Amerika'nın derdi ne? Bizden ne istiyor? Amerika ile iyi geçinmenin yolu yok mu? Amerika'nın derdi dost, müttefik ülke olmamız, Batılı değerleri benimsememiz, serbest piyasa ekonomisine göre ticaretimizi geliştirmemiz, demokratik bir siyasal sisteme sahip olmamız, insan haklarını ve adaleti sağlamamız mı? Bütün bunları yaparsak Amerika ile olan sorunlarımız giderilecek mi?
Ülkemizde İslami bir dönüşüm gerçekleştirdiğimiz için mi Amerika ile sorunlar yaşıyoruz? Eğitimde, sosyal hayatta, ekonomide, siyasal sistemde dini değerleri referans aldığımızdan dolayı mı Amerika'nın öfkesini üzerimize çektik? Hayır…
İslami bir dönüşüm, gerçek anlamda İslami bir dönüşüm mutlaka Amerika'nın tepkisini çeker. Çünkü İslam sömürü, zulüm ve talana izin vermeyen bir sistemi inşa eder. Bu anlamda elbette Amerika Muhammedi İslam'a düşmandır ve bu düşmanlık düşünsel ve inançsaldır. Ama Amerika'nın Türkiye'ye düşmanlığı İslami dönüşümden ötürü değildir.
Türkiye sistem bazında her şeyiyle Batılıdır… Hatta son yıllarda Türkiye'deki Batılı yaşam tarzı daha da kökleşmiştir. Liberal ekonomi ülkemizde tüm piyasayı ele geçirmiştir. Vahşi Kapitalist anlayış elit kesimlerden halkın geneline doğru yaygınlaşıp adeta bir yaşam tarzı haline gelmiştir. İslam'ın büyük günah saydığı ve yasakladığı zina, faiz, içki, kumar her geçen gün daha da yaygınlaşmakta, devlet bu günahları önlemek için caydırıcı cezalar getirmeyi düşünmemektedir. Yolsuzluk, zenginlerin daha da zenginleşmesi, toplumsal adalet ve gelir dağılımındaki eşitlik anlayışının dumura uğraması kanıksanmış, doğal karşılanır olmuştur. Sistemin laik zihniyeti geniş halk kitlelerine de sirayet etmekte, halkın büyük ekseriyetinin İslam'ı hukuksal anlamda hayata hâkim kılma derdi bulunmamaktadır.
O zaman Amerika bizden ne istiyor? Tüm emperyalist güçlerin tarih boyunca ülkelerden ve toplumlardan istediğini istiyor. Bağımsız politikalardan vazgeçme, mutlak itaat, Amerika'nın çıkarlarını ne pahasına olursa olsun ülke çıkarlarının önünde tutma, ülkenin tüm zenginliklerinin kendisi tarafından sömürülüp talan edilmesine müsaade edilmesi… Mutlak anlamda sömürge olmayı kabul etme…
Amerika ile dostluk ve müttefiklik söylemi kocaman bir kandırmacadan başka bir şey değildir. Amerika dost ve müttefik istemiyor. Yok olma pahasına da olsa köle olmayı kabul eden ülkeler ve toplumlar istiyor. İtirazsız her şeyine boyun eğen, hatta tüm dünyanın gözü önünde aşağılanmayı ve hakareti bile sineye çekip kendisine sırıtan, emre amade kuklalar istiyor. Bugünkü Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve mazlum Yemen halkına ölüm kusan, onları açlıktan ot yemeye mahkum eden gerici Suud Hanedanı gibi…
Amerika öyle şeytani bir güçtür ki onun şerrinden kurtulmanın tek yolu direniştir. Teslim olmak, boyun eğmek onu daha çok zararlı bir hale getirir. Amerika'ya boyun eğen liderlerin, hükümetlerin kaderi askeri darbelerle devrilmek, iç savaşa mahkûm olmaktır. Amerika doyumsuzdur, verdikçe daha çok ister. Amerika'ya boyun eğen ülkeler filin girdiği züccaciye dükkânına dönmeyi peşinen kabul etmişler demektir.
Kısacası izzet sahibi, özgürlük ve bağımsızlık yanlısı bir ülkenin, toplumun Amerika ile iyi geçinmesinin hiçbir yolu yoktur.