İyice anlaşıldı artık, bu Amerika ile bir defacık olsun dövüşmeden bu iş olmayacak. Son olarak ABD elçilik görevlisinin tutuklanması, eşinin ve oğlunun sorgulanması ve ardından karşılıklı olarak vize meselesiyle gerginlik ulaşacağı noktaya ulaşmış durumda.
Diyeceksiniz ki Amerika ile zaten şu anda dövüşmüyor muyuz? Hayır, dövüşmüyoruz, tek taraflı dayak yiyip duruyoruz. Dövüş karşılıklı olur, biz durmadan dövülüyoruz. Onun için dövüşmeliyiz diyorum.
Cümle alem biliyor ki 15 Temmuz darbe girişimin ardında Amerika var, hatta darbenin ardında değil, darbenin bizzat önünde o var.
Başta FETÖ lideri olmak üzere kendisine sığınan darbecileri ısrarla korumaya devam ediyor.
Bu da yetmiyor, Türkiye'nin diğer amansız düşmanları olan terör örgütlerine binlerce tır silah yardımı yapıyor, lojistik destek veriyor. Sanki PKK/PYD birer Nato üyesi, Türkiye ise Nato'nun hedefindeki bir numaralı düşman ülke.
Yani Amerika şu anda Türkiye'ye karşı dört koldan açık bir savaş yürütüyor.
Evet, bu durumda biz Amerika ile mutlaka bir dövüşmeliyiz. Savaş demiyorum, bilerek dövüş diyorum. Bugünlük savaşın en hafifinde bile yokum. Öyle yiğitlik çatlatmanın alemi yok.
Amerika ile Avrupa ile ilişkileri tamamen kesme, Rusya ile Çin ile yeni bir blok oluşturma işine de sıcak bakmadığım gibi bu işi henüz İslam ülkeleriyle yapma noktasında olmadığımız, özellikle başta Suud olmak üzere hiç birinin güven vermediği aşikârdır.
Diyorum ki Amerika ile hatta bazı Avrupa ülkeleriyle dövüşmeliyiz. Barışacaksak işte bu döğüşten sonra barışmalıyız.
Unutmayalım ki bazı döğüşlerden sonra yapılan barışlar, anlaşmalar öncesinden daha iyi olur. Döğüşlerden sonra kurulan ortaklıklar daha sağlam, özellikle daha hakkâni olur. Kendi küçük dünyamızda bile bunu görebiliriz
Dövüşmeliyiz ki dövüşten sonra kurulacak ortaklıkların hisseleri yeniden belirlenebilsin. Yükümlülükler yeniden taksim edilebilsin.
Bütün bunlar için Amerika ile efendice döğüşebilmeliyiz, hakkımızı hukukumuzu koruyabilmenin cesur adımlarını mutlaka atmalıyız.
Söz konusu dövüşü yapmadan hiç kimsenin hakkımız olan hissemizi tam olarak vereceğini beklemeyelim.
Evet, Amerika ile olan, Avrupa ile olan ortaklıklarımızın hisseleri yeniden belirlenmelidir.
Şu anda masamızın üstünde çok komik bir hisse taksimi durmakta. Üstüne üslük karşımızdakiler kâğıt üzerindeki bu çarpık taksimin gereklerini bile yerine getirmiyorlar.