Hasta mahkûm Şeyhmus Alpsoy’un kelepçeli bir şekilde ameliyathaneye götürülmesini değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, kendi şahsi ihtiyaçlarını gidermekte zorlanan birinin kelepçeli bir şekilde ameliyathaneye götürülmesine tepki gösterdi.
İslami kimliğinden dolayı 18 yıldır haksız gerekçelerle tutuklu bulunduğu cezaevinde kolon kanserine yakalanan hükümlü Şeyhmus Alpsoy, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alındı.
Saat 08.30’da ameliyata alındığı hastaneye gelerek ameliyathane önünde bekleyen Alpsoy ailesiyle görüşen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, hastane çıkışışında İLKHA’ya konuştu.
“Hastalığının ilerlemesinde cezaevi yönetiminin ihmali var”
Şeyhmus Alpsoy’un hastalığının ilerlemesinde cezaevi yönetiminin ihmali olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yasal prosedürün insani değerlerle çakışması durumunda değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Alpsoy’un 28 Şubat sürecinin yandaş yargısının zulmü sonucu 17 yıldır cezaevinde olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
“Bizler buraya 2000 yılından beri hükümlü bulunan ve 28 Şubat sürecinin yandaş yargısının zulmederek ceza verdiği Şehmus Alpsoy için buradayız. Cezaevinde kaldığı sürede gerek cezaevi şartlarında, gerekse bakım ve gerekse de genel olarak hapishane yetkililerinin ihmali sonucu doğru teşhiste bulunmaması neticesi bugün ölümcül bir hastalığa kansere yakalanmıştır. Tedavi amacıyla buraya getirilen Şehmus Alpsoy’un ameliyatı söz konusudur. Ailesine geçmiş olsun ziyaretinde bulunarak, sabır ve şifa dileğinde bulunduk.”
Şeyhmus Alpsoy'un babasının da cezaevinde ve hasta olduğunu hatırlatan Yılmaz, baba ve oğulun tahliye edilip, bu zor zamanlarını aileleriyle geçirmelerine izin verilmesi gerektiğini söyledi.
“Cezaevi şartlarında olduğu için gerekli tedavi yapılamıyor”
“Yasal prosedür eğer insani değerlerle çakışıyorsa, vicdani değerlerle çakışıyorsa o yasal prosedür hemen değiştirilmeli ve yasal prosedür uygulanmamalıdır.” diyen Yılmaz, “Bu noktada görebildiğimiz kadarıyla hastalık süreci yaklaşık 2 yıldır ortaya çıkmış. Cezaevi şartlarında olduğu için gerekli tedavi yapılamıyor. Bu şartlarda olmamış olsaydı belki hastalığın başında çok rahat bir şekilde tedavi edilecek ve geri dönüşü olabilecekti.” ifadelerini kullandı.
“İnsanların cezaevinde ölmelerine sebep yasal mevzuatın hiçbir kıymeti yoktur”
Hastalığın ilerlemesinde cezaevi yönetiminin ihmalkârlığından bahseden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Hasta, hastalığın ilk aşamalarında karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye götürülüyor ‘Gaz sıkışması’ denilip geri gönderiliyor. Cezaevi, uzun süre onu hastaneye tedaviye göndertmiyor. Muayene için, muayeneye gittiğinde de doktorlar ‘Klasik mahkûm psikolojisi, sıkıntısı var’ deyip basit bir iki ilaçla geri gönderiyor. Maalesef bu ihmalkârlık hastalığın ilerlemesine sebep oluyor. Hastalık artık ilerledikten sonra, acılar dayanılamaz hale geldikten sonra doktorlar ancak teşhis koyabiliyor. Hasta mahkûmlara böyle bir muameleye reva görülmemesi, dışarıda tedavilerinin sağlanması, cezaevi şartlarında şikâyeti olan mahkûmların şikâyetlerine ciddiyetle eğilmesi noktasında ihmalkârlık gösterilmemesi gerekiyor."
"Yasal mevzuat insanların can güvenliğini tehdit ediyorsa bir an önce değişmesi gerekiyor"
Yılmaz, "En azında bu yasal mevzuat bu yönde düzeltilebilir. Bu yönde şahısların mahkûmların tedavisini sağlayacak şekilde insani ve vicdani şartlara kavuşturulması gerekiyor. Bir hukukçu olarak benim yetkililere talebim şu: yasal mevzuat insanların can güvenliğini tehdit ediyorsa, insani ve vicdani kriterlere uymuyorsa, şahısların cezaevinde ölmelerine sebep oluyorsa o yasal mevzuatın hiçbir kıymeti yoktur ve bir an önce değişmesi gerekiyor.”
Alpsoy’un kelepçeli bir şekilde ameliyata alınmasını da değerlendiren Yılmaz, “Hukuki prosedür çok zalimane ve çok gaddarca. Prosedüre uygun olarak kaçmasını önlemek için uygun davranıyor olabilirler. Kaçamayacak derecede hasta olan kendi haline bıraksanız lavabo ihtiyacını için gidemeyecek olan bir insanın bu şekilde ameliyata götürülmesi vicdanı açıdan çok sıkıntılıdır. Onun için yasal mevzuat insani ve vicdani kriterlere uymuyorsa o değişmesi lazım. Özellikle ölümcül hasta mahkûmların bu muameleye tabi tutulması rencide edicidir ve bir nevi hakarettir. Bu tutum aileyi de rencide etmektedir. Elleri kelepçeli bir şekilde ameliyathaneye götürülüyor, zaten kaçabilme ihtimali yok. Yetkililerin buna dikkat etmesi lazım. Hem prosedürü değiştirmeleri lazım. Motamot uygulamak zorunda değiller prosedürü. Bu durum hem şahsın psikolojisini etkilemekte, hem ailenin psikolojisini etkilemekte hem de toplumda infiale sebep olmakta. Toplumda da bu vicdanları yaralamaktadır. Dolayısıyla bu prosedürlerin değişmesi lazım.” şeklinde konuştu.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz’a Genel Sekreter Şehzade Demir, Sincan İlçe Başkanı Abdulvahap Koyuncu eşlik etti.
Hastaneye gelen Yılmaz ve beraberindeki heyet, Alpsoy’un eşi Suat Hanım’a geçmiş olsun dileklerinde bulunduktan sonra hastaneden ayrıldı.
İLKHA