TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda “Din, vicdan ve inanç hürriyeti” ile “siyasi parti hürriyeti” görüşmeleri yarım kaldı.
Partiler, “Herkes din, vicdan ve inanç hürriyetine (özgürlüğüne) sahiptir. Bu hürriyet, inanma, inanmama ve inancını değiştirme hürriyetini de içerir” maddesinde uzlaştı. Ancak bu hakkın kapsamı konusunda mutabakata varılamadı.
MHP, bu hürriyetin; tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı olarak ibadet, uygulama, tören yapma, dinini açıklama, yaşama, öğrenme ve çocuklarına öğretme hürriyetlerini de kapsamasını öneriyor.
CHP ise öğretimin eğitimi kapsamadığını; öğretimin aile tarafından çocuğa dini öğretmeyi içerdiğini ve kamu kurumlarında eğitimi kapsamaması gerektiğini savunuyor.
CHP ve BDP, anayasada, “devlet, işlem ve eylemlerinde bütün din ve inançlara karşı tarafsızdır; din, inanç ve kanaatlerin çeşitliliğine dayalı toplumsal çoğulculuğa saygı gösterir” hükmünün olmasını istiyor.
MHP ise din ve ahlak eğitim ve öğretiminin devletin gözetim ve denetiminde yapılmasını öneriyor.
AK Parti ve MHP, din kültürü ve ahlak öğretiminin, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer almasını istiyor.
CHP de din ve din kültürü eğitim ve öğretiminin devletin gözetimi ve denetimi altında yapılmasını öneriyor ancak CHP bu konunun eğitim ve öğrenim özgürlüğü ve hakkının düzenlendiği maddede seçmeli din kültürü ve ahlak bilgisi dersi esas olmak üzere yer alması gerektiği görüşünü savunuyor.
BDP, ibadet, dini ayin ve törenlerin, ancak başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla sınırlandırılmasını öneriyor. MHP ise “İbadet ve dini törenlerin kamu düzeni, genel ahlak, genel sağlık, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması amaçlarıyla sınırlanabilir” hükmünü öneriyor.
CHP, “Din, vicdan ve ibadet özgürlüğü, devletin sosyal, ekonomik, siyasal veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasal veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla kullanamaz. Kimse dini veya dini duyguları ya da dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu fıkraya ilişkin yaptırımlar kanunla düzenlenir” hükmünün anayasada yer almasını talep ediyor.
MHP'nin bu konudaki önerisi ise “Din, vicdan, inanç ve ibadet hürriyeti, anayasal düzeni dini kurallara dayandırmaya yönelik eylemler biçiminde kullanılamaz” yönünde.
BDP, “Dini hizmetlerin sağlanması için kamu kaynaklarının kullanımında devlet adil bir dağılımı sağlamakla yükümlüdür ve elverişsiz konuda olan farklı inanç grupları lehine pozitif ayrımcılık hükümleri uygulanır” önerisi getiriyor.
(Radikal)