Federal Politik Eğitim Merkezi (bpb) de son günlerde PEGIDA yani 'Batının İslamlaşmasına karşı Vatansever Avrupalılar' tarafından gerçekleştirilen ırkçı eylemlerden ve Almanya Nasyonal Sosyalist Partisi'nin (NPD) seçim propagandalarından hareketle ifade özgürlüğünün sınırlarını masaya yatıran bir toplantı düzenledi.
Toplantıya katılan Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, ifade özgürlüğü ve hakarete varan söylemler arasında ince bir çizginin olduğunu belirterek, insan onurunun bu konuda öncelikli kriter olduğunu ifade etti.
De Maizière ayrıca çoğunluk toplumunun kaygılarını anladığını ancak bunların cevabının aşırı guruplarda değil devletin meşru organlarında olduğunu ifade etti.
De Maizière, "Bunlar ne tür soru ya da kaygılar olabilir? Öncelikle: Toplumumuz, 200 bin mülteciyi ve daha fazlasını kaldırabilir mi? Ya da mülteciler suç oranlarını artırır mı? Mülteci çocukları okullarda eğitimi yavaşlatır ve kaliteyi düşürür mü? Veya mülteciler arasında İslamcı teröristler olabilir mi? Tüm bu sorular elbette meşru ve anlaşılabilir sorular. Açıklıkla da cevaplandırılmaları gerekir" diyen İçişleri Bakanı sözlerini şöyle sürdürdü: "Rahatça söyleyebilirim ki, bize sığınan herkes en iyi şekilde korunmaktadır. Ve ülkemiz bu mültecileri bakacak yeterliliğe sahiptir. Evet, yabancı kökenliler arasında suç oranları yüksek ama aralarında mutlaka Almanların da bulunduğunu unutmamak gerekiyor ve ülkemize gelen mülteciler arasında suç eğilimine rastlanmamıştır." dedi.
Almanya’da İslamlaşma tehlikesinin bulunmadığını da vurgulayan De Maizière, Almanya’da milyonlarca Müslüman’ın yaşadığını ve bu insanların, çalışan, ülkeye vergi ödeyen, iyi komşuluk ilişkileri olan, maçlarda da Alman Milli Takımı’nı destekleyen insanlar olduğunu söyledi. (DW)