DİYARBAKIR - Silvan İlçe Müftüsü Hüseyin Elçi, Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan’a ulaştığımız bu günlerde İslam'ın beş şartlarından biri olan Zekât hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Müftü Elçi, “Zekât; bildiğiniz gibi İslam'ın şartlarından biridir. Zengin olan bir Müslüman'ın yılda bir kere fakirlere zekatını vermesi farzdır. Tabi zekât dediğimiz zaman illa bir para akla gelmemelidir. Toprak mahsullerinin zekatı vardır, hayvanlardan zekat verilir, ticari mallarda zekat verilir, gümüş ve para her neyse yani bu emir Cenabı Allah'ın fakirlere ait olan bir malın bir rızkın zenginin malının içine sokmasıdır. Dolayısıyla bir zengin fakire zekâtını verince aynı zamanda o fakire teşekkür etmelidir. Eğer o fakir olmasaydı acaba o zekâtını kime verebilirdi ve bu onun üzerinde kalırdı. Her Müslüman'dan bizim istediğimiz şudur; mutlak surette malının zekâtını versinler, hesabını yapsınlar ve çıkarsınlar. Yarın Allah'ın huzuruna çıktıkları zaman borçlu çıkmasınlar ve unutmayalım cenabı Allah şöyle buyuruyor: ‘Malının zekâtını vermeyenler kıyamet gününde o mal ateşten şiş olup ve insanların alnına önlerine ve arkalarına o şişle dağlanır.’ Acaba buna kim tahammül edebilir. Dolayısıyla mutlak surette zenginlerimiz fakirlerimizi görsünler.” dedi.
“Zekâtımızı Ramazan ayına denk getirmek daha güzeldir.” diyen Elçi, “Ben geçen sene Ramazan ayında zekâtımızı vermiştim. Öyleyse bu senede tam Ramazan ayı geldi bir senem doldu. Dolayısıyla zekâtımı vermeliyim diye bu şekilde takvim açısından da önemlidir. İkincisi Ramazan ayında yapılan her ibadetin sevabı kat kat daha fazladır. Her ne kadar zekât farz ise de bir borç ise de ama aynı zamanda büyük bir ibadettir. İslam'ın bir rüknüdür, mutlak surette zekât verilmelidir. Şunu da unutmayalım Cenabı Allah daima zekâtla namazı yan yana zikretmiştir.” ifadelerini kullandı.
Zekâtın toplum üzerinde büyük bir etkisinin olduğunu dile getiren Elçi, “Zekât aynı zamanda bir sosyal yardımlaşmadır. Şunu unutmayalım Cenabı Allah herkesi görüyor, kimin rızkını ne kadar olduğunu da biliyor ve taksimatını yapmıştır. Bunu da biraz önce dediğim gibi fakirlerin malını zenginlerin malının içine sokmuştur. Eğer zenginler zekâtını verirlerse o memlekette fakir kalmayacaktır. Şunu çok iyi bilelim ve inanalım ki bir memlekette fakir varsa demek ki o zenginler zekâtını vermiyorlardır. Fakirlerimizi gözetmeliyiz, yardım etmeliyiz başta komşularımızdan akrabalarımızdan başlayarak mutlak surette zekâtımızı verelim ve onlar da gelecek bayramda güzel bir şekilde girsinler. Nasıl zekât yılda bir sefer veriliyorsa bu da fitre de Ramazan ayında kişilere ait olan bir zekâttır. Kişinin zekâtı olarak sayılır. Biz onu bu şekilde tabir ediyoruz. Bunun da sosyal amacı fakirlerin bayrama sevinçle girmeleridir. Yani onlarda bayramda çocuklarına bir şeyler alabilmelidir ve bayramı bayram olarak yapmalıdır ve bu sene ki fitre miktarı da en az 10 liradır. Kişi başı vermek durumundadır. Ama bu demek değildir ki bunu illa 10 liradan sınırlıdır. 10 lira da 15 lirada verebilirsiniz. Herkes kendi durumuna göre verir ama asgarisi 10 liradır.” şekline konuştu. (İLKHA)