ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale hikâyesi daha çok uzayacağa benziyor. Belki de hiç olmayacak. Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Amerika müdahale konusunda istekli görünmüyor. Amerika’yı Suriye’ye askeri müdahale konusunda isteksiz kılan çok önemli nedenler var. Ekonomik, askeri ve siyasi sebeplere dayanan nedenleri şöyle sıralayıp özetlemek mümkündür.
Ekonomik neden. Amerika girdiği Irak ve Afganistan savaşlarında büyük ekonomik zarara uğradı. Bu tecrübelerden önemli dersler almış olan Amerika bu defa çok daha dikkatli olmaya çalışıyor. ABD bu savaşlara tam 3 trilyon dolar harcadı. Uzun süren bu savaşların ekonomik maliyeti Amerika ve müttefiklerinin ekonomileri üzerinde olumsuz etkiler yaptı. Savaşların neden olduğu ekonomik kayıpların doğurduğu kriz hali henüz tamamen atlatılabilmiş değil. Suriye üzerine yapılacak bir hava saldırısının günlük ekonomik bedelinin bir milyar dolar dolayında olacağı ifade ediliyor. Bu maliyeti karşılayan bir kaynak da olmayınca Amerika müdahale etmede kararsız kalıyor. Yani, kaz gelmeyecek yerden tavuğu da esirgemek hesabı bu. Bu hesabın doğurduğu endişe ve korkuyu gidermek için zengin Arap ülkeleri hemen devreye girip “masraflar bizden olsun” teklifini yaptıysalar da Amerika hala kararsız görünüyor. Arap krallarının yaptıkları bu ahlaksız teklifi tarih kara bir sayfa olarak kaydedecektir. Doğrusu zillet ve ihanetin bu denlisine çok nadir rastlanmıştır.
Amerika’nın müdahale konusunda yeterli uluslar arası desteği bulamaması. İngiltere parlamentosunun sürpriz bir karar ile müdahaleye onay vermemesi Obama’yı hem kızdırdı hem de endişelendirdi. Amerika’nın önceki Irak ve Afganistan müdahalelerinde başı çeken İngiltere, bu defa geri adım atıp Amerika’yı tek başına bıraktı. Obama da İngiltere’nin bu kararından sonra korktu ve topu Kongreye attı. Kongrenin ne karar vereceği henüz kesinleşmedi, ancak ulaşan son bilgilere göre kararın kongreden geçmesinin hayli zor olacağı ifade ediliyor. Obama ve yönetimi kararın çıkması için yoğun çaba gösteriyor, ancak olumsuz bir karar çıkması durumunda Obama’nın kongre kararını dinlemeden bir müdahaleye onay verme ihtimali “yok” denilecek kadar düşük görülüyor. Obama yönetimi uluslararası camiadan istediği desteği bulamadığı gibi içerideki kendi kamuoyundan da yeterli desteği bulabilmiş değil. Son yapılan kamuoyu yoklamalarında askeri müdahale istemeyenlerin oranı% 63’e varmış durumda. Kamuoyu desteğinin düşük olduğu böylesi önemli bir konuda Obama yönetiminin aksi istikamette bir karar alması oldukça zor görünüyor.
Müdahalenin muhtemel sonuçlarından duyulan korku. Amerika, Suriye’ye yapacağı askeri bir müdahalenin bölgesel çıkarlarını tehlikeye atmasından endişe duyuyor. Esad’ın devrilmesi durumunda kimin boşluğu dolduracağı konusu çok önemli. Suriye’de iktidarın İslamcı muhalefetin eline geçmesi Amerikan çıkarları açısından son derece tehlikeli bir durum arz eder. Zira İslami bir Suriye, kukla Arap yönetimleri ve İsrail’in güvenliği için son derece sakıncalı bir durumdur. Amerika için bir “tabu” sayılan İsrail’in güvenliği ise her şeyden önemli ve önceliklidir. Amerikan Parlamentosunda Baas rejiminin devrilmesine bu nedenden dolayı iyi bakmayanların sayısı hayli yüksek görünüyor. Amerika’nın yanında Rusya’nın da Suriye’deki İslamcı muhalefetin güçlenmesinden endişe duyduğu bilinen bir şey. El Kaide yanlısı İslamcı gurupların müdahaleden yarar göreceği doğrultusunda ortaya çıkan korkuları gidermek için de, müdahalenin sınırlı olacağı sürekli vurgulanıyor.
Son olarak Rusya’nın Suriye’deki kimyasal silahların denetime açılarak kontrollü olarak imha edilmesi önerisine Obama ve Dış İşleri Bakanı Jhon Kerry can simidi gibi sarılmış görünüyorlar. Bu, bir geri adımdır. Dileğimiz o ki, Amerika bundan böyle bölgeye hiçbir zaman müdahale fırsatı bulmasın ve müdahalenin sebebini oluşturanlarla beraber, finansını sağlamak için sıraya giren zalimlerin taht ve taçlarını başlarına yıksın.