Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum
Amerika’nın birçok ülkeyi dinlediği bilgisi daha tartışılmaya devam ederken yeni bir dinleme skandalı patlak verdi.
Almanya İstihbarat Örgütü’nün (BND) Türkiye’yi 5 yıl dinlediği ortaya çıktı. Alman istihbaratı da iddiayı kabul etti. Bunun üzerine Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak sözlü nota verildi. Diplomatik ama keskin bir ifade kullanıldı: “İddialarda en ufak bir doğruluk payı varsa Almanya bakımından açıklanması gereken vahim bir durum bulunmaktadır. Peşini bırakmayız.”
Peki, bu skandalın ortaya çıkmasında zamanlama açısından ilginç bir durum yok mu? Alman hükümeti, Türkiye ile çok yakından ilgileniyor. Tabii bu iyi yönden bir ilgilenme değil daha çok yönlendirme ve dizayn etme amaçlı bir ilgi.
Alman hükümetinin Gülen grubuna, Alevilere ve CHP yönetimine özel ilgi duyduğu ve bunlar üzerinden T.C Hükümetine ayar vermeye çalıştığı biliniyor.
Alman medyasının bu konularda bolca haber yaptığı da biliniyor.
Tüm bunları masaya yatırdığımızda dinlemeyi ve zamanlamayı bir daha konuşalım.
Bundan bir süre önce Amerika’nın birçok Avrupa ülkesiyle beraber Almanya’yı da dinlediğinin ortaya çıkması skandal olarak yorumlanmıştı. CIA eski ajanı Edward Snowden’in sızdırdığı bilgilerden sonra Alman başbakanı sert açıklamalar yapmıştı.
Almanya’nın dinlendiğini Snowden açıklamıştı da Almanya’nın dinlediğini kim basına sızdırdı?
Bu meselede iki ciddi şüpheli var.
Birinci şüpheli doğal olarak Amerika’dır. Snowden’ın sızdırdığı bilgilerden dolayı aldığı eleştirilerin kesilmesi için böyle bir
yola başvurmuş olabilir. Yani aslında “Yok birbirimizden farkımız” meselesi.
İkinci şüpheli ise Alman istihbaratıdır.
Alman hükümetinin hem CHP hem de Gülen grubuna verdiği desteğin boşa kürek sallamakla beraber prestij kaybına da yol açtığının farkına vardı Alman istihbaratı. Gülen grubunun operasyon altında olması, Erdoğan’ın seçimi kazanması ve CHP projesinde tüm desteklere rağmen kaybedilmesi ve Kılıçdaroğlu’na karşı ciddi hareketlenmelerin başlaması istihbaratı buna itmiş olabilir.
Şu anda kullanılan dilin özenli ve diplomatik olduğuna aldanmayın. Çok kısa bir sürede keskin söylemler devreye girebilir.
Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ve politik çekişmeler ortamın sertleşeceğini işaret ediyor.