne demek, düşüncesini berraklaştırabilme kabiliyeti? Onu sonra anlatırız. Bir önemli özelliği de tavizi nerede vereceği ve nerede taviz vermeyeceğini bilme kabiliyeti. Bu iki kabiliyeti sizin yaşlarınızda belki de daha küçük yaşlarda kendisinde görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Aliya'yı Aliya yapan, ilkelerine sıkı sıkıya bağlılığıdır"
Aliya İzzetbegoviç'in bir bey soyundan geldiğini dile getiren Kılıçarslan, bir Müslüman ailenin çocuğu olduğu fikriyle çok küçük yaşlarda tanıştığını belirtti.
Kılıçarslan, "Bosna'da herhangi bir soyadında Begoviç varsa, orada Osmanlı'nın kendisine beylik verdiği bir soydan geldiğini aramak gerekir. Bütün Begoviçler Osmanlı'dan imtiyaz almış Osmanlı Beyleri'dir. Dolayısıyla Aliya, bey soyundan gelen bir adamdır. Aliya bir Müslüman ailenin çocuğu olduğu fikriyle çok küçük yaşlarda tanışmıştır. Onu ve ailesini Sırplar ve Hırvatlardan ayıran asıl kimliğin ırka dayalı bir kimlik olmadığı, asıl meselenin onların Hıristiyan, Boşnakların da Müslüman olması olduğunu çok erken yaşlarda kavramıştır. Daha çocukken Müslümanlığın Boşnaklığı oluşturan bir üst kimlik olduğunu, Sırplar ve Hırvatların asıl derdinin Boşnakların ırkıyla değil, doğrudan dinleriyle olduğunu kavramış, bu kavrayışla birlikte artık İslam davasından geri dönüş yok diyebilme bilincine erişmiş bir neferdir ve her seferinde çocukluk yıllarında yapmış olduğu bu tercih ona pahalıya mal olmuştur. Aliya bütün bedelleri ödemeyi göze alarak kendi davasından bir adım dahi geri atmamıştır. Dolayısıyla olağanüstülük değildir. Aliya'yı Aliya yapan, ilkelerine sıkı sıkıya bağlılığıdır."
Yaklaşık bir saat süren program, soru cevap bölümünün ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş’ın İsmail Kılıçarslan'a plaket takdim etmesiyle son buldu.
İLKHA