KONYA - Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği bünyesinde oluşturulan izole alanda önce alpaka develerinin Türkiye'ye adaptasyonları sağlanacak. Ardından da üretimi yapılıp, elde edilen yünü, Türkiye ve Avrupa pazarına açılacak.
Doktorasını Avustralya'da yapan Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esad Sami Polat, Selçuk Üniversitesi bünyesinde yetiştirilecek alpaka develeri üzerinde uyum sürecinin bilimsel aşamalarını her yönüyle takip edeceklerini ve rapor hazırlayacaklarını söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Polat, üniversite bünyesinde oluşturulan alpaka ünitesinde tüm hazırlıkların tamamlandığını, bir ay içerisinde 10 adet alpaka devesinin Türkiye'ye giriş yaparak, Selçuk Üniversitesi bünyesindeki çiftliğe getirilmesinin planlandığını söyledi.
Bakanlık izin verdi
Avustralya merkezli Global Alpaka Şirketi, 2012 yılında alpaka türü develerin Türkiye şartlarına uyum sağlamları ve üretimleri için Selçuk Üniversitesi ile ortaklaşa bir proje hazırladı. Proje, 2013 yılı Ekim ayında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanarak, alpaka develerinin Türkiye'ye girişine izin verildi.
Bu kapsamda Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü'nde tüm masrafları şikret tarafından karşılanarak 2 bin 500 metrekarelik izole bir alan oluşturuldu. Alandaki tüm hazırlıkların tamamlandığını ve artık alpaka develerinin Türkiye'ye giriş yapmasını beklediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Polat, "Adaptasyon sürecinin başarılı geçmesi durumunda üretim aşaması başlayacak ve dünyanın en kaliteli ve pahalı kumaşlarının imal edildiği alpaka yünü için çalışmalar yapılacak. İlk etapta 10 alpaka devesi önümüzdeki günlerde SelçukÜniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği'ne getirilecek." bilgisini verdi.
Hem yününden hem de eti ve derisinden faydalanılıyor
Alpaka yünlerinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Polat, "Alpakalar Güney Amerika'da lamadan ıslah edilerek yün verimi ve kalitesi ön plana çıkarılmıştır. Güney Yarımküredeki ülkelerle kıyaslandığında iklim koşulları en benzer yerin Türkiye olduğu görülmektedir. Şu an günümüzün en kaliteli ve pahalı kumaşları alpakalardan elde ediliyor. Yünleri ip haline getirildikten sonra dünyanın en pahalı kumaşları elde ediliyor. Avustralya'da normal şartlarda yılda bir kez kırkılıyor. Bizim de burada yetiştireceğimiz alpakalarda adaptasyon sürecinin en önemli aşamalarından biri de yün kalitesinin devamlılığı olacak. İncelemelerimizde üretim devenin üretimi aşamasında yün kalitesinin düşüp düşmediği göreceğiz. Uyum sürecinin başarılı geçmesi halinde yün kalitesi çok yüksek olan bu hayvanları ülkemizde de hızla üretebileceğiz. Yününün dışında düşük yağ ve kolestorole sahip eti ve derisi de ayrı bir sektör. Bu yönüyle de çiftçilere ayrı bir kazanç sağlayacak." dedi.
Başarılı olunursa bin alpaka daha gelecek
Selçuk Üniversitesi'ndeki adaptasyon sürecinin her açıdan detaylı bir şekilde izleneceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Polat, "Avustralya'dan gelecek alpakaların Türkiye'ye adaptasyonu için tüm hazırlıklarımızı bitirdik. Proje kapsamında ilk etapta önümüzdeki bir ay içinde 10 tane gebe alpaka gelecek. 3 yaşında olan hayvanlar daha önce bir kez doğum yaptı. Çalışmaların başarılı olması halinde bin alpaka daha gelecek. Adaptasyon sürecinde hayvanların beslenme, hastalıkla mücadele, yün kalitesinin devamı, gebelik sürecinin uyumu, üretme performansı ve yavru verimi gibi yönleriyle ülkemize uyumunu takip edeceğiz. Hastalıklara karşı bağışıklık sistemleri güçlü olduğu için uyum sürecinde fazla zorlanmayacaklarını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Her açıdan en uygun ortamı hazırladık"
Hem alpakaların bakımı hem de bilimsel çalışmaların yapılması için en uygun çiftliğin oluşturulduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Polat, "Alpakalar için kampüsümüzde bulunan Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nin en uç noktasında izole bir alan oluşturduk. Burada binanın yönünden yalıtımına kadar her şey özel olarak planlandı ve yapıldı. 2 bin 500 metrekarelik bir alpaka ünitesi oluşturuldu. Bunun 100 metrekaresi kapalı alan. Burası bir suni mera şeklinde tasarlandı. Adaptasyon sürecinde kapalı sistemden hayvanlara sağlıklı su verilecek. Bitkiyle beslenen bir hayvan olduğu için kaba yem, konsantre yem ve karışık mera bitkisiyle besleyeceğiz." şeklinde konuştu. (İlyas Yavuz - İLKHA)